gecenin kitap alıntısı

entry249 galeri87
    140.
  1. “Herkes birikmiş bizi seyrediyor. Dağılın! Kukla oynatmıyoruz burada. Acı çekiyoruz.”

    oğuz atay.
    2 ...
  2. 141.
  3. depresyonu algılamakla ilgili iki temel sorun söz konusudur:

    öncelikle toplum içinde çoğu kez depresyondaki kişi bu konuda deneyimi olmayan kişiler ya da yakınları tarafından yanlış algılanmakta,durumun ciddiyeti tam anlaşılamayabilmektedir.bunun sonucu olarka depresyondaki kişiler çevrelerinden yeterince yardım göremeyebilirler.dperesyondaki kişi ise çektiği sıkıntıların yanı sıra anlaşılamama, rahatsızlığını abartıyor gibi görünme, sanki depresyonunu yenmek için yeterince gayret etmiyormuş gibi suçluluk duyguları hissetmeye ve daha güç durumlar yaşamaya başlar.
    bazı kişiler ise bizzat kendileri hiç bir çevresel söylem olmaksızın depresyonu kendilerinin yenmesi gereken bir sorun olarak algılar ve bu nedenle kendilerine önerilen ilaçları kullanmaya şiddetle karşı çıkarlar.

    diğer önemli sorun bir sorun ise; depresyondaki bir çok kişinin tıbbi yardım ve destek alma arayışında olmamasıdır.depresif bireylerin ancak %15-20 'si tedavi için başvuruda bulunurlar ve maalesef bir kısmı da başvurduklarında depresyon tanısı almazlar.

    çünkü çoğunlukla depresif bireylerin klinik görünümünde baş ağrısı,sırt ağrısı,el kol uyuşması,halsizlik,yorgunluk bitkinlik gibi şikayetler ön plandadır .süreç bu bireylerin ruh sağlığı dışında kalan sağlık dallarına , kuruluşlarına başvurması ve çoğunlukla tanı almamalrı ile sonuçlanır.

    böylelikle bir çok depresif birey mutsuz, umutsuz,çaresiz, hayattan zevk almadan yaşamlarını sürdürürler.

    ancak depresif süreç içinde yaşamak yüksek tansiyondan, şeker hastalığına, kalp hastalıklarına varan ciddi ve geniş bir hastalık grubuna davetiye çıkaran risk faktörlleri arasında kabul edilmektedir.

    depresyonu anlamak / prof.dr. ahmet e. tezcan
    4 ...
  4. 142.
  5. " Her yer karanlık; ama her yer gece değil daha... "

    (bkz: Yüzük kardeşliği), (bkz: jrr tolkien)
    5 ...
  6. 143.
  7. Sana ihtiyacım yok ki benim , insan yanlızkende mutsuz olabilir çünkü..
    1 ...
  8. 144.
  9. 145.
  10. "Gördüm ki sınırsız evreni dolduran koskoca 
    bir hiçlikmiş insan, 
    içindeki karayağız karanlığa yenik düşermiş 
    de her kanadığında. 
    Biraz biraz ölürmüş her gün acı bir 
    tebessümle dimdik ayakta."
    2 ...
  11. 145.
  12. çok üzülme,çok susma,çok darılma,
    çok ağlama...
    çok da kitap okuma derdi annem.
    anneciğim ne hallerde olduğumu bilsen oturup bir de sen ağlarsın.
    çok yorulma girdaplarında boğulma yalnızlığına da çok alışma derdi.
    çok üzüldüm...
    çok sustum,
    çok darıldım,
    Çok ağladım...
    yorgunluğu bırak aciz ve yorgun bir bedene sahip oldum.
    annecim kitap okumayı bırak kitap adam oldum.
    yalnızlığın en güzelini öğretti kitaplar en afillisini.
    27 ...
  13. 146.
  14. 147.
  15. Sadece ölüm yalan söylemez. Ölüm geldi mi, bütün kuruntuları yok eder. Biz ölümün çocuğuyuz. Dünyanın aldatmacalarindan bizi ölüm kurtarır. Hayatın içinden bize seslenir, yanına çağırır. insanların dilini anlamadığımız yaşlarda, bazen oyun oynarken durakalirsak, sebebi ölümün sesini isitmemizdir. Tüm yaşam boyunca ölüm bize işaret eder durur. Hiç kimsenin başına gelmedi mi acaba? Hani kişi ansızın, hiçbir sebep yokken düşünceye dalar, öyle derin düşünceye dalar ki zamanı, mekanı unutur, neyi düşündüğünü bile bilmez. Daha sonra kendi dış dünyasına tekrar aşina olmaya çalışır. işte bu, ölümün sesidir.
    3 ...
  16. 148.
  17. Yine de, terk edilmeyi seçmekte bazı yararlar olduğunu sanıyorum: Bunun anlamı kişinin hayal kırıklığı yaşayan bir özne konumundan, acı çeken bir nesne konumuna geçmesi, güçsüzlükle edilgenliğin takas edilmesiydi. Bu aynı zamanda kişinin bütün aktif yıkıcı duygularının yutulması veya dışarı atılması anlamına geliyordu.
    Gregory dart - karşılıksız aşk:kovalamak ve kovalanmak üzerine.
    6 ...
  18. 149.
  19. 150.
  20. "Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı."
    5 ...
  21. 151.
  22. Kelimeler Albayım bazı anlamlara gelmiyor.
    (Tehlikeli OyunlAr - Oğuz Atay)
    0 ...
  23. 152.
  24. 152.
  25. Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım?
    Yok.
    Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size: Nasıl? kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan, bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım.
    Kelimeler... Kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.
    Oğuz Atay- Tehlikeli Oyunlar.
    5 ...
  26. 153.
  27. Bir yıldızda yaşayan çiçeği seversen, geceleri gökyüzüne bakmak güzel gelir.
    2 ...
  28. 154.
  29. 155.
  30. masasının üzerindeki bir levhada şöyle yazıyordu: yaşam bir trendir, atla! - uçurtma avcısı.
    7 ...
  31. 156.
  32. Önümdeki kitaptan rastgele açtığım bi yerin son cümlesini şuraya bırakıyorum.

    Kısmetimize ne düştüyse razı olmak zorundayız..

    Vay be.
    3 ...
  33. 157.
  34. Yalnızlık özgünlüğü, o cesurca ve yadırgatıcı güzelliği, şiiri yaratır. Yalnızlık aynı zamanda ters, orantısız ve saçma olanı, izin verilmeyeni de yaratır.

    Venedik'te ölüm-thomas mann.

    S-40.
    2 ...
  35. 158.
  36. tamam güzelde. gece gece üşenmeden gidip kitap mı araştırıyorsunuz, alıntı bulmak için.
    1 ...
  37. 159.
  38. insan yüreğinin, bütün sevdiklerini içine alabilmesi için çok büyük olması gerektiğini bilmelisin.

    Şeker Portakalı - Jose Mauro de Vasconcelos
    12 ...
  39. 160.
  40. Konu ne kadar ciddi olursa olsun hiçbir uyumsuzluk kabul edilmezdi.Doğru çözüme ulaşmanın ilk koşulu karşısındakinin düşüncesine saygılı olmaktı.

    Ramses Işığın Oğlu - Christian Jacq
    16 ...
  41. 161.
  42. “Bir yaradan diğerine daha derin bağlar oluşuyordu. Acı acıyla, kırgınlık kırgınlıkla yürekleri birbirine bağlıyordu. insanın içini lime lime eden kayıplardan geçmeden kabulleniş mümkün değildi. işte bu, gerçek uyumun kökünde var olan bir şeydi.”
    4 ...
  43. 162.
  44. Yaşayanların umudu var,
    Yaşamak, her şeye rağmen yaşamak istiyorlar; çünkü yaşayan bir köpek, ölü bir aslandan iyidir.

    jack london - deniz kurdu.
    8 ...
© 2025 uludağ sözlük