gelecek kaygısı benim için acı bir gerçek. geç kalıyoruz sanki hayata gibi hissediyorum. kısmete çok inanan biriyimdir ama, bütün iyi kızlar kapılmış sanki gibi düşünüyorum ister istemez, bir yandan da iş stresi tabii.
Dertleşecek bir insan bulamadığımızdan burada değil miyiz oysa ne güzel olurdu beni anlayan bir kişi daha olsa... Avutulmak yada avutmak değil derdim... Söylediklerimi yaşadıklarımı gerçekten anlayan bir kişi isterdim... Seni seviyorum diyenlerin sahteliği yerine gerekirse ağzıma sıçan tek bir dost isterdim beraber ölmemize gerek yok yanında rahat rahat ölebileceğim bir dost isterdim... Cenazemde dedikodu yapacak kalabalık yerine gönülden fatiha okuyabilecek tek bir dost isterdim... Suskunluğumu bıkmadan dinleyebilecek bir dost... Ama olmuyor işte küçük menfaatlerle büyüyor dost dediklerin ve anlamını yitiriyor dost diye kodlanmış harf topluluğu...
meğerse güzel insanların yaşadığı bir eski zaman sokağında bir dukkanim olsaymis, kapının önünü supursem, besmeleyle kapısını acsaymisim, komşularla tavla oynayıp çırak aranıyor yazsaymisim cama daha mutlu olurmusum.