bugün
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- en çok sevişmek istediğin kimse8
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması17
- arda güler10
- icardi190511
- jose mourinho52
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür17
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi13
- nihavend longa20
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı13
- şu an ihtiyacım olan şey8
- true nickli yazar8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz15
- uzun entry giren erkek12
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün16
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır13
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- amında oyalanmak istiyorum12
- anın görüntüsü10
- kizil kara17
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- 1 metre 55 santim balonu ağzına alan kız12
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
- barbara palvin'in aldatılması15
- albay kemal16
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba18
- magicovento cesurluğu17
- aşkım kapışmak8
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu16
- ismail kartal9
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi13
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi10
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri10
- dinci zekası8
- magicovento38
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak30
- ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun15
- avrupalılar niye mülteci istemiyor sorunsalı10
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur17
- pedofiller niye uyutulmuyor sorunsalı8
- bir erkeğin bir kadına çicek alması16
- almanyada hilafet gösterisi11
- 99 098 146 tl satılan saat12
iyi ve güzel hakikate bel bağlamış saf dillerden bir habersin.
"Ben ağaçların soyundanım.
Ve bu 'bayat' havayı solumak kederlendiriyor beni.
Ölen bir kuş,
Uçuşu unutmamayı öğütledi bana."
Ve bu 'bayat' havayı solumak kederlendiriyor beni.
Ölen bir kuş,
Uçuşu unutmamayı öğütledi bana."
bir aşk ararım ben sonbaharda
bahar çiçekleri gibi kokan
yaz yağmurlarında yıkanmış
bembeyaz karların arasından serpilmiş
ve bir o kadar temiz
bir aşk ararım ben sonbaharda
nafile, bulamam...
delinin biri - eylül 2007
bahar çiçekleri gibi kokan
yaz yağmurlarında yıkanmış
bembeyaz karların arasından serpilmiş
ve bir o kadar temiz
bir aşk ararım ben sonbaharda
nafile, bulamam...
delinin biri - eylül 2007
Ne eksikse sen tamamla.
Son derece yorgunum.
Çok uykum var öp beni.
Öpersen ne güzel uyurum.
Son derece yorgunum.
Çok uykum var öp beni.
Öpersen ne güzel uyurum.
ve kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum.
durup durup ıssız yerlerde "güçlü ol ey kalbim,
güçlü ol. daha çok işimiz var" diyorum.
bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum.
gözlerin mi daha sıcak gülüyor yoksa dudakların mı ?
anlayamıyorum.
dilaver cebeci
durup durup ıssız yerlerde "güçlü ol ey kalbim,
güçlü ol. daha çok işimiz var" diyorum.
bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum.
gözlerin mi daha sıcak gülüyor yoksa dudakların mı ?
anlayamıyorum.
dilaver cebeci
çığlıklarımdan esinlendiğim
koyu bir aşk türküsü
dolanır damarlarımda, usulca
usulca sokulur kanıma
sebebini bilmediğim bir hüzün
bakar gözlerime sensizlik
geceler haram, gündüzler yalan
hasretin yılan olur,
düğümlenir boğazıma
ve yine sen çağlar içimde...
delinin biri 2006
koyu bir aşk türküsü
dolanır damarlarımda, usulca
usulca sokulur kanıma
sebebini bilmediğim bir hüzün
bakar gözlerime sensizlik
geceler haram, gündüzler yalan
hasretin yılan olur,
düğümlenir boğazıma
ve yine sen çağlar içimde...
delinin biri 2006
iki Kişiye Bir Dünya
Şimdi de oturmuş tuz biber ekiyorsunuz yaramıza
Kiliselerde camilerde öğütler veriyorsunuz Tanrı adına
Sonra her gece bir cinayet işliyorsunuz
Temiz çarşaflarda pis kanınız
Uykularımızda gölgeniz korkunç belalı
Sizi sayıyla mı verdiler bize
Defolun karşımızdan
Bize kendi derdimiz yeter
Kanınızı bulaştırmayın ellerimize
Ümit Yaşar Oğuzcan.
Şimdi de oturmuş tuz biber ekiyorsunuz yaramıza
Kiliselerde camilerde öğütler veriyorsunuz Tanrı adına
Sonra her gece bir cinayet işliyorsunuz
Temiz çarşaflarda pis kanınız
Uykularımızda gölgeniz korkunç belalı
Sizi sayıyla mı verdiler bize
Defolun karşımızdan
Bize kendi derdimiz yeter
Kanınızı bulaştırmayın ellerimize
Ümit Yaşar Oğuzcan.
Renk Körü
yaşanabileceklerin tam yarısında
sevgilim,
anladım karışmış renkler.
bak istediğin renge
gördüğüm bir başkası
belki ton farkı,
belki fazlası,
nadiren aynısı.
aynı renge aşkımız,
sair yönde arayışımız.
Ahmet Ertan
yaşanabileceklerin tam yarısında
sevgilim,
anladım karışmış renkler.
bak istediğin renge
gördüğüm bir başkası
belki ton farkı,
belki fazlası,
nadiren aynısı.
aynı renge aşkımız,
sair yönde arayışımız.
