gecenin şiiri

entry13368 galeri929 ses19
    591.
  1. ayrılmalımıyız
    dedim
    evet
    dedi.

    neden
    dedim

    soru
    eki
    ayrı
    yazılır
    dedi.

    şimdi
    her
    şeyi
    ayrı
    yazıyorum

    mına
    koyiim.

    mi?
    3 ...
  2. 592.
  3. Ama biz,
    o zamana kadar
    o kadar
    karışacağız
    ki birbirimize,
    atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
    yan yana düşecek.
    Toprağa beraber dalacağız.
    Ve bir gün yabani bir çiçek
    bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
    sapında muhakkak
    iki çiçek açacak :
    biri sen
    biri de ben.
    Ben
    daha ölümü düşünmüyorum.
    Ben daha bir çocuk doğuracağım
    Hayat taşıyor içimden.
    Kaynıyor kanım.
    Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
    ama sen de beraber.
    Ama ölüm de korkutmuyor beni.
    Yalnız pek sevimsiz buluyorum
    bizim cenaze şeklini.
    Ben ölünceye kadar da
    Bu düzelir herhalde.
    1 ...
  4. 593.
  5. Kaçağım eşkiya aşklar yaşarım durmadan.
    Kaşla göz dağla uçurum arası...
    Konar göçerim
    Sürgünlüğümü yurtlanmaz yerleşik sevdalar...
    Sığsın isterler defnelerim küçücük saksılarıma
    Yetmez dağ başlarının teslimiyeti istenir
    Ya katli Ya ihanetim.....
    Bilmezler bir başka bir yol olduğunu
    Yani ben eşkiya,
    Her yanı pusu.
    1 ...
  6. 594.
  7. Sen istinyede bekle ben burdayım
    içimde köpek gibi havlayan yalnızlığım
    Çünkü ben buradayım karanlıktayım
    Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
    Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor
    Şarabım bütün ekşi suyum soğuk
    Yanımda olmadın mı seni daha bir çok seviyorum
    Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git

    Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin
    Yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç
    Karanlık adamlar hüvviyetini sordu mu
    Ben senin olmadığını arıyorum
    Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
    Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
    Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor sana ait ne varsa
    Hiçbiri benim değil
    Belki ölmek hakkımı kullanıyorum
    Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git
    Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git

    (bkz: atilla ilhan)
    1 ...
  8. 595.
  9. gelmedi ya
    kendimi öldüreceğim bu gece.
    ne olur öldürme beni.
    1 ...
  10. 596.
  11. canımı yakıyor dünyanın güzelliği
    yetmiyor ömür, o büyük şiire.
    rabbim, ne olursun
    sözümü kesme... ibrahim tenekeci.
    1 ...
  12. 597.
  13. vakit tamam!.. seni terk ediyorum
    o bütün alışkanlıklardan
    ve bütün sıradanlıklardan öteye
    yorumsuz bir hayatı seçiyorum
    doyamadım inan
    kanamadım sevgiye

    korkulu geceleri sayar gibi
    deprem gecesinde bir yıldız
    birdenbire kayar gibi;
    ellerim kurtulacak ellerinden
    bir kuru dal, ağacından
    çatırdayıp kopar gibi

    aşksa bitti
    gülse, hiç dermedik
    bul kendini kuytularda, hadi dal
    seninle bir bütün olabilirdik
    hoşça kal gözümün nuru
    hoşça kal

    vakit tamam!.. seni terk ediyorum
    bu, kırık ve incecik
    bir veda havasıdır
    tutuşan ellerimden
    parmak uçlarına değen sıcaklık
    incinen bir hayatın yarasıdır

    kalacak tüm izlerin hayatımda
    gözümden bir damla yaş
    sızlayıp resmine aktığında;
    bir yer bulabilsem keşke
    bir yer, seni hatırlatmayan;
    kan tarlası gelincik şafağında

    ölümse, korktun
    savaşsa, hep kaçtın
    vur kendini kuşkularda, hadi al
    sen bir suydun oysa
    sen bir ilaçtın
    hoşça kal canımın içi
    hoşça kal.. 
    1 ...
  14. 598.
  15. Küçük çocuklar yapıp geceleri kendimden,
    Seni öpsünler diye gönderiyorum sana.
    Bana, kucaklarında seni getiriyorlar;
    Ben de sonra o seni getiriyorum sana.



    (bkz: özdemir asaf)
    2 ...
  16. 599.


  17. arkadaşım badem ağacı-aziz nesin.
    2 ...
  18. 600.
  19. Bu ne çildirtan denge,
    Yaprak doker bir yanimiz
    Bir yanimiz bahar bahce.
    2 ...
  20. 601.
  21. bir kadeh ki ömrü
    meze beklemekle geçti
    "içiyor, içiyor" dediğiniz adam
    yıllar yılı böyle içti.
    geceyle gündüz gibi,
    koymuşlar sıraya..
    sofrasında rakıyla meze
    gelmedi bir araya.
    mırıldanıp dişlerinin arasından
    dedi "böyle de olur"
    ardında bir mezarlık şimdi,
    taşları billur
    bilirim duman savurmakta da
    bir hayli eskidir o
    ben deyim on, sen de yirmi yıllık
    tiryakidir o.
    nedense kibritle paketi,
    paketle kibriti
    bir araya getiremedi.
    "elin ateşine yanmaktan
    yanmamak iyi" dedi.
    şimdi arkasında
    bafra ile döşeli bir cadde vardır
    bir de kibrit kutularından
    abide vardır
    kanının köpürüp
    kaynamışlığını bilirim
    onun tüfekle, tabancayla
    oynamışlığını bilirim..
    ki hala konuşur o dilden
    hala yazılarını noktalar
    tabancasından kalma virgüllerle
    tüfeğinden kalma noktalar.
    tak! tak! tak!
    üç el..
    yazsın, yazabilirse notalar!
    tak! tak! tak!
    ki dünyada, budur, varsa eğer
    erkekçe konuşmak.
    geçti delikanlılık
    oyuncaklar çocuklara
    kalmalı artık
    attıkların nasıl olsa
    varmış hedefine
    adını kurşunla yazan sen değil miydin
    sevdiğinin gergefine?
    çocukluk çocukluk,
    çocuklukmuş..
    naralar göğüs fazlası
    bir solukmuş.
    artık başlanabilir masalına,
    "bir varmış, bir yokmuş"
    fakat buradayım, buyursun
    güvenen kadehinin sırçasına!
    bu sefer tokuştururuz
    kırmacasına.
    belki senin de budur
    demek istediğin
    havaya kalkmaz, şerefe kalkar
    kadeh dediğin.

    bense bıraktım içkiyi,

    şimdi içiyorum rüyada..

    ne yapalım şerefine içilecek

    kimse kalmamış dünyada.
    2 ...
  22. 602.
  23. Biz seninle, birbirimizden habersiz
    bir Ahmet Kaya şarkısının nakaratında
    ağlamadıysak yazıklar olsun bize.
    4 ...
  24. 603.
  25. Gidilir, gelinir.
    Belki sağ salim dönülür,
    Günler geceler çabuk geçer.
    Çabuk geçmez şaşkın bir çocuğun hüznü
    Vapurlar, arabalar, karlar çabuk geçer.
    Ayrılık da özlem de her şey...
    Herşey çabuk geçer
    Ve birden gün ağarır.
    ...
    Gidilir, gelinse de gidildiği gibi
    değildir.
    Hepsi o kadar.
    3 ...
  26. 604.
  27. insan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
    Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
    Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
    Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
    Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
    Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
    Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
    Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
    Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
    Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
    Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
    Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
    Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
    Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
    Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
    Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..

    Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
    Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

    insandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
    Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
    Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
    Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
    Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
    Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
    Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
    Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
    Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
    Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
    Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
    Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
    Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
    Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

    Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
    Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

    insan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
    Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
    Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
    Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
    Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
    Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
    Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
    Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
    Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
    Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
    Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
    Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
    Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
    Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

    Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
    Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..
    1 ...
  28. 605.
  29. dönüşü olmayan bir yoldayım arkamda bıraktığım yükler,
    en çok yaptığım hata beni ben yapanlar,
    yaşamaktan bıktığım yanlışların azabını çekiyorum her dakika,
    her dakika çektiğim azapla kayboluyorum.
    1 ...
  30. 606.
  31. beni güzel hatırla!
    bunlar son satırlar...
    farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından
    ya da bir yağmur sel oldum sokağında
    sonra toprak çekti suyu...
    kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
    uyandın ve ben bittim...

    beni güzel hatırla!
    çünkü; sevdim seni ben, her şeyini...
    sana sırdaş oldum, dost oldum,
    koynumda ağladın.
    yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini,
    beni üzdün, kınamadım.
    alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım...

    beni güzel hatırla!
    sayfalarca mektup bıraktım sana.
    şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.
    sakladım günahını, sevabını içimde
    sessizce gittim...
    senden öncekiler gibi sen de anlamadın.

    beni güzel hatırla!
    sana unutulmaz geceler bıraktım
    sana en yorgun sabahlar...
    gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.
    en güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,
    söylenmemiş "merhaba"lar sakladım her köşeye
    vedalar bıraktım duraklarda.
    ne ararsan bir sevdanın içinde
    fazlasıyla bıraktım ardımda.

    beni güzel hatırla!
    dizlerimde uyuduğunu düşün,
    saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı,
    mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.
    alnından öptüğüm dakikaları...
    birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün
    şaşırtmayı severim biliyorsun.
    bu da sana son sürprizim olsun.
    şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
    beni güzel hatırla.
    gidiyorum... * *
    5 ...
  32. 607.
  33. 608.
  34. Saklımda ağlarım, yada bir dostun yüzüne gülerken. Sularımı yer altına çekmişim az yaşadıklarımda uzun ölmüşüm.

    Kaynak: http://www.aciyagulmek.co...un-okunmuyor-sesinde.html
    1 ...
  35. 609.
  36. nazım hikmet'in bence sen de artık herkes gibisin adlı şiiri.
    1 ...
  37. 610.
  38. Ey benim iyimser HALLERiM..
    Çabuk ALDANIŞLARIM..
    Hep iNANIŞLARIM..
    Alttan ALIŞLARIM..
    Hatayı hep kendimde BULUŞLARIM..
    Deymeyecekleri kafaya TAKIŞLARIM..
    Yoktan yere akıp giden GÖZYAŞLARIM..
    Herkesi insan yerine KOYUŞLARIM..
    Hepinize ELVEDA..
    Artık kimsenin zorla kimsesi olmayacağım..
    3 ...
  39. 611.
  40. Ahmet Selçuk ilkan Ağladım

    Dün gece uzun uzun
    Seni andım ağladım.
    Sonu yok yolumuzun
    Ona yandım ağladım.

    Kim bilir acımızı
    Bu yasak aşkımızı
    O eski şarkımızı
    Çaldım-çaldım ağladım! ..
    Dolaştım sokaklarda
    Ağaran şafaklarda
    Seni senden uzakta
    Sardım sardım ağladım

    imrendim sevenlere
    Sarılıp gidenlere
    Elele gezenlere
    Baktım baktım ağladım

    Benimsin bende değil
    Ellerim sende değil
    Yanmamak elde değil
    Yandım yandım ağladım.

    Tuza bastım yaramı
    Aşkla açtım aramı
    Sensiz son sigaramı
    Yaktım yaktım ağladım.
    Kaynak :sendeyim.com/siirler/ahmet-selcuk-ilkan/agladim-siiri
    3 ...
  41. 612.
  42. Durgun havuzları işlesin bırak
    Yaprakların güneş ve ölüm rengi,
    Sen kalbini dinle,ufkuna bak.

    Düşünme mevsimi inleten rengi
    Elemdir mest etsin ruhunu
    Eser rüzgarların durgun ahengi.

    Yan yana sessizce mevsimle keder
    Hicrana aldanmış kalbimde gezin
    Esen rüzgarlara sen kendini ver.

    sonbahar, a.h.tanpınar
    2 ...
  43. 613.
  44. "en acayip gücümüzdür
    kahramanlıktır yaşamak:
    öleceğimizi bilip
    öleceğimizi mutlak."
    *
    1 ...
  45. 614.
  46. Sevdiğinde çekip gitme zamanı gelmiştir
    Göğüslerinin arasına başını sakla
    nefes al yürü çek git.
    Hayat sürprizlerle dolu
    Eczaneden çıkıyorum
    Teraziden şimdi indim
    80 kilo çekiyorum
    Seni seviyorum.
    2 ...
  47. 615.
© 2025 uludağ sözlük