Saksım gümüş.
Sen güneşi gülersin.
Yabancılar soğuk olur derler heyhat.
Oysa kırmızıydı adımların.
Daldaki erik sence yeşil, bence çocukluğum.
Ölümsüze sen tanrı dersin, ben umut.
Çocukluğumu avuttuk günlerden pazardı.
"gün bitti saat kaç bitecek mi bir gün savaşımız
hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de
dönüp dönüp arkamıza baktığımız
bir dünya kalıntısı üstünde
hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de " **
hadi git yat artık
uyu uyaya bilirsen
gönlüne düşürdüğüm ateşinden sonra
git yat.
yıllar oldu içine düştüğüm ateşin,
yakıp kavurduğundan beri
girmiyor gözlerime uyku
gözlerimle tavana resmini çizdim
ama benden başkası göremiyor
örümcekler bile resmin etrafında
dönüp duruyor bir anlam veremiyor
dinle bak kulaklarımda çınılıyor
kalbindeki kor ateşinin sesi
alev alev yaksada üşüyorum
tut elimi yeter, yeter düşüyorum
korkmuyorum yanıp tutuşmaktan
be canım yanacaksamda
senin ellerinde yanayım.
hadi git yat artık
yatabirsen
beni kalbinden söküp,söküpte atabilirsen
git yat sevgilim
benim uykularım firar edeli yıllar oldu
gölgen hala bana gardiyan
bense sana değil, değil değil
bu sevdaya mahkum.
duy sesimi sevgilim
hadi git yat uyu
uyuya bilirsen.
isyanım sana değil kendime
hançer gibi sapladım
kalbime aşk okunu bir kere
adını kazıdım beynime
busözlerimi sende kazı beynine
beynindende silebilirsen
ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
pervane olan kendini gizler mi alevden;
sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...
gün senden ışık alsa da bir renge bürünse;
ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;
her sey silinip kayboluyorken nazarımdan
yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
ey sen ki gönüller tutusur her bakışınla!
hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!
bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
dinmez! gönlün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
dinmez! ebedi özleyişin bestesidir bu!
hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
görmek seni ukbadan eğer mümkün olsaydı.
dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
tek bendeki volkanları söndürse denizler...
hala yaşıyor gizlenerek ruhuma "kaabil";
imkanı bulunsaıdı, bütün ömre mukabil
sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
mehtaplı yüzün tanrı'yı kıskandırıyordur.
en hisli siirden de örülmez bu güzellik.
yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur,
kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik
Gözlerim gözlerinde dinlenirken eriyor,
Eriyor yaklaşırken dudağına dudağım.
Zerrelerim çözülmüş gibi sesler veriyor,
Ben sıcak bir denize inen buzdan bir dağım.
Yanında damla damla bittiğimi duyarım,
Yoklarım yerinde mi yüzüm,alnım,saçlarım?
Bir göğüs geçirerek derim ki:'Yine varım,
Fakat bir rüya gibi şimdi kaybolacağım'
Bir gün,için içimde neyim varsa alacak,
Varlığım bir su olup kabından boşalacak,
Benden nişan olarak kucağında kalacak
Boş bir yığın:Elbisem,gömleğim,boyunbağım.
Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç,
Sana diyeceklerim söylemekle bitmez.
Yıllardır yaşamımdan çaldığım zamanlar,
Adına düğümlendi.
Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç,
Başka şehirleri özleyelim orada seninle.
Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar; ikimize yetmez.
- Kazanırken kaybetmek nedir bilir misin?
-Hergün biraz daha yaklaşırken uzaklaşmak
-Hergün yeniden doğarken biraz daha ölmek
-Hergün biraz daha severken birazda vazgeçmek
-Seni yazarken seni unutmak gibi...
-Seni yazarken senden olmak gibi..
"bu kentin sorusunu yanıtla ey yanılmaz olan
kahret ya da ışıklandır ve de ki:
- siz ki yangın yıllarından geliyorsunuz
umuda bağlanmak umutsuzluktur ancak" *
Sen ki
Ayı hugo'dan zararsız mallarme'ye, kaçık artaud'ya kadar
Bir şeyler okudun biraz. Iyi.
Ingilizlerden de saymayı öğrendin biraz. O da iyi.
Ağzında bir tatil gevezeliği
Alnında bir ayazma serinliği taşıyan
Bir kadını sevdin çok. O belki daha da iyi.
Ama ne yap biliyor musun?
Şu eski adreslerini değiştir artık
On yıldır bilgeliğini tüketti.