Acaba "çok" sevebilir misin beni? Başıma kötü bir şey gelse bunu ilk hisseden sen olabilir misin? Acaba kendinden önce beni düşünür müsün günün birinde? Korkar mısın kaybetmekten beni? Gururunu dinlemeyip, içinde ne var ne yoksa söyleyebilir misin bana? Senden emin olabilir miyim? "O yapmaz" diyebilir miyim? Bu sefer haklı çıkabilir miyim herkese karşı? Adımı nasıl biliyorsam, beni sevdiğini de öyle bilebilir miyim? Başarımı başarın, mutsuzluğumu mutsuzluğun, mutluluğumu mutluluğun yapar mısın? Seveceğini biliyorum. Herkes çok sevebilir zaten ama bir yere kadar. Benim bir yere kadar olana değil de, sonsuza kadar olana ihtiyacım var da...
Sev beni.
say beni.
dürüst ol.
sadık ol.
trip atma günaydın mesajı at bana.
görüldü atma kalpli emoji at bana.
Hastalandığimda annemle bir olup doktora gitmem için başimda dırdır et.benimle ilgilen.beni öv.ben gidecek olsam da izin verme,bırakma beni.
Merhaba - Hoscakal arasinda bir takim seyler yasanacak. Sonra “anılar anilar simdi gozumde canlandilar , anilar beni bu aksam aglattilar.” Bu sebepledir ki gelmeni istemiyorum. iyi bak kendine.
Birisini sever miyim, sevebilir miyim bilmiyorum ama olur da seversem ve bu sen olursan, ayrıca bana tahammül edişin kendine de katlanma gücü verirse; dizine yatırıp saçlarımla oynayarak uyut. Bunun ertesinde istersen gidebilirsin, ben minnettar kalmaya devam ederim. Bir de şey, Heidegger ve edip Cansever sev. iyi geceler.
Umarım edebiyatı, şiiri seviyorsundur.
Kahve ve şarabı da.
Denizi, kumu, güneşi, yağmuru, karı, ağacı da.
Hoppidi hoppidi gezmeyi de, plansız programsız.
Sonra...
Komik ol meselâ, sandalyeden düşelim beraber.
Bazen Ağlayalım da sessiz sessiz.
Çocuk olalım, deli olalım...
Konuşalım uzun uzun sıkılmadan...
Türkü dinleyelim, hop ardından Edith piaf söylesin. Derken nesrin sipahi alsın mikrofonu, enginde yavaş yavaş desin...
Beatles fırlasın koridordan, onu da alkışlayalım.
Sarılar, kırmızılar, fuşyalar bizim olsun
Yüreğin yakışıklı olsun, seyretmeye doyamayayım...
Iyi ki varsın diyeyim.
Iyi ki varım, iyi ki doğmuşum diyeyim...