bir yandan 0 900 lü reklamlar, öbür yandan "ekranda kaç tane kare görüyorsunuz, hemen arayınn" diye bağıran cırtlak sesli, dövülesi sunuculu, soyguncu yarışmalar, diğer yanda öğle kuşağı kadın programları, desti izdivaç, dişi yakarış programlarının tekrarları, abuk sabuk bir kanalda abuk sabuk 15. sınıf bir amerikan korku ya da macera filmi, trt'de 80'li yıllardan kalma bağ bahçe, ot çöp temalı belgeseller ve daha niceleri.
kimileri için ev ahalisinin yatıp ortamın sakinleştiği bir uzay-zamanda bilinçaltının ortaya çıkmasına aracı olan eylemdir. iki üç zaptan sonra imkan varsa tüm meraklar giderilir ve fantezi dünyası genişletilir.
ps: şimdiki neslin interneti falan var (yani en azından kullanım ücret imkanlar daha iyi) ama zannımca bizim nesil küçük yaşlarda cinselliği bu eylemle tanıdı.
(bkz: gece televizyon izleyerek cinselliği öğrenmek)
bazı kanalların kendisini aştığı yayın politikasıyla hayretler içinde kalarak yaptığım eylem. artık kanallar seri olarak veriyorlar filmleri. bir gece cüneyt arkın filmi varsa ellerindeki cüneyt arkın filmleri bitene kadar her gece bir cüneyt arkın filmi koyuyorlar. diğer kanallarda ferdi tayfur, kadir inanır şeklinde tezahür edilebiliyor. mahmut tuncer gördüğümü bile hatırlıyorum.
Çok büyük zevktir.Ama enteresan şeylere de tanık olabilirsiniz.
izleyen bilir belirli bir saatten sonra cnbc-e de bir rus bacı çıkıp '' eğer biri siz zorla çazlıştırıyorsa pasaportunuza el koymuşsa bizi arayın'' der rusca
Sonra duman avcılarının eğitsel reklamı girer.
''heyya hiyya hoo biz duman avcıları...'' diyerek sigaraya karşı nasıl savaştıklarını anlatırlar.
Birde ürün reklamları vardır.Zayıflatan hap, şekle sokan masaj aleti, ayar veren koltuk.
Tabi bunların reklam süreleri yaklaşık 30 dakikdadır iğrenç dublajla bayar insanı.
Eskiden 0900 lü hatların kaliteli reklamları olurdu.Heralde artık izin vermiyorlar ki görmüyoruz.
bir nevi nostalji yapmaktır.. çünkü, geceler kanalların eski dizilerinin boy gösterme zamanı olur, insan da vaktiyle yayınlanırken bile izlemediği diziyi o sırada başka yapacak bulamadığından/bulmayı düşünmediğinden eli mahkum izler..
bu konuda da en çok kanal d ve atv nettir bakın, dönem dönem yerli eski diziler, dönem dönem brezilya/meksika/arjantin kaynaklı eski diziler..
işiniz ne? oturun, izleyin..
o sırada, beyin de ya başka yerlerde olduğundan ya da uyku sersemliğinde coştuğundan dışarıya duyarlılığı azalır ya zaten.. "ıyyh! bu diziye dayanamıyorum!" düşüncesi bile olmaz (ki zaten o da abartılı tepkidir -düşüncede bile-, laf aramızda), mistir mis..
tabii, nazım hikmet için program yaparken olaya kendisini kaptırıp da şiir okur gibi konuşmayı, programın başından sonuna olduk olmadık yayan ali kırca ya da benzer formatlarda, aynı şeyleri tekrarlayan, tekrarlarken de konuyla en ilgisiz insana bile "iyi de dediğin olmadı ki amca, şu var bu da var" dedirten insanların "tartışma"sını izlemek istemezseniz..
istiyorsanız, tüm günü, gazeteleri, okul-iş çevrelerindeki kimi muhabbetleri, sözlükleri vb. yerleri, gündemi düşünün..
emin misiniz? hmm.. **
bir sürü egzersiz aleti reklamına maruz kalıp, yalnızlığın da verdiği mülayimlikle bu reklamlara ikna olacak düzeye gelmek. temizlik ürünü reklamları da var tabii. ben cillit bang denen mucize ürüne bağlandım mesela..
gece yaşayan adama kendini ikinci sınıf hissettiren durum. tekrar programlar, saçma tanıtım filmleri, garip televizyon filmleri...
kanal d'de kobra takibi başlayınca daha bi çekilmez oluyor lan gece. sorunum bu diziyle değil tabii. bu dizinin başlaması demek, artık televizyonda dişe dokunur bi program olmayacağına işarettir. o bir dönüm noktası yani.
'nasıl olsa kimse izlemiyor be' diye yapıyorlar program akışını. ya da 'lan izleyen bir-iki kişiyi de sktir et' diyorlardır. eskiden cine 5 vardı mesela ve biz gece yaşayanlara saygı gösterirdi cine 5. nerde o günler...