Ahmet Ertan
altıncı gün
benim söylemek için çırpındığım gecelerde,
siz yoktunuz.
özdemir asaf
benim söylemek için çırpındığım gecelerde,
siz yoktunuz.
özdemir asaf
SESSiZ GEMi
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez k...Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden
Yahya Kemal Beyatlı
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez k...Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden
Yahya Kemal Beyatlı
Uçmak biz yaratılmışlara bahşedilmeseydi şayet
Kırılgan ruhlarımız kanat çırpmasını bilmezdi elbet...
Kırılgan ruhlarımız kanat çırpmasını bilmezdi elbet...
kaçırdığımız sabahlara ciddi bir özür borçluyuz
beraber uyanmadığımız bütün sabahlar
bir şey eksikti vardı yeryüzünün haberi
yanımızda başka bedenler
aklımızda başka hayaller
ama aynı güneş aynı gökyüzü
ve sen büyürken kimselerin fark edemediği yerlerde
gözlerini anlamsızca dikerken en yükseklere
durmaksızın seni düşündüğümü söylemem doğru olmaz.
beraber uyanmadığımız bütün sabahlar
bir şey eksikti vardı yeryüzünün haberi
yanımızda başka bedenler
aklımızda başka hayaller
ama aynı güneş aynı gökyüzü
ve sen büyürken kimselerin fark edemediği yerlerde
gözlerini anlamsızca dikerken en yükseklere
durmaksızın seni düşündüğümü söylemem doğru olmaz.
sevgilim, bana bir çok kereler
yabancı durursun, bilmem neden?
kalabalık içinde olunca seninle
bütün sevinçlerim kırılır birden
ama karanlık sarınca bizi
tanırım yüzünü öpüşlerinden...
w.von goethe
yabancı durursun, bilmem neden?
kalabalık içinde olunca seninle
bütün sevinçlerim kırılır birden
ama karanlık sarınca bizi
tanırım yüzünü öpüşlerinden...
w.von goethe
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
inan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
inan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.
Özdemir Asaf: seni saklayacağım
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.
Özdemir Asaf: seni saklayacağım
Ben şarabı eskimiş acı acı severim;
En çok da ramazanda cumaları içerim;
Helal üzümünü ezdim doldurdum küpe:
Ne olur, içinceyedek ekşitme Tanrım.
En çok da ramazanda cumaları içerim;
Helal üzümünü ezdim doldurdum küpe:
Ne olur, içinceyedek ekşitme Tanrım.
bedbaht
yine niye gelir ki bahar?
Neden duyulur
parkta çocuk, dalda kuş cıvıltıları.
Kim dinler bu şen şarkıları?
Bankta nişanlılar dillerinde gelecek planları
masalları, hikâyeleri, mutlu sonları…
Allah’ım bir bana mı görünür?
acılar, sürgünler, gözyaşları.
Bir ben mi duyarım
ağlayan günahsız çocukları?
Bir beni mi üşütür
zalimin soğuk zindanları?
Bir ben mi tutarım mazlumların yasını?
Ahh! Bir ben mi meyusum bu alemde
bir ben mi bedbahtım?
Yoksa herkes mi yalancı?
Dünyada acıdan başka şey var mı?
mazk
yine niye gelir ki bahar?
Neden duyulur
parkta çocuk, dalda kuş cıvıltıları.
Kim dinler bu şen şarkıları?
Bankta nişanlılar dillerinde gelecek planları
masalları, hikâyeleri, mutlu sonları…
Allah’ım bir bana mı görünür?
acılar, sürgünler, gözyaşları.
Bir ben mi duyarım
ağlayan günahsız çocukları?
Bir beni mi üşütür
zalimin soğuk zindanları?
Bir ben mi tutarım mazlumların yasını?
Ahh! Bir ben mi meyusum bu alemde
bir ben mi bedbahtım?
Yoksa herkes mi yalancı?
Dünyada acıdan başka şey var mı?
mazk
Affet
Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,
Affet senden habersiz aldığım her nefesten...
Necip fazıl Kısakürek.
Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,
Affet senden habersiz aldığım her nefesten...
Necip fazıl Kısakürek.
Palyaço
i.
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi
bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bu günlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
ii.
umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sessizce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
iii.
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
”duyamadım”, derdim, “tekrar et!”
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum
kahrol, kahrol!
diyorum
iv.
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
”olur öyle” dedi palyaço,
”herkes alçaktır biraz”
”otur ulan!” dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
”rakı doldur!” dedim, “eksilmesin!”
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
örneğin;
geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim
ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz
v.
kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz
bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerin dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
vi.
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz
meçhul
i.
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi
bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bu günlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
ii.
umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sessizce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
iii.
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
”duyamadım”, derdim, “tekrar et!”
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum
kahrol, kahrol!
diyorum
iv.
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
”olur öyle” dedi palyaço,
”herkes alçaktır biraz”
”otur ulan!” dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
”rakı doldur!” dedim, “eksilmesin!”
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
örneğin;
geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim
ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz
v.
kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz
bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerin dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
vi.
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz
meçhul
Bir yere yaklaşıyoruz seninle
Belki bilinmeyen bir azak şehir
Belki o, en sakin deniz kıyısı
Belki de bir dağ yamacı kim bilir
O yerde her şey değişecek ansızın
Hiç ayrılmayacak ellerimiz
Kuşlar en yakın dostlarımız olacak
Terk edilmiş bir kulübe evimiz
Gün doğmadan uyanacağız seninle
Tenimizde kırağların serinliği
Kulaklarımızda en güzel şarkılar
çiçeklerin, ağaçların söylediği
Seninle mevsimler orada bambaşka
Zaman bir suyun akışı, o yerde
Hüzün artık unuttuğumuz bir şey
Yalnızlıksa bizden çok ötelerde
O yerde bütün güzellikler hayran sana
içi gülsün diye göz bebeklerinin
Ve döndüren başını içki değil artık
O baygın kokusu kır çiçeklerinin
ümit Yaşar Oğuzcan
Belki bilinmeyen bir azak şehir
Belki o, en sakin deniz kıyısı
Belki de bir dağ yamacı kim bilir
O yerde her şey değişecek ansızın
Hiç ayrılmayacak ellerimiz
Kuşlar en yakın dostlarımız olacak
Terk edilmiş bir kulübe evimiz
Gün doğmadan uyanacağız seninle
Tenimizde kırağların serinliği
Kulaklarımızda en güzel şarkılar
çiçeklerin, ağaçların söylediği
Seninle mevsimler orada bambaşka
Zaman bir suyun akışı, o yerde
Hüzün artık unuttuğumuz bir şey
Yalnızlıksa bizden çok ötelerde
O yerde bütün güzellikler hayran sana
içi gülsün diye göz bebeklerinin
Ve döndüren başını içki değil artık
O baygın kokusu kır çiçeklerinin
ümit Yaşar Oğuzcan
Seni düşünüyorum, güneşin ışıkları denizden aksedince
Seni düşünüyorum, ayın parıltısı kaynaklara vurunca
Seni düşünüyorum, uzak bir yol üstünde tozlar havalanırken,
Karanlık bir gecede, dar bir tahta köprüde bir yolcu ürperirken,
Seni düşünüyorum, boğuk uğultularla orada yükselen dalgalar.
Kulak kesilmek için koruluktayım, sık sık her şeyin sustuğu anlar.
Uzakta olsan bile ben senin yanındayım, sen de yakınımdasın.
Güneş batıyor, biraz sonra, ben ışıtacak yıldızlar!
Ne olurdu burda, yanımda olsaydın...
Johann Wolfgang von Goethe
Seni düşünüyorum, ayın parıltısı kaynaklara vurunca
Seni düşünüyorum, uzak bir yol üstünde tozlar havalanırken,
Karanlık bir gecede, dar bir tahta köprüde bir yolcu ürperirken,
Seni düşünüyorum, boğuk uğultularla orada yükselen dalgalar.
Kulak kesilmek için koruluktayım, sık sık her şeyin sustuğu anlar.
Uzakta olsan bile ben senin yanındayım, sen de yakınımdasın.
Güneş batıyor, biraz sonra, ben ışıtacak yıldızlar!
Ne olurdu burda, yanımda olsaydın...
Johann Wolfgang von Goethe
Eski bir hikayeden geldim sana,
Kusura bakma;
Üstüm başım mutsuzluk içinde.
Görmüyor musun?
Güzel olan her şeye biraz eksiğim.
Al beni seninle tamamla.
Allah biliyor,
Adını arayan bir deliydim,
Sana geldiğim yerde.
Hiç kişiliğim,
Kimse beni bilmiyor,
Sen beni sevmeyince.
Hadi şiiri yorma,
Sev beni.
Çünkü ben,
Yer çekimi kanuna karşı gelip,
Bel altıma düşürmeden,
Kutsal bir kitap gibi,
Kalp hizamda saklıyorum seni.
Kusura bakma;
Üstüm başım mutsuzluk içinde.
Görmüyor musun?
Güzel olan her şeye biraz eksiğim.
Al beni seninle tamamla.
Allah biliyor,
Adını arayan bir deliydim,
Sana geldiğim yerde.
Hiç kişiliğim,
Kimse beni bilmiyor,
Sen beni sevmeyince.
Hadi şiiri yorma,
Sev beni.
Çünkü ben,
Yer çekimi kanuna karşı gelip,
Bel altıma düşürmeden,
Kutsal bir kitap gibi,
Kalp hizamda saklıyorum seni.
görsel
bilmiyorum ki usta...
biraz cahit abi biraz nazım abi biraz attila abi, ki canımı yakıyor biraz ama olsun.
ahmet arif son nokta ile bitirişi yapıveriyor kelamları öpülecesiler.
bilmiyorum ki usta...
biraz cahit abi biraz nazım abi biraz attila abi, ki canımı yakıyor biraz ama olsun.
ahmet arif son nokta ile bitirişi yapıveriyor kelamları öpülecesiler.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar