"neden sana acı çektiriyorum sevgilim?
neden hep, ya sana acı çektirmek ya da kendi kendimi aldatmakla geçiyor günler.
biz birbirimizin hiçbir şeyi olmayacaktık ama herşeyi olduk...
seni artık görmeyeceğim.
yıldızları nasıl seyrediyorsam, bundan böyle sana da öyle bakacağım demek."
Ve demek gerçeklerden kaçıyor da insan.
Ve demek içine huzur salan hayallerden de kaçıyor da insan.
Hakikatten kaçmak var ya işte bak o imkansız ... Uğraşma der deli.
Üzülürsün
2011 senesi ağustos'un 9 una geçen gece .. sonrasında bana beni ne kadar sevdiğini söyleyecekti sonrasında biz mutlu olucaktık hatta evlenip çoluk çocuğa karışcaktık. Ama 9 ağustos sabahı olmadı o gün o gece yarım kaldı çünkü o sabaha gözlerini açamadı.
çok küçük yaşlarımdan itibaren her yerde bu çocuk çok zeki, zeki ama çalışmıyor tarzı laflar duyuyordum. tek hayalim ileride cidden zeki birisi olmaktı. şimdi oldukça ortalama bir zekaya sahip olduğumun farkındayım.
Her şey çok güzeldi. Ölümüne kavga edip Ölümüne sevişiyorduk. Her şeyin ilkini yaşamıştık beraber. Bir de köpeğimiz vardı. O yüksek lisanstan da mezun olmuştu artık. Benim daha iki senem vardı ama bi söz yapardık yani... Aileler uyuşmadı. Hem de hiç...
Hafif rüzgarlı bir yaz,aylardan Ağustos,ellerim gitmiyor ellerinden avuçici terliyor.Kalbinin kocaman attığını hissediyorum.Dalgalı kumral saçların güneş ve rüzgarla dansediyor.Daha çok küçüğüz bıyıklarım terliyor.Gelecek için çok ümitliyiz ya hani.Sana diyorum gitme,Yüreğimize kocaman kaldırım taşları.Yarım kalan hayal...