Gün, tek bir olasılığa makhum eder. Onun uygulayıcısı özne,bir tane. Değişmez,tepkileri bellidir. Düzenlidir. Gerekli sosyolojik yergilerde,kendisine ait olan kısmı başarılı bir şekilde yerine getirir. insanlarla bir olma konusunda hiç değişmez göstergeleri vardır. Edimleri üzerinde düşünmez,motivleri bellidir ve kabul görür. Gökyüzündeki bulutlar,tablo sabitliğiyle cansız gelir.
Gece olur. Çıkarır üzerindeki takım elbiseyi. Fırlatır cilalı ayakkabılarını. Şifreleri, hayatının devamlılığını sağlayan kredi kartlarıyla şişip patlamış cüzdanını da koyar bir köşeye. Evin odalarına gün içinde dolan burada-kimse-yaşamıyor hissini camdan dışarı eder. Ve dökülen sahte hayat kırıntılarını üzerinden silker.
Sokak lambası altında sessiz sessiz düşen kar tanelerini izler. Sarı sarı. Huzur huzur. Hayat hayat. Olasılıkları hatırlar. Olabileceği tüm herkes ve her şeyi ve bunlardan birini seçerken olamadığı diğer herkes ve her şeyi düşünmeden düşünür. Akar gider,kimisi diğerinden daha uzun sürer. Bilinç akışına hakim olamaz,sinir hücreleri arasındaki iletişimin hızında bir oradan bir oraya savrulur. Hepsi için ayrı ayrı duyduğu arzuya şaşırır. Öyle bir arzu ki,yarına uyanası gelir.
işten çıktım eve gidiyorum mesela hava eksi bilmem kaç sokaklarda yalnız ben. Özlediklerim var. Özledim diyemediğim insanlar. Size iyi geceler. Ben mutlu olmanın birinci şartını bile yerine getiremeyen parmakları donan insan.
Türk popundan nefret eden biri olarak sabaha karşı bir şarkılarına (grup geceden bahsediyorum) denk geldim, hiç fena değildi. Video klasik Amerikan kliplerinden araktı, geniş bomboş bozkırımsı bir yerde uzayıp giden yolda 60lı yıllardan bir arabada yanında güzel ama uçarı sevgilisiyle yollara düşmüş adam teması. Tanıdık geldi mi? Gelir tabi çünkü Amerikalılar milyonlarca böyle klip çektiler. ilk önce Teoman zannettim zira sesi de tipi de kelimeleri eyeyeyeyeeyaaeyeeey diye yayması da ona benziyordu. Ama müzik, aranjman gayet güzeldi. Zevkle dinledim. Ancak parçanın sonunda anladım ki Teoman değilmiş. Şimdi de şarkının adını unuttum.
Sonra da merak ettim. Mükemmel olmasa da böyle hoş gruplar var etrafta. Hani belki efsane veya klasik olacak şarkılar değil ama bunlar varken niye Serdar Ortaç, Murat Boz, Demet Akalın veya Hande Yener gibilerini dinliyorsunuz anlamadım.
.
geceleyin başlıyorum ben olmaya. ondandır gündüzleri sevemeyişim. yapmak istediğim ne varsa geceye sığdırmaya çalışıyorum ve bu yüzden üçten önce uyuyamıyorum. gündüz yaşadığım her şeyin etkisi birikiyor ve geceleyin patlak veriyor. var oluşa dair tüm olasılıklar kafamda ateşleniyor. bir şeyler keşfediyorum. "bunu daha önce nasıl düşünmedim?" dediğim birçok şey bilinç akışımda çalkalanıyor.
bazen de girdaba giriyorum tüm akışkanlığımla. "wuluuuuup" diye girdabın götürdüğü boşluğa doğru sarmal sarmal akıyorum. sonunda beni neyin beklediğini bilmeden.
hayatıma çok az insan giriyor. hatta yüz yüze görüştüğüm farklı insan sayısı sıfır. bu kendimle karşılaşmamı engelliyor. "waking life" filminde ne diyordu adam" etkileşimleri, çeşitli kendiliklerimle karşılaşmak olarak anlıyorum" kendi kendime hapsoluyorum yani. kendime mecburum. ölesiye sıkıcı ve karamsar.
" sigaramın dumanına sarsam saklasam seni" dizeleri dökülüyor şu an kulaklarıma. geceye aitim ben. ayrılamıyorum geceden. bu karanlık , bu sessizlik benim cennetim.
Akustik versiyonu ile kalbimi kazanan mor ve ötesi şarkısı. Kulakları yumuşacık ezgisi ile dolduran, sözlerinin güzelliğiyle kalbime dokunmuştur.
işte sözleri;
Bıktım artık susmaktan
Bunca yıl seninle geçti
Bir çift lafa muhtacız
iki yabancı gibi
Saat gece üç olmuş
Kapında ben, ben yokum sanki
Şimdi gerçeği söyle
Sonra yap istediğini
Yeter artık, hiçbir şey eskisi gibi değil
Yeter artık, aslında sen hiç sevmedin
Yoruldum suçlanmaktan
Yanında hiç olmadım sanki
Yüzün her şeyi söylerdi
Ama bakmıyor şimdi
Bıktım artık susmaktan
Bunca yıl seninle geçti
Şimdi gerçeği söyle
Sonra yap istediğini
Zaman geçer, büyürüz
Sertleşir dünya.
Unutmadan, bu aralar kalbe kördüğüö şarkısı ile kendini beğendiren müzik grubu.