başımıza geldiğinde balkondan atlamaya cüret eden arkadaşlarımı görmeme sebep olan görmeler.
hikayesi; 10 küsür yaşlarındayız sanırsam 14 falan, balkonda herkes birbirine korkunç hikayeler anlatıyor o gün bizde kalınacak ve kalabalığız. çocukluk tabi herkes korktu o ara camdan perdenin yarısı kalkmış tek göz bize bakıyor herkes çığlığı bastı, altına sıçırttı. meğer annem sesleri duymuş salon camından şunlara bir bakayım 'sigara mı içiyorlar yoksa' diyerekten bizi gözetliyormuş. öyle yani geldiler anlattım ve gittiler.
şöyle faltaşı gibi açılmış kanlı gözler, beti benzi atmış 32 diş gülen bir surat ve hafiften titreyen bir kafa olması icap eder. hem de bu saatlerde, hem de 13. kattayken. tercihen yakın zamanda kaybettiğiniz bir yakınınız olmalı. bu manzarayı gördükten sonra deneyin bakalım eliniz yastığın altındaki tabancaya uzanmaya güç bulacak mı. ne de güzeldir o kafa.
- hoo... uykum kaçtı ya. o ney lan ?
+ lan, kamil ben kamil.
- he hoş geldin kardeş ne var ne yok.
+ iyi dayı nolsun öyle dolaşıyodum, kafam g.t gibi bi uğrayım dedim.
- iyi yaptın, gel çevirelim yahu.
çocukken yaşamaktan en çok korktuğum şeyin ta kendisiydi bu...
düşünün. gece çişiniz geldi ve uyandınız. yavaşça gözünüzü açtınız ve... evet. evet pencerede bir kafa var ve size bakıyor... devam etmek istemiyorum. tam bi delirme sebebi...
eğer alışılmış bir durumsa göz göze geldikten sonra selamunaleykum deyip tuvalete gidilebilir..
önce gözlerime inanamam, fırlar ışığı yakarım. gördüğüm kafa ya bir eşyanın gölgesidir , ya da hırsız mırsızdır. hırsız mırsızsa elim ayağım titrer öylece kalırım. eşya ise oh be derim.
uyku sersemliğidir diye gözleri ovuşturup tekrar bakmanıza neden olan durumdur eğer halen daha orada duruyorsa altınıza sıçmanız gereken durum haline gelir.