gecenin şiiri

entry13371 galeri929 ses19
    863.
  1. Benim kefenim mor
    Tabutum ucuz bir günah teknesi
    Gönderinde sevgimin çeyiz kanları
    Utanç taziyemi tören edenlerin
    alnına sürülür nazarımda
    Ölü şerbetiyim
    zehirli bir merasim suyu
    ağıtlarda dağıtılan
    yutulup ekşiyen
    Dağılan kadının yüzü
    Sevgi utancının dibinde
    Leşimin helalliğini tükürüyor
    Ter kokan mezarımda

    Sapsarı bir yük kadının yüzü
    Kızılca kıyamet sevginin
    nefret rengi, gözleri ölgün
    ağlamıyor yüksünmüyor dahası!
    öpüyorum alnını yaralarından
    iniltim sıvazlıyor bedenini
    Sevgi paramparça, paramparça.
    3 ...
  2. 864.
  3. Deprem sonrasıdır
    Yalnız sağlam binalar ayakta kalır bidanem
    En iyisi çifte su verilmişidir çeliğin
    Ben yüreğimin dalında oymuşum teknemin omurgasını
    Bu fırtınayada dayanır bidanem
    Bir ilk ekim haftası istanbulda
    Elele olabilmek ümidi
    Adam olana sevdayı gurbettede yaşatır
    Adam olana sevdayı yad elde de yaşatır bidanem.
    2 ...
  4. 865.
  5. Tomurcuklar açıyorken,
    Başaklar bağlanmışken,
    Titredim efendim,
    Seni andım dün gece.

    Bu bahçeler O'nundu;
    Bazen uğrar dediler,
    Bir gülün kokusunda,
    Seni duydum dün gece.

    Biz hiç yazı görmedik,
    Kışta doğdun dediler,
    Nevbaharda geleni,
    Sensin sandım dün gece,

    O'nun geçtiği sokaklar,
    Güller kokar dediler,
    Ötelerden kokularla,
    Geldin sandım dün gece.
    3 ...
  6. 866.
  7. Geveze sevgilim nasıl da darmaduman ediyorsun rüyalarımı...
    2 ...
  8. 867.
  9. ''bazı
    kendim
    bile
    kendime
    kalabalık
    geliyorum.''
    1 ...
  10. 868.
  11. Beni istiyorsun
    Bahçeni sulayayım diye.

    Sonra tomurcuklar biraz ben...
    Sonra o çiçekler biraz ben...
    Sonra o yemişler biraz ben...

    Ve bir öğle sıcağında
    Yapraklarımın gölgesinde
    Avaz- avaz sen.
    2 ...
  12. 869.
  13. sevdam yare yetmez oldu,
    sazım yanar sözüm yanar.
    3 ...
  14. 868.
  15. Kim o, deme boşuna
    Benim, ben...
    Öyle bir ben ki gelen kapına
    baştan başa sen!

    Özdemir asaf.
    3 ...
  16. 869.
  17. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
    ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri
    yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
    gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.
    yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak.

    öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
    belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
    hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
    hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
    hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
    hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
    hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.

    öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
    sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
    ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.
    dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince.
    yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.
    unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım,
    sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
    yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.
    öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın...

    orhan veli kanık
    3 ...
  18. 870.
  19. Haberin var mı taş duvar?
    Demir kapı, kör pencere,
    Yastığım, ranzam, zincirim,
    Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
    Zulamdaki mahzun resim,
    Haberin var mı?
    Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
    Karanfil kokuyor cıgaram
    Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…

    Ahmed arif
    1 ...
  20. 871.
  21. 12 yaşında evlendirilen...
    13 yaşında çocuk doğuran...
    14 yaşında öldürülen...
    Tüm bunları yaşayanın adı Kader de, yaşanan da mı kader??
    2 ...
  22. 872.
  23. inanma, ceketim, inanma
    kuşların söylediklerine;
    benim mahrem-i esrarım sensin

    inanma kuşlar bu yalanı
    her bahar söyler.
    inanma, ceketim, inanma!

    orhan veli KANIK
    1 ...
  24. 873.
  25. Bir sevdiği olmalı insanın.
    Anne şefkatiyle üstüne titrediği,baba yüreğiyle koruduğu...
    Gökyüzünde yıldızlara inşa ettiği bir sevgi seli,geceleri daha çok parlayan...
    Her şarkıda aklına ilk o gelebilmeli,okumayı bilmeyen birine şiir yazdırabilmeli.
    Hiç olmayacak yerlerde de hep o olmalı.
    Yeni bir konuşma dili türetmeli gözleri gözlerime,gözlerine...
    Kötü filmler bile sırf beraber izlediğiniz için güzel kalmalı.
    Ve öyle bir öpüşmelisiniz ki,dudaklarınızın varlığının sebebi olmalı.
    Elleri kestane pişen bir soba gibi yapışmalı yüzünüze.
    Kolları yüreğinin yettiği kadar sıkabilmeli bedeninizi.
    Nefes alışlarını dinleyecek kadar yakın uyuyabilmeli geceleri.
    Rüyalarda bile tarifi imkansız şeyler fısıldamalı tenime,tenine.
    Kasırgalarda tutunabileceğiniz,hüzünlerde saklanıp ağlayabileceğiniz,mutluluklarda koşabileceğiniz,
    elini tuttuğunuzda ucunda ölüm olsada beraber yürüyebileceğiniz biri olmalı. Bu şiirde...
    1 ...
  26. 874.
  27. Git diyorsun da
    Olmuyor işte git demekle
    Her şeye rağmen gidemiyor insan
    Ben de sana sev diyorum mesela
    Sevebiliyor musun?
    3 ...
  28. 875.
  29. sevdim seni
    terkettin beni
    dönmezsen geri
    ee sikeyim ebeni.
    2 ...
  30. 876.
  31. Adsız

    Ey gözlerinin rengi,bütün ruhumu sarsın
    Kalbimde bugün açtı siyah renkli çiçekler
    Bir gün beni rüzgarlara kalbinle sorarsan
    ''Can verdi senin ruhuna çoktaan''diyecekler!

    Taa kalbe giren gözlerinin şulelerinden
    Gel sevgili gel,sen bana bir semli kadeh sun
    Hiç titrememiş kalbimi tiretti yerinden
    Oynattı evet,sendeki baş döndüren efsun.

    Ey gözleri hançer gibi keskin,dişi kaplan
    ister bana aşkın bütün alamını çektir
    ister beni öldürmek için sineme saplan
    Ölsem bile aşkım seni takib edecektir...

    Hüseyin Nihal Atsız
    1 ...
  32. 877.
  33. Açıklara çıkalım boğulmamak için
    Günün kuytu yerleri şimdi harap
    içimizde bir ezgi inceden inceye
    Bizi kendimize bağlarken akşam olur
    Karanlığı gümüş rengine boyar mehtap

    Oturup uzun uzun konuşsaydık
    Sevişmek nasıl olsa gene olur iyi kötü
    Bir ıhlamur sıcaklığı yayılırken odamıza
    Her şeyi ince ince düşünseydik
    Ölümü kırgınlığı inceliği en başta
    Bütün eksiklerimize gülüp geçerek

    Belki de boşa geçti onca zaman
    Bu da bir tür geçip gitme duygusudur
    Ne güzel olurdu yeniden başlasak
    Ne yapsan en başa dönülemiyor
    Ne yapıp yapıp dalı unutmalı
    Rüzgârla yere düşen sarı yaprak.
    3 ...
  34. 878.
  35. --spoiler--
    Ben de gübre kokusunu buram buram
    Dolgun kısrakları seviyorum,
    O senin kumral büyücü geliyor da aklıma
    Yaşamak istemiyorum.
    --spoiler--
    1 ...
  36. 879.
  37. öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim,
    özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni
    oluşturdu ben acılarımı buldum. Herkes gibi yaşasaydım
    eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi
    avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir
    yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice
    eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, va-
    rolmaya, 'dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya...

    Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının
    eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla
    dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. Öyle bir tüketmek
    ki, sonucu yepyeni bir "ben"e ulaştırırdı beni, kederli dal-
    gınlığımdan her döndüğümde...Bir ben ki tüm ilişkilerin
    perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay ya-
    kınlıklarına insanların. Kim kimi ne kadar anlayabilir
    Ömür hanım?...

    Şükrü ERBAŞ / ömür hanımla güz konuşmaları
    2 ...
  38. 880.
  39. 881.
  40. şiir demeye varmasa da dilim, nacizane çalışmam.

    sevmek suç ise

    uçurtmanın ipi
    kaydığında elinden
    kaybettiğinde her şeyi
    bir seher yelinden
    serinlik beklersin
    gözleri gittiğinde gözünden
    meyhanelerde pineklersin
    unuttuğunda her şeyi
    ismi terk ettiğinde sözlerinden
    otoyolda teklersin

    bıraktığında tuttuklarını
    sıkıca
    düşer bir damla
    bir damla
    akar saniyeler
    tuttuklarını bıraktığında
    bir yıldızın kayması gibi
    kayar gider elleri
    elinden
    tutamazsın
    zeminlere çakmışlardır ayaklarını
    adım atamazsın
    bir sigara yakmak istersin
    bir sigarayla her şeyi
    halletmek istersin
    sağlık da neymiş dersin
    kalbinle gider ciğerlerin
    fark edemezsin.
    tutunamadığın rüyalarında
    tekrar tekrar düşersin
    kaybolursun karanlıkta
    aydınlıkta görünmez olursun
    bir gölge olursun
    üstüne basıp geçilen
    hayallerde nefes almaya
    çalışmak gibi
    ters giden bir şeyleri
    durdurmaya çalışmak gibi
    unutmaya yüz tutan anılarını
    hatırlamak gibi
    çaresizliğin öğrencisi
    yalnızlığın öğretmeni
    sensin..
    sevmek suç ise
    en çok aranan
    sensin
    kırmızı bültenle..
    4 ...
  41. 882.
  42. Unutulmuş gibiyim ben.
    Ve insan bir bakıma unutulmuş gibidir.
    Bilmem ki nasıl anlatmalı?
    Yalnız bile değilim.

    Edip Cansever
    4 ...
  43. 883.
  44. bir hicri izgören şiiri.

    Susardın ve kar yağardı

    Gözlerinde başlardı gece
    Yarım kalmış kitaplarda biterdi.
    Alnımızda bilenen kör bir bıçaktı zaman
    Kırılmış aynalardı

    Susardın, durmadan susardın
    Ve kar yağardı

    Ocak ağaran saçlarımdı
    Şubat hayırsız bir evlattı, kaçaktı
    Ve uzaktı yaz bir anaydı
    Mart'ın izlerini taşırım bedenimde
    Aynı masalın ikizleri gibiydi günler
    Nisan saçlarımda ıslanırdı hep

    Susardın, durmadan susardın
    Ve yağmurlar başlardı

    Çok bekletti bizi,
    Hiç vaktinde gelmedi mayıs
    Haziran Aram'dı ya da öyle biriydi
    Temmuz bir düştü belki

    Yaraları sarar gibiydi
    Ağustos yıldızlarla basardı gecemizi
    Bir gül suçüstü yakalanırdı
    Eylül bir çocuğun çığlıklarıydı

    Susardın, durmadan susardın
    Ve rüzgârlar başlardı

    Yolunu yitirmiş bir gezgin gibiydi ekim
    Sürgünlere uğurlardık kendimizi
    Kalan mı bizdik, giden mi
    Bilinmezdi
    Kasım rüzgârda bir yapraktı
    Ve biraz ıtri
    Kendi sesiyle irkilirdi
    Aralık günlerin son neferi

    Soluk bir düş geçse de
    Hiçbir mevsim gözlerin kadar
    Acımasız kullanmadı neşteri

    Susardın ve kar yağardı
    1 ...
  45. 884.
  46. sonbahar...
    karanlık caddelerde dolanan kandilim.
    kokmakta yapraklar ve leşler.
    bir elimde tuz, bir elimde bi avuç toprak parçası.
    örtmekteyim zihnimin derinliklerinde kaybolan cesetleri onlardan bana kalan anılarla birlikte.

    soğuktu geceler, üşümekte bedenler.
    buz tutan hayallerde mutluluk mu ? ne gezer.
    atmayan kalplerde yanıyor umut mumları.
    kalanlar hala bekliyor kaybettiklerini.
    ölüm bile unutturmaya yetmiyor bazı yaşanmışlıkları.

    anlatmak istiyorum bu caddede ki sonumu.
    kulaklarımı sağır eden sessizlik.
    giderken bile sessizdin sen.
    sonunda gidiyorum ben dedi.
    kal dedim. yutkundum.
    kadere onca söz savurdum.
    cümlelerim yerlere düştü.
    dizleri kanadı.
    ağladım...
    1 ...
  47. 885.
  48. SiZiN HiÇ BABANIZ ÖLDÜ MÜ? - CEMAL SÜREYA

    Sizin hiç babanız öldü mü?
    Benim bir kere öldü kör oldum
    Yıkadılar aldılar götürdüler
    Babamdan ummazdım bunu kör oldum
    Siz hiç hamama gittiniz mi?
    Ben gittim lambanın biri söndü
    Gözümün biri söndü kör oldum
    Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
    Söylelemesine maviydi kör oldum
    Taşlara gelince hamam taşlarınaTaşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
    Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
    Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
    Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
    Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük