izleyenleri gülmekten yaran, konukların alayına kayan, ünlüymüş, ünsüzmüş umurlarında olmayan, süperkulade esprilerin havalarda uçuştuğu ve çok farklı bir formatta yapılan komedi programı.
dikkatli ol gardaş ben sübhaneke den aşağı bütün duaları bilirim euzubillahimine’leri okur okur üflerim yüzüne fazla bana yaklaşma
-bu güzelmiş ya...
varolabilecek tüm maskelerden arınmış, aslında birçoğumuzun maskesinin altında mevcut olan türk erkeği kompozisyonunun hızlı düşünen ve entellektüel seviyesi hayli yüksek olan (recep ivedik'den ayrıldığı nokta bu) bir sanatçı tarafından vücuda getirildiği, sistem eleştirisi yaptığını zanneden birçok programdan daha çok sistem eleştirisi içeren, tehlikeli sularda gezinmekten korkmayacak kadar cesaretli bir programdır.
türk televizyonlarının en çok güldüren programıdır. şatavatlı stüdyolara fazla paraya ihtiyaç olmadan yapılan on numara klas bir porgramdır. dalyanın yaptığı espriler şuan benim diye gezen bir çok şovmenden çok daha kaliteli zeka kokan esprilerdir. durdu ve dalyanın birbirini çok iyi tamamladığını da söylemeden geçmeyelim. tabii yan unsurları da çok iyi kullanıyorlar. sınırları zorlamaya devam etsinler.
son yillarda yapilmis en iyi, en komik, en orjinal televizyon programi. hersey cok guzel ama o masayi kaldirip koltuklara gecseler cok daha iyi olacak. insallah hic simarmadan devam ederler.
geçen seneden beri çok zor günler geçiren ve bu zor günlerde bir merhabayı sonuna kadar hak eden türkiye tribünlerindeki hatırı sayılır bir geçmişe sahip gruptur.
programa gelen tüm bayanlara dalyan hocamızın taciz girişimleriyle ayrı keyif veren program...türk sanat müziği dersleri almış olmasına rağmen kendinden beklenmeyecek derecede güzel oyunculuk çıkartıyo...
Son derece gereksiz bir yapit, bizim evin yaninda öyle bir tane var,eger gecekondudan adamlar ciksa yeni ev verecek devlet ama adam yok illede o pisligin icinde yaşamak istiyor..
sibel arna ve kemal doğulu'lu son bölüm diğer bölümlere göre zayıftı. formattan habersiz, olana bitene cidden şaşıran insanlarla daha eğlenceli işler çıkıyor. onca bölümdür ilk defa izlemeden kapattım. tekrarlara gitmeye başladılar. konuklar da keyifsiz tipler çıkınca hiç çekilmiyor. bir de mümkünse masayı kaldırsınlar. masa gelmeden önceki programlar daha keyifliydi.
pazar gecelerimin vazgeçilmezi. % 100 doğal, beyaz show da açıkladıklarına göre % 100 doğaçlama bi show. bu show u diğerlerinden ortamı ve gelişme tarzının yanında seyirciyi tebessüm ettirmeyip direkt olarak sesli, çığlıklı kahkaha attırmasıdır.
gecekondu virgin lere kesinlikle bu programa bir şans tanımalarını öneriyorum.
güzel bir düşünce, başarılı bir uygulamaydı. son zamanlarda ilk bölümlerindeki tadı vermiyor bu güzelim program.
herkes ortadaki masadan, araya giren skeçlerden falan şikayetçi olmuş, tamam bunlar da etkili olabilir ama bence başka şeylerin de etkileri var bu bozulmada.
öncelikle tomris* neden ayrıldı bu programdan? o'nun ayrılmasından sonra bir boşluk oluştu zaten. sonra yerini doldurmak için bir iki bölüm başka birini çıkardılar ama tutmadı. şimdi de bu boşluğu önceki bölümlerde gelmiş olan konukların çalıştıkları yerlere gidip, oraları dağıtarak kapatmaya çalışıyorlar ama pek de olmuyor sanki.
sonra o dedenin ikide bir çıkıp gelmesi, ilacını içmesi falan... hiç gerek yok bu tür atraksiyonlara. açıkçası internetten izlerken, dedenin çıktığı kısımları atlayarak izliyorum. yaptığı hareketler garip geliyor bana, resmen o'nun yerine ben utanıyorum televizyonun/bilgisayarın karşısında.
bunlara bir çözüm bulunabilirse eskisi kadar güzel olacağına inanıyorum.
şuanda izlediğim tek talk-show. beyazın ve okanın kabak tadı verdiği bu günlerde beni yıkıp geçirmiştir her bölümü.
yapımcısı sinan çetin'in konuk olduğu, programı yarıda bırakıp gittiğinde dalyan'ın şiiri de şu şekildeydi;
''sinemanın son nogtasısın dibisin
yeşilçamın gozalağa gibisin
bilen bilir bilmeyenler ne bissin
farketmeden yamacından fırtarım
senin o gara tişörtünü yırtarım...''