gecenin şiiri

entry13366 galeri929 ses19
    270.
  1. Yalnızlık paylaşılmaz,
    Paylaşılsa yalnızlık olmaz...

    -Özdemir ASAF
    2 ...
  2. 271.
  3. birgun sende bulacaksin .hayatın anlamini essiz kumsallarda.ve bir gun gokyuzune bakacaksin yildizlarin arasinda .iyiki diyeceksin iyiki yanimdasin anka kusu.
    1 ...
  4. 272.
  5. güzel bir üçlük;

    Kıyıda köşede gülüşün kaybolmuş
    Ne olur terketme yalnızlık çok acı
    Bu renksiz dünyayı sevmiştik birlikte
    2 ...
  6. 273.
  7. sen benim sarhoşluğumsun... ne ayıldım, ne ayılabilirim, ne ayılmak isterim.

    nazım hikmet
    5 ...
  8. 274.
  9. mesut sanmak için kendimi
    ne kağıt isterim, ne kalem,
    parmaklarımda cigaram,
    dalar giderim mavisinden içeri.
    karşımda duran resmin.

    giderim, deniz çeker;
    deniz çeker, dünya tutar.
    içkiye benzer bir şey mi var,
    bir şey mi var ki havada
    deli eder insanı, sarhoş eder.

    bilirim, yalan, hepsi yalan;
    taka olduğum, tekne olduğum yalan;
    suların kaburgalarımdaki serinliği,
    istakoda uğuldayan rüzgar,
    haftalarca dinmeyen motor sesi,
    yalan.

    ama gene de,
    gene de güzel günler geçirebilirim;
    geçirebilirim bu mavilikte.
    suda yüzen karpuz kabuğundan farksız,
    ağacın gökyüzüne vuran aksinden,
    her sabah erikleri saran buğudan,
    buğudan, sisten, aşktan, kokudan...

    ne kağıt yeter ne kalem,
    mesut sanmam için kendimi.
    bunların hepsi... hepsi fasafiso.
    ne takayım, ne tekneyim.
    öyle bir yerde olmalıyım
    öyle bir yerde olmalıyım ki,
    ne karpuz kabuğu gibi,
    ne ışık, ne sis, ne buğu gibi...
    insan gibi.
    1 ...
  10. 275.
  11. Küçük kızları ve ölümü kuşatır yüzü
    Önce küçük kızları sonra ölümü
    Yıkar yüreğime öptükçe
    Ağzındaki yükü

    Dağlar ovalar ve atının terkisinde
    Önce dağlar ovalar sonra atının terkisinde*
    Sarılır eşkiyama türkümü söylerim
    Bembeyaz bir kadın halinde.

    cemal süreya.
    4 ...
  12. 276.
  13. bir gün anlarsın hayal kurmayı;
    beklemeyi, ümit etmeyi.
    bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
    bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
    lanet edersin yaşadığına...
    maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
    o zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
    seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
    ümit yaşar OĞUZCAN
    2 ...
  14. 277.
  15. Kapa tunç kapıları gece
    Soğukta, kırgın, parasız milyon kişi.
    Geyiğim, saklım benim,
    ölüm dayanmadan kapıya
    sev, öp, yitir beni.

    (bkz: Ahmet Oktay)
    1 ...
  16. 278.
  17. yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
    yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
    sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
    sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

    insan saatlerce bakabilir gökyüzüne
    denize saatlerce bakabilir, bir kusa, bir çocuğa
    yasamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
    kopmaz kökler salmaktır oraya

    kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
    kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
    ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
    bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir tas gibi dinleneceksin

    insan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
    hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
    insan balıklama dalmalı içine hayatın
    bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

    uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
    bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
    değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
    fakat ne kadar sevinç varsa yasamak özlemiyle dolmalısın

    ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
    çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
    kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
    dolaşmalı damarlarında hayatin sonsuz taze kani

    yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
    yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
    çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
    ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

    ataol behramoğlu
    3 ...
  18. 279.
  19. masumluk sanrısına biat
    yaşamanın en iyi yöntemi onlar için
    hayatlarını yönettiklerine inançlarını korumak
    en iyi saklanma, en kısır kaçış
    yönetilmeye daha uygun hale gelişlerine dair
    tatsız bir serüven

    her yolun u dönüşüyle ödüllendirilmesi
    ve
    koca koca insanların çocukluklarındaki
    çarpışan arabaları özlemesi
    yeterince felaket habercisi bir senaryo iken
    müsait bi yerde inecek kadar müsaitsiz bir çelişkiyken eylemleri
    hala yaşıyorlar

    bir düş-üş/ün nereyi kıracağını bilsen de
    en yaşamsal, en hassas kemiklerin kırılması bile
    etin soğuk betona çarpması kadar
    çarpık, pespaye bir acı veremez
    sanırım hala yaşıyorlar gregor
    üstelik sen nefesinin milyarda biri kadar bunu
    hissedemezken.

    yaşıyorlar
    senin kaleminin ucunda
    titrek traji komik bir gülümsene beyis
    belkide sadece yaş alıyorlardır
    farkına varamadan.
    varamayacakları bir kanalizasyon borusunun yer çekimi
    onları tutuyor olabilir mi?

    -j-
    1 ...
  20. 280.
  21. "kanatları çekilmiş bir güvercin için gök
    cenaze yakınıdır, üzgün görünmek ister
    kerbela gazisi bir askerdir çünkü o
    yorgundur, yaralıdır, aşka bürünmek ister."
    *
    2 ...
  22. 281.
  23. ' iste geleyim hemen
    sorma sebebini küsmem
    al beni vur hemen
    sorma sebebini küsmem'
    1 ...
  24. 282.
  25. Sessiz Gemi

    artık demir almak günü gelmişse zamandan,
    meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
    hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
    sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
    rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
    günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
    biçare gönüller. ne giden son gemidir bu.
    hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
    dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
    bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.
    bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
    bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden

    Yahya Kemal Beyatlı.
    1 ...
  26. 283.
  27. 284.
  28. Evin içinde bir oda, odada istanbul
    Odanın içinde bir ayna, aynada istanbul
    Adam sigarasını yaktı, bir istanbul dumanı
    Kadın çantasını açtı, çantada istanbul
    Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm
    Çekmeğe başladı, oltada istanbul
    Bu ne biçim su, bu nasıl şehir
    Şişede istanbul, masada istanbul
    Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık
    Bir yanda o, bir yanda ben, ortada istanbul
    insan bir kere sevmeye görsün, anladım
    Nereye gidersen git, orada istanbul.

    ümit yaşar oğuzcan. evet.
    4 ...
  29. 285.
  30. Gün günden odamın şeklini alıyorum
    işliyorum bu iniltili varlığı yeniden
    Kimbilir, duyuyorum yazgısını belki de
    Kuru bir dal parçasını içinden yiye yiye
    Dal olan bir böceğin
    O garip yazgısını

    Ne ölüme benzer ne ölümsüzlüğe.

    (bkz: edip cansever)
    2 ...
  31. 286.
  32. önce camları kapat Eylül!

    Sesim çatallanıyor seni görünce.
    Neşeli insanlar hüzünlü oluveriyor.
    2 ...
  33. 287.
  34. para

    göbekler perçin olmuş
    hava geçmez aradan
    bozulmayacak kız mı var
    sen haber ver paradan

    Neyzen Tevfik.
    2 ...
  35. 288.
  36. sabah olmak her gece kolay mı sanırsınız
    bulutları dağıtıp güneş olarak doğmak
    denizle gök arasında çiy yorgunu şehre
    kurşun kubbeleri buğulu minareleri ıslak
    soğuk bir trenden inmiştiniz / yalnızdınız

    bilmem kaçıncı defadır / yine yanılmıştınız

    hiç uyumamıştınız / gözleriniz yanıyordu
    yolculuk sanki bitmemişti / birdenbire
    kendinizi vagonda unuttuğunuzu sandınız
    sanki katar soluk soluğa tırmanıyordu
    dumanlı rampaları / bir kılıç gibi çıplak
    tiz çığlıklarıyla aydınlığı doğrayarak

    bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

    jilet mavisi bir kadın elinde purosu
    değdiği yer açılıyor çok fena keskin
    kim olduğunu bilen yok / işin doğrusu
    yüzünü kaybetmiş aynalarda arıyordu
    amerikan bara tünemiş sek vodka içiyor
    geçmişinden rusça bir şarkı arayarak
    sarhoş olmamak en büyük korkusu

    bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

    elbet en kötüsü sokaklarda tutuklanmak
    hani bir kere iki yanınızda iki sivil polis
    beyoğlu'ndan çekilip nasıl koparılmıştınız
    nabız gibi vuran o kötü ve karanlık his
    yakanızı hala bırakmadı asla bırakmayacak

    bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

    atilla ilhan evet.
    1 ...
  37. 289.
  38. kendim için

    Göğsümün ta içinden bir cehennem taşarken
    Bana: "Şair, diyorsun belli kalbin bir değil
    Sevdiklerim sayısız, bir değil bin bir değil"

    Ruhumda bir bulunmaz kadın hicranı varken
    Dudaklarımdan geçen bu sevinçsiz gülüşün
    En uzun ömrü bile bir bahar sürmez, düşün

    Bu görünmez kederim bana Hakk'tan mı vergi
    Acı bir seyyaledir, dolaşır her yerimde
    Beni anlamıyorlar bugün sevdiklerim de

    Kalbimi bari onlar duysalar, bilseler ki
    Ne ela göz, ne yeşil, ne lacivert arıyor
    Ah bu gönül, bu gönül kendine dert arıyor

    Böyle gönlüm sergüzeşt ararken doğdu, battı
    Neler ufkumda bilsen ne güneşler ne aylar
    Şimdi karşımda viran saltanatsız saraylar

    Bende bin bir macera bir muhabbet yarattı
    Bu kadar yorulduktan sonra bugün de dün de
    Kendimden başkasını sevmedim yeryüzünde

    Faruk Nafiz Çamlıbel.
    3 ...
  39. 290.
  40. Önce bir kafes resmi yaparsın
    Kapısı açık bir kafes
    Sonra kuş için
    Bir şey çizersin içine
    Sevimli bir şey
    Yalın bir şey
    Güzel bir şey
    Yararlı bir şey
    Sonra götürür bir ağaca
    Asarsın bu resmi
    Bir bahçede
    Bir koruda
    Ya da bir ormanda
    Saklanır beklersin ağacın arkasında
    Ses çıkarmaz
    Kımıldamazsın
    Kuş bazen çabuk gelir
    Ama uzun yıllar bekleyebilir de
    Karar vermezden önce
    Yılmayacaksın
    Bekleyeceksin
    Yıllarca bekleyeceksin gerekirse
    Resmin başarısıyla hiç ilişiği yoktur çünkü
    Kuşun çabuk ya da yavaş gelmesinin
    Geleceği olup da geldi mi kuş
    Çıt çıkarma yok
    Kafese girmesini beklersin
    Girdi mi kafese, fırçanla
    Usulcacık kapısını kaparsın
    Sonra kuşun bir tüyüne dokunayım demeden
    Bütün kafes tellerini teker teker silersin
    Yerine bir ağaç resmi yaparsın
    Dallarının en güzeline kondurursun kuşu
    Tabii ne yapraklarının yeşilini unutacaksın
    Ne yellerin serinliğini
    Ne de yaz sıcağındaki böcek seslerini
    Otlar arasında.
    Sonra beklersin ötsün diye kuş
    Ötmezse kötü
    Resim kötü demektir
    Öterse iyi olduğunun resmidir
    imzanı atabilirsin artık
    Bir tüy koparırsın usulca
    Kuşun kadından
    Ve yazarsın adını resmin bir köşesine.
    2 ...
  41. 291.
  42. uzun bu biraz.

    ahh yorgun dilim aah paslı ciğerim
    nedendir anlamam bir anda astı gitti yüreği
    sayısız vesait sonunda ulaşmıştı elim
    geç kalınmış olsa bile koşup yetiştim al şu elimi
    benim için ne olur yüzün bir kez asılsın
    tebessüm olsa neyse kahkahalar basılmış
    ne vicdaan ne insaaf o lanet tavrın
    bu gece bileklerimden süzülsün göğü kaplasın
    ne yastasın artık ne benim kadar hastasın
    sen adımı küfür gibi anan kadın, boş bi rüyadasın
    haberin gelmiyor artık, hayatla aran nasıl?
    sanmıyorum dudakların benden ayrı kanamasın
    önce hayat cehennemdi gelip aldın beni
    cennetine götürmedin dedim dünyadır meskeni
    dünya bile uzaktı boşluğa terkedildim
    arafta bıraktın beni ben cehennemimi özledim
    kan revanız birlikte devayız ayrıyken belayız sınırsız semayız
    kırılmış serabız görülmüş rüyayız yıkılmış dünyayız
    gel göğsüme yaslan öyle sefayız
    sabrımı görse israfil üfleyecek sura
    ezildikçe içim kıyametle aynı odam
    ne senden vazgeçer ne de dünyada kalır kalbim
    yarının umut sahnesinde şarkılarım baki
    adınla bayram yerine dönen çocuk ruhuma
    sen kadar güzel bi tarih yok, bak dizlerim yara
    en nihayetinde büyüyorum düşe kalka
    nereye gitsen koşuyorum peşinden,otur bi banka
    mantıkla yontulan bütün cümlelerin boşa
    ben kalbinin sesiyle karanlıkta yolumu bulurken.
    sandım ki bütün yollar yürünecekti beraber
    meğerse yolun bi kısmında atılmışım köprüden
    ama unutma ki uykum bile sende kaldı
    sen gittiğin gün yanına kendin hariç herşeyi aldın
    zahmet etme lütfen ben kendimi kandırırım
    bütün bu olan biteni hayallerime sığdırırım

    ados - kendin hariç her şey.
    1 ...
  43. 292.
  44. "aslında
    hazin bir öyküdür bu
    anlatmaya yakışmaz sesiniz.
    yanımdaki bütün sandalyeler boş
    alabilirsiniz."

    birhan keskin
    2 ...
  45. 293.
  46. hayat zamanda iz bırakmaz
    bir boşluğa düşersin bir boşluktan
    birikip yeniden sıçramak için
    elde var hüzün.

    atilla ilhan.
    3 ...
  47. 293.
  48. Her şey o kadar dokunaklı ki.
    Eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen
    dağınık, renksiz bir mozayık gibiysem
    üstelik yalnızsam bir de -telefonda kuş sesleri-
    aynalardan duvarlara bir üzünç akıntısı.
    Bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar..

    Edip Cansever.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük