ay ışığı bulutlar arasından göz kırparken uyanıp geçen zamanın küllerine ve artakalan hüznüne bir sigara yakmak. Pencereden dışarı baktığında Arka bahçedeki ağacın çırılçıplak hali ve griliği dikkatini çeker. Yine göz gezdirirsin etrafa Çatılarda kuşlar yoktur artık. Çamaşır ipleri hiç durmadan sallanmaktadır, balkon üşütür. Düşünürsün, zaman ne de çabuk geçmiştir diye. Kış koşarak gelmektedir. Dahası Ellerin cebinde bu duruma hem sevinçler hem hüzünler yakıştırırsın. Takvimlere bakmaya gerek yoktur.
gecenin anlamına anlam katandır. Baktığın yerlerin birinde gözlerin donup kalır. Sigaranı ay ışığı ve yıldızların arasındaki boşluğa koyup köprüler kurarsın gökyüzünde düşünürken. Yandıkça külü köprüleri eksiltir, başa dönersin. Bunun gibidir gece ellerin ceplerinde geçen günleri düşünmek.
sakince kafanda sayfalar çevirmeye benzer. Beyninin tek bir okuyucusu vardır. Dostoyevski nin herhangi bir kitabından 30 sayfalık bir yer okumuş gibi davranırsın.
yazın cimenlere uzanıp yaptığım eylemdir. yakarım sigaramı , karanlıkta sigaramın dumanı gökyüzüne çıkarken , başlar geçmişten kesitler ama şanslıyımki hep güzel şeyler gelir gözümün önüne.