Geceyi dinlenmeniz için, gündüzü de aydınlatıcı olarak yaratan Allah'tır. Şüphesiz Allah, insanlar için lütuf sahibidir. Ancak insanların çoğu şükretmezler.
''Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.''
--spoiler--
“Kesin olarak bilesiniz ki bu zikri (vahyi, Kur'an’ı) kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz.” (Hicr, 15/9)
--spoiler--
Suphesiz ki size cennette memeleri bilmem ne büyüklüğünde huriler verilecektir. Anafikri böyle birşey olan ayet vardı sanırsam. Gece gece anca böyle ayet çıktı .
ey iman edenler! yahudileri ve hıristiyanları dostlar edinmeyin. onların bazısı, bazısının dostlarıdırlar. içinizden kim onları dost edinirse şüphe yok ki, o da onlardandır. muhakkak ki allah o zalimleri hidayete, doğru yola iletmez.
maide 51.
ondan sonra neden deist oldun diyorlar. ırkçı mı olayım?
“ey insanlar! muhakkak ki biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. ve sizi millet millet, kabile kabile yaptık ki, tanışıp kaynaşasınız. allah katında en şerefliniz ondan en çok korkanınızdır.”
Dogma, bir şeye mutlak bir şekilde inanmayı
gerektirir, ve herhangi bir şeye mutlak bir şekilde inanabilmek için insanın her şeyi biliyor olması gerekir.
Bizim daha farklı bir yaklaşımımız var:
FSM (flying spaghetti monster -uçan spagetti canavarı-) inananları dogmayı reddeder. Bu haklı olduğumuza inanmadığımız anlamına gelmiyor. Açıkça ortada ki inanıyoruz. Biz sadece yeni kanıtların ortaya çıkması veya eski kanıtların daha yüce bir şekilde anlaşılması durumunda inançlarımızı değiştirme hakkımızı saklı tutuyoruz.
Dogma karşıtlığımız o kadar güçlü ki, Uçan Spagetti Canavarı diye bir şeyin var olmadığı ihtimalini bile açık tutuyoruz. Yani bir anlamda aşırı derecede açık fikirli olduğumuzu söyleyebilirsiniz — bir gün fikrimizi değiştirebiliriz. Tek istediğimiz O’nun var olmadığına dair kanıt.
iman olmadan Tanrı'yı hoşnut etmek olanaksızdır. Tanrı'ya yaklaşan, O'nun var olduğuna ve kendisini arayanları ödüllendireceğine iman etmelidir. ibranilere 11:6
(Eyüp as) (Eşine bir nedenle kızarak yüz sopa vuracağına dair yemin ettiğinde, ona bir kolaylık göstermek için:) “Elinle (yüz parçalı) küçük bir demet (sap) alda, onunla (eşine) vur! Böylece yeminini bozmuş olma!” (diye vahyettik.) Gerçekten Biz onu (canına, malına ve ailesine gelen bütün belalara karşı) sabreden biri olarak (bildiğimiz gibi) bulduk! (O) ne güzel bir kuldu! Çünkü gerçekten o (en ufak bir zelle işlediğinde pişman olup Rabbine) çokça tevbe edici idi.
Tefsirlerde geçen rivayete göre; eyüp a.s'mın etmiş olduğu bu yeminin sebebi, uzun yıllar boyu kendisine göz yumdurmayan ve bir yandan bir yana dönmesine engel olan ağır hastalık günlerinden birinde, eşinin bir iş için yanından ayrılıp uzun zaman gelmeyerek kendisini sıkıntı içerisinde bekletmiş olmasıdır. Bu yüzden o, iyileşmesi durumunda hanımına yüz sopa vuracağına yemin etmişti ki, Allah-u Te`ala, kendisini bu mesuliyetten kurtarmak ve rızasını kazanmış olan hanımını incitmemek için kendisine böyle bir ruhsat öğretmiştir.
Şüphesiz Allah, tohumu ve çekirdeği çatlatandır, ölüden diriyi çıkaran, diriden de ölüyü çıkarandır. işte Allah budur. O halde (haktan) nasıl dönersiniz!
Dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz!
Araf-23/kuran
Bismillah
191 – Onlar ayakta, otururken, yan yatarken hep Allah’ı hatırlarlar.
Evren’in ve yerin yaratılışı konusunda derin derin düşünürler: “Rabbimiz ! Sen bunları boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateş azabından koru.”
192 – “Rabbimiz ! Şüphesiz Sen birini ateşe soktun mu onu tam rezil etmişsindir. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır.”
193 – “Rabbimiz ! Bir davetçinin Rabbinize inanın diye inanmaya çağırdığını işittik ve inandık. Rabbimiz ! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizim canımızı iyilerle birlikte al.”
194 – “Rabbimiz ! Elçilerine vaat ettiğini bize ver. Diriliş gününde bizi rezil etme. Sen vaadinden dönmezsin. (Amin)
"Ey iman edenler, (bundan sonra) Peygamberin evlerine -yemeğe davet olunmaksızın, vaktine de bakmaksızın- girmeyin. Fakat davet olunduğunuz zaman girin. Yemeği yiyince dağılın. Söz dinlemek veya sohbet etmek için de (izinsiz) girmeyin. Çünkü bu Peygamber'e eza vermekte, o sizden utanmaktadır. Allah ise, hak(kı açıklamak)tan çekinmez." (Ahzab, 33/53)
meali: bir huzur verin olan ayet, hakikaten de misafirlik sınırlı bir müessese olmalı...
Her nefsin, (ana-babasının, çocuklarının ve en yakınlarının derdine düşmeyip, sadece) kendi nefsi tarafından mücadele vermek üzere geleceği, böylece yapmış olduğu şeyin (karşılığı) herkese tastamam verileceği ve onların (sevapları eksiltilerek ya da günahları artırılarak) zulme uğratılmayacakları günde (Allah-u Te’alanın, dostlarına rahmeti belirgin hale gelecektir)!
Rivayete göre; Ömer ibni Hattab (Radıyallahu anh) bir gün Ka`bül-Ahbar (Radıyallahu anh)a: “Bizi biraz korkut!” deyince o: “Ey müminlerin emiri! Canım kudret elinde olan Zat’a yemin ederim ki; kıyamet gününe yetmiş peygamberin ameli gibi salih amellerle kavuşsan da elbette öyle anlar gelecek ki, kendinden başka kimseyi dert etmeyeceksin! Şüphesiz cehennem öyle bir gürüldeyecek ki, ne kadar mukarreb melek ve ibrahim (Aleyhisselam) dahil ne kadar gönderilmiş nebi varsa mutlaka dizleri üstü çökerek: ‘Ya Rabbi! Kendimden başka kimseyi istemiyorum!’ diyecektir. Allah’ın indirdiği ayetler içerisinde bunun tasdiki: ‘Herkesin kendi adına mücadele edeceği o gün...’ âyetindedir.” dedi (Hazin tefsiri)
3. Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
15. Kadınlarınızdan fuhuş (zina) yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer onlar şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye veya Allah onlar hakkında bir yol açıncaya kadar kendilerini evlerde tutun (dışarı çıkarmayın).