biraz sessizlikten, biraz da karanlik yüzünden çıtırtısı, yanma sesi duyulan sigaradir, yanaklar içeriye çekilirken. bi' anda verilen nefes ise geçmişin karamsarlığını atar gibi üzerinden, biraz geleceğin belirsizliğini yüklenir gibi sırta, biraz tarih gibi, sevda gibi biraz biraz. gecenin efkarını koynuna alır gibi, sevişir gibi utançlarla.
kafanda olan tüm sorunlara karşı seni soğuk kanlı tutar. çıkan her duman unutamadığın sevgilidir. ilk öpüşün, ilk sevişmen, ilk olanlar. "o" duman ailedir. "ben böyle bir hayat istemiyordum, ben bu değilim" demektir. bulunduğun duruma göre, pılını pırtını toplayıp çekip gitmenin başlangıcı olabilir. genelde zor dakikalardır. bu dakikalardan başarılı bir şekilde çıkan çok azdır. ya da o sigara durup dururken yanan değil, seks sonrası yanan sigara kadar rutin bir eylemdir.
bu geceki, başarısızlığa gelsin. başaramayacak olmaya ve hatta başaramayacağını bilmenin acizliğine gelsin, bunlar için yansın tozlanmış pencerenin üstünden.
Ateşleyenin değil bu saatte o sigarayı Ateşletenin önemli olduğu sigara.
Kim bilebilir o sigaradan alınan ilk derin nefesle nerelere daldiginizi ne hayaller çektiğinizi.
Bilmiyordur belki ciğerlerinize dumanı değil de onu çekmek istediğinizi.
Belki de biliyordur da şımartmak istemiyordur kim bilir?
yurtta kullanımı yasak olan su ısıtıcım ile yaptığım kuşburnumla, oda arkadaşlarım uyurken ateşlediğim sigaradır.
not: yurt görevlilerine yakalanırsam Kars ın şu ayazında dışarıda kalırım.
kamon baby ! ekşin
saat 03:00 bahanedir, dertlisindir.amına koduğumun dünyasında yıl olmuş 2015, ben hala neden uzun anadolu içiyorum lan demişliğim de vardır; yok değil.öyle anlar geliyor ki ne düşüneceğimi, ne yazacağımı bilemiyorum.o kadar karmaşık ki iç dünyam, bazen kendime bile bazı şeyleri itiraf edemiyorum.
bir insan ne kadar kötü olabilir lan?o kadar kötüyüm işte.
Dumanın içe çekilmesiyle birlikte , hafıza güçleniverir sanki bir anda , binbir türlü düşünceye dalar insan, keşke şunu da söyleseydim der ya da neden bu kadar ileri gittim diye düşünüp kendine kızar, bazen özür dileyeceğim der , eli telefona gider ama arayamaz , saat gecenin 3üdür ve akla gelen çoktan uyumuştur , sabah ararım denir sonra ve o sabah hiç gelmez , çünkü gecenin cesareti Güneş'in doğuşuyla birlikte hayatın koşuşturmasına bırakır kendini, ta ki bir gece sonraki 03 sigarasına kadar.