gecenin şiiri

entry13368 galeri929 ses19
    541.
  1. Dinle Gambito söyleyeceklerim var
    Kalmadı artık
    Dağlara yaslandığımız akşamlar
    Babamızın dönmesini beklerken
    işaretlediğimiz zamanlar

    Kalmadı kalmadı
    Pencereden bizi gözetleyen ağaçlar
    Şimdi saklanmıştır bütün kapılar Gambito
    Üşüyoruz kimseler aldırmıyor

    Ellerimiz sevgili ellerimiz
    Onlar bile yabancı
    Hey Gambito biz kimiz
    Seni alıp giden
    Beni alıp giden
    Kim böyle her akşam *
    5 ...
  2. 542.


  3. --spoiler--
    Kendine bile katlanamayan bir adamım ben artık mualla!
    Anlayacağın yürekten yedik yiyeli façayı,
    Hani o ilk aşk dokunuşundan;
    Yani geç gelince yeni yetmelik ağıran saçlardan
    Sen kurtulursun aslında kırklanırsanda.
    Olsa olsa teneşir paklar beni
    Sonrasında kırkımdan!

    Kendine bile inanmayan bir adamım ben artık mualla!
    Tanrı var mı? yok mu?
    Nerdedir derdi nedir?
    Felsefik takılma şimdi ben kendime salıncak yapmışken alkolik efkarlanışlardan,
    Sallanıyoruz bak fena mı
    Sen kucağımda,
    Hayalden falan,
    Saçlarını da okşarım birazdan
    Ellerini de tutarım hatta

    Bozma işte fiyakasını çok durmıcak zaten kanımda
    Gerçi sen beni kansız da sanırdın gamsız da ama
    Ben içanaboşu bir türkçeyle anlatmaya çalışırken sana içimin akışını
    Sen fransız lügatından yan çevirmiştin hatırlarsan.

    Neyse ne, artık zamanlarındayız değil mi 'artık mualla'?
    Bakışın fingirderken gözbebeğimin içine içine
    Tam belinden yakalarken hadiseyi
    Zorla güzellik değilse de zorbadır güzellik,
    Öğrenirken kaçışsız
    Teslim olmadım da ben esir alındım sayarsın 'artık!Kelepçelendim lan sana
    iki gözün bir dizi parmaklık.

    Ölümüm olacaksın diye fısıldayan O ahmağı
    Unutmasan ne çıkardı ulan?
    Bilmem kaç santimden başka Ne boşluk kalırdı içinde?
    Yüreğin çok mu doluydu, yersiz kaçtım bütün vakitlerinde?
    Unutkan randevulaştığın hani
    Hep sonradan.
    Kendine bile eğreti bir adamım ben artık mualla.
    Ellerim ceplerimde
    Ne zaman sokaklara serseri dalsam
    Aklımdasın
    En saklımdasın hala
    Öylece ortada duran..
    --spoiler--
    5 ...
  4. 543.
  5. mancini geldi sandık ki düzeldi,
    kopenag acımadı iteledi,
    fener maçı geldi çattı,
    böyle giderse, diyeceğiz skor yine değişmedi.

    şimdi aysal çıkar açıklama yapar,
    önemli olan; biz yenilsekte kasamız dolar,
    ekürisi aziz de çıkar cevap verir.
    her şey aynı hiç bir şey değişmedi...

    fener döşer gs döşer,
    para yine kasaya gider,
    biz konuşuruz arkasından,
    para yine kasaya gider.

    fafnir
    6 ...
  6. 544.
  7. hoyrat:
    yuregimdeki aklimda
    hep aklimda hep aklimda
    akil kesildi yuregim
    yurek kesildi aklim da.
    --ozdemir asaf--
    4 ...
  8. 545.
  9. Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
    Tuttum, ta içime oturttum seni
    Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
    içtim yudum yudum güzelliğini

    Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
    Bendeydi özlemlerin en korkuncu
    Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
    Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu

    Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
    Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim
    Biri vardı ağlayan gecelerce
    Biri vardı sana tutkun; o bendim

    Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük
    En solmayan güller açtı içimde
    Ömrümü değerli kılan bir şeydin
    Sen benim bozbulanık gençliğimde

    Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
    Bir çizgiye vardım seninle beraber
    Ve bir gün orada yitirdim seni
    Ben seni sevdim mi? Sevdim, ya sen beni?

    Ümit Yaşar Oğuzcan
    5 ...
  10. 546.
  11. yüksekkaldırım'da bir akşam
    maria missakian'i düşündüm
    eğer kendimi bıraksam
    yağmur olabilirdim yağardım

    kasım'da bir çınar olurdum
    yaprak yaprak dökülürdüm
    kalbimi sıkı tutmasam

    döküp saçıp boşaltsam
    içimde yükselen şiiri
    kaldırımlara döküp harcasam
    gözleri balıkçıl gözleri
    dudaklarında tutup rüzgarı
    maria missakian adında biri
    gelse göğsüne kapansam

    gece gölgesine sokulsam
    gökyüzünde bulutlar büyüseler
    yağmuru dinlesem anlatsam
    şimşekler kırılıp dökülseler
    bizi sokaklarda bıraksalar
    leylekler üşüyüp gitseler
    dönüp arkalarına bakmadan

    yine akşam oldu attilâ ilhan
    üstelik yalnızsın sonbaharın yabancısı
    belki paris'te maria missakian
    avuçlarında bir çarmıh acısı
    gizlice bir sefalet gecesi
    çocuğunu boğarmış gibi boğup paris'i
    sana kaçmayı tasarlar her akşam



    Attilâ ilhan
    2 ...
  12. 547.
  13. Firakına kilitlendim, ne hasta bil ne aç beni;
    En ehil çilingir sensin, açacaksan sen aç beni!

    Aşkım ve cezam müebbed, firar gibi umarım yok;
    Köküm-dalım, damarım yok, cılız koydu kıraç beni!

    Sabırdan has tiryak bilmem yüreğimin sızısına
    Ne tabip anlar derdimden, ne sağaltır ilaç beni!

    iptal edilmişse ilâm bir ılgımdır darüsselâm
    Pamuk atar gibi atar tezgâhında hallaç beni!

    Meskenim kuytu konaklar, korkuyla basar ayaklar
    Sapa düştüm amacıma götürmüyor araç beni!

    Kemendin geçmiş boynuma, menzilim avlağın olmuş,
    Sen say ki türü azalan bir garibân turaç beni!

    Kaşındıkça kanar yaram, üşüdükçe kalmaz çârem,
    Koşum yapar, eyer yapar bir delişmen saraç beni!

    Mayamda yok korkup kaçmak, muradım seninle uçmak
    Derneğinden-desteğinden sakın etme ihraç beni!

    Ey sevgili, ey sevgili, ey sevgili, ey tek sebep;
    Senin denizine çeker attığım her kulaç beni! ...
    Bahattin KARAKOÇ
    0 ...
  14. 548.
  15. Zeki kayahan coşkun - gam kenarı şiiridir .
    2 ...
  16. 549.
  17. Morgda açılınca kafatası
    Doktor beyler beyin gördüler
    indirince tenkafesine neşteri
    Doktor beyler yürek gördüler
    Yürekte ne gördüler dersiniz
    Yürekte memleket gördüler
    Dünya gördüler
    Bir de dost gördüler
    Ama bu işte doktor beyler
    Doğrusu geç kaldılar
    Çok geç kaldılar
    3 ...
  18. 550.
  19. Ne güzel şey hatırlamak seni:
    ölüm ve zafer haberleri içinden,
    hapiste
    ve yaşım kırkı geçmiş iken...

    Ne güzel şey hatırlamak seni:
    bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
    ve saçlarında
    vakur yumuşaklığı canımın içi istanbul toprağının...
    içimde ikinci bir insan gibidir
    seni sevmek saadeti...
    Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının,
    güneşli bir rahatlık
    ve etin daveti:
    kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
    sıcak koyu bir karanlık...

    Ne güzel şey hatırlamak seni,
    yazamak sana dair,
    hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek:
    filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
    kendisi değil
    edasındaki dünya...

    Ne güzel şey hatırlamak seni.
    Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine:
    bir çekmece
    bir yüzük,
    ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
    Ve hemen
    fırlayarak yerimden
    penceremde demirlere yapışarak
    hürriyetin sütbeyaz maviliğine
    sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...

    Ne güzel şey hatırlamak seni:
    ölüm ve zafer haberleri içinde,
    hapiste
    ve yaşım kırkı geçmiş iken...
    3 ...
  20. 551.
  21. haydi durma git diyorsun,
    soyle bana nere gidem.
    sevdigimi biliyorsun,
    yapma boyle bacin siqem.
    3 ...
  22. 552.
  23. "gülmenin moda olduğu
    bir devirde ağlıyorum.
    seni sevmenin daha az cesaret istediği
    bir devirde senden nefret ediyorum."
    2 ...
  24. 553.
  25. bazen kısa, kesik kesik, bazen uzun ve derin bir horlamadır şiir
    1 ...
  26. 554.
  27. 555.
  28. Kendi olarak, sana gelen-
    sana gereksinimi olmadan, seni isteyen-
    sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen-
    kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan- -
    O, işte...
    2 ...
  29. 556.
  30. olmak ya da olmamak, işte bütün mesele!
    düşüncemizin katlanması mı güzel
    zalim kaderin yumruklarına, oklarına
    yoksa diretip bela denizlerine karşı
    dur, yeter demesi mi?
    ölmek, uyumak sadece!
    düşünün ki uyumakla yalnız
    bitebilir bütün acıları yüreğin,
    çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
    uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
    çünkü, o ölüm uykularında
    sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
    ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
    bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
    yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
    zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
    sevgisinin kepaze edilmesine
    kanunların bu kadar yavaş
    yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
    kötülere kul olmasına iyi insanın
    bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
    kim ister bütün bunlara katlanmak
    ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
    ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
    o kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
    ürkütmese yüreğini?
    bilmediğimiz belalara atılmaktansa
    çektiklerine razı etmese insanları?
    bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
    düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
    yürekten gelenin doğal rengini.
    ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
    yollarını değiştirip bu yüzden
    bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
    1 ...
  31. 557.
  32. "Sevişmek, devrimci bir eylemdir / Ve şiir, devrimin ön sevişmesidir."
    2 ...
  33. 558.
  34. Seni düşlerime aldım,
    Uykusuz kaldım.
    Seni uykularıma aldım,
    Düşsüz kaldım.
    Başıma aldım, sensiz;
    Gönlüme aldım, başsız,
    Sensiz, yollarda pulsuz,
    Pullarda mektupsuz kaldım.
    Sana adlar aradım,
    Ardında adsız kaldım…
    1 ...
  35. 559.
  36. Yerin seni çektiği kadar ağırsın
    Kanatların çırpındığı kadar hafif..
    Kalbinin attığı kadar canlısın
    Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
    Sevdiklerin kadar iyisin
    Nefret ettiklerin kadar kötü..
    Ne renk olursa olsun kaşın gözün
    Karşındakinin gördüğüdür rengin..
    Yaşadıklarını kar sayma:
    Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

    Ne kadar yaşarsan yaşa,
    Sevdiğin kadardır ömrün..
    Gülebildiğin kadar mutlusun
    Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
    Sakın bitti sanma her şeyi,

    Sevdiğin kadar sevileceksin.
    Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
    Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
    Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
    Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
    Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
    Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
    Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
    Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
    Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
    Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
    Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

    işte budur hayat!
    işte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
    Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
    Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
    Çiçek sulandığı kadar güzeldir
    Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
    Bebek ağladığı kadar bebektir
    Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
    Sevdiğin kadar sevilirsin...

    1 ...
  37. 560.
  38. Ustam!
    Aklım firarda.
    Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
    Dilimde ay kesiği bir yara,
    Düşüm kırık dökük,
    Umudumun boynu bükük,
    Bir öksüzün omuzlarında sükut.
    Yüreğim sana emanet sıkı tut.
    Tut ki; kancık pusulara düşmesin.
    Bir hain kurşunu gelip deşmesin...

    Ustam!
    Ne zaman o senin bildiğin zaman,
    Ne sevda gördüğün masallardaki.
    Eskiden,
    Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
    Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
    Mendillere yazılırdı isimler,
    Yüreklere kazılırdı gizlice.
    Sevdalılar asil ve de yürekli
    Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
    Oysa şimdi;
    Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
    Meşru sevdalardan,
    Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
    Günahkar gecelerden...

    Beni herkes sevdaya asi sanır,
    Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
    Hasret tanır,
    Zulüm tanır,
    Ölüm tanır,
    Yüzüm yüzümden utanır....

    Yorgunum ustam;
    Ne katıksız somun isterim senden,
    Ne bir tas su,
    Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
    Var gücünle asıl sükunetime,
    Çığlığım kopsun,
    Uzat ellerini güneşe dokun,
    Uyandır uykusundan,
    Tut yüreğimden ustam tut,
    Tut beni, sür güne...

    1 ...
  39. 561.
  40. kaysam sana bir kere
    başkasına kayamam
    deli diyorlar bana
    desinler değişemem desinler değişemem.
    1 ...
  41. 562.
  42. mevlana celaleddin-i rumi - unutma ama

    ' seni gördüm göreli ey şems
    dinim aşktır benim
    benim dinim senin yüzünle övünür. '
    2 ...
  43. 563.
  44. Eşiğine dayanıp seyirdiğim
    cansız doğa: Bir çingene geldi
    gece, ellerimi açtı ve uzun,
    dingin bir yağmur düştü yüzüne:
    "Her şey geçer, sen geçmezsin."
    Güldüm, katıldım: Bilmem mi
    kuytudan beslenen yorgun tekliğimi:
    Ben amansız çatlak, sudan ve çıradan
    çıkma yangın lehçesi: Her şey geçer
    ben kalırım.
    2 ...
  45. 564.
  46. "Bi çay ver âzizim ;
    Duamızda yaşayan insanların duasında olmadığımız için ..
    Bi çay ver âzizim ;
    Hüznün , tebessümü geçtiği için ....
    Bi çay ver âzizim ;
    Allahtan başka kimsemiz olmadığı için ...
    Bi çay daha ver âzizim ;
    Kalışları , bitişleri , bekleyişleri , gidişleri ahirete saklayanlar için...
    1 ...
  47. 565.
  48. Üç kere üç dokuz eder
    Bilirsin
    Birin karesi birdir
    Karekökü de
    Bilirsin
    'mutlu aşk yoktur'
    Bilirsin
    Ama baharda ya da dışarda
    Sonsuz göğün altında
    Aşkla aşkın çarpımı
    Nedendir bilinmez
    Garip bir şekilde
    Hep sonsuzdur.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük