Herkes gidiyor demek için gecenin ikisini beklediğim doğrudur, çünkü malesef herkes gidiyor ve siz bir başınıza kalıyorsunuz o zaman hayat sizi çocukluğunuzu özleten bir adam yapıyor. Herkes gider fakat tek bir kişinin gidişi koymuştur herkese oda dönmez ya neyse azizim neyse gelmeyen umut can alır derler buralarda o umutta gidecek bu gidişle.
Ne kadar az şey bilirseniz o kadar mutlu olacağınızı asla unutmayın burdaki az bilinmesi gereken şeyden kastım bilgi ilim bilim değil insanlar hakkında ne kadar az şey bilirseniz o kadar iyi.
ne yaparsak yapalım
liseyi bitirelim, üniversite kazanalım, üniversite bitsin, diploma alalım, askerlik bitsin, iş başlasın para kazanalım. farketmez.
aşık olalım, sevelim, sevilelim, aşkın ötesinde duygular tadalım. ufak bir kız çocuğun diz kapağındaki yarayı öpelim. uykusundan uyanıp yanımıza gelip bize sarılan ufak bir çift ele sahip çocuklarımız olsun hatta. farketmez.
para kazanalım, zengin olalım, sağlıklı olalım, ana-baba sağ olsun, sevdicek var olsun. o da farketmeyecek.
hep ama hep eksik hissedeceğiz kendimizi.
bir şeyler eksikmiş gibi, tam değilmiş gibi hissedeceğiz.
çok aşıkken bile acaba aradığım aşk bu değil miydi diye elimizde olandan da vazgeçip içimizdeki eksiklik duygusunu büyüteceğiz.
ama hep aynı duygu kemirecek içimizi. 'eksiklik hissi' son nefese dek eksik hissedeceğiz.
bir nefescik söyleyeyim, dinlemezsen neyleyeyim.
eksiklik kendi özümde, darına durmaya geldim.
herkes için nihai hedef güzellik, para veya seks. Bunun dışındakiler hedefe ulaşmak için araç. bu sırada kullanılan yalanlar bozuk para. bunlardan uzak durmanın bedeli yalnızlık. Psikolojide bu cümleyi kuran birinde bunlar yoktur çıkarımına varılır, öyle değil işte, bunlarla bir yere varma oyunu bulantı yapıyor sadece.
Yüreği güzel bir çocuk ve basit bir çizme.. Bir fotoğraftan fazlası. içinde acıyı, hüznü, kederi ve en önemlisi saf mutluluğu barındırıyor.. Bazı insanlar bu çizme gibi, onları gördüğümüzde, düşündüğümüzde, hissettiğimizde ve sevdiğimizde böyle oluyoruz... Bu kadar heyecanlı, saf, temiz ve mutlu...
Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna karşı direneceksin. Önüne sonsuz engeller de yığacaklardır. Kendini büyük değil, küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin.
(bkz: Mustafa Kemal Atatürk)
Samimiyetsiz mahlukların tekiyiz. Birbirlerimizin yüzüne gülüp arkasından sallıyoruz. Hepimiz hayatın her alanında rol yapan oyuncularız aslında. eşimize, çocuğumuza, ailemize ve arkadaşlarımıza hep bir maske ile bakıyoruz.
içsel dürtülerimizi ortaya çıkartamıyoruz. Hepimiz sistemin getirdiği utangaçlıklara boğulmuş durumdayız.
Farklı bir şeyi yapmaya cesaretimiz yok. Koltuğumuzda kös kös oturup diğer insanların hayatlarına burnumuzu sokmaktan başka hiç bir şey yapmıyoruz. ( Bu tüm insanlık için geçerlidir )
Evlenmeyi, iyi bir iş sahibi olmayı, araba, ev almayı, pahalı kıyafetler falan giymeyi vazife olarak görüyoruz resmen. Çok standart yaşıyoruz ve standart bir şekilde geçirilen kalp krizi sonucunda ya da yakalanılan kanser sebebiyle hastanenin acil bölümlerinde çöplüğe atılmalık et parçası gibi öleceğiz.