türkiye de hic kimse kendi sehriyle anteplilerin gurur duydugu kadar gurur duyamazlar. iki antepli bir araya gelirse söz dönüp dolasip sohbetin finalinde yemege gelir.
gaziantep'e yolunuz düşer ve bir