amerikan sinemasının türk ergenler üzerine etkileri açısından fena olmamış başlık.
ama burda iyi durmadı! bunu şuraya şunu da buraya koyalım. geçen yıl aldığım yün kazağı bulamıyorum koliler de olmalı!
muslukları kontrol ettin mi? paslı su akmalı açınca! kırmızı gibin böyle..
katil kasap değilse ev sahibi olmalı!
hem bu gelin niye ağlıyor? yoksa kız değil mi. aman canım nolcek? kız değilse.
gitmeyin ormana yavrum gece gece. alo kime diyom?
eskiden ürkütücü olayları anlatan bir program vardı. berna laçin sunuyordu programı. o programda işlenmişti bu konu.
izledikten sonra 1 hafta tek başıma yatamadım. o zaman yaş 14-15 di sanırım.
düzeltme: yalnız orada ki gelinlikli bayan ağlamıyordu arabanın içinde dik dik adama bakıyordu. zaten o bakışları yaktı beni.
ağlamasa da, pek yanına yaklaşılası olmayan bir bayan görmektir. atın ölümü arpadan olsun diyen türk erkeği bile hoşlanmaz böyle esrarengiz fuckbuddy adaylarından, topuklar.
eğer bir rüyaysa, "hayıra yormak" gerekir. "ağlayan gelinlikli bayan" size kavuşamadığı için ağlıyordur. gece ve üstelik ormanda bulunması, yolunu kaybetmişliktir, bilinmeyence sarılmak demektir, korkudur. o gelin korkuyordur ve kollarınız tarafından sarılmak ve kendisini güvende hissetmek istiyordur. o sizin kaderinizdir. yarından tezi yok, kısmetinizi geceleri ormanda aramanız gerekir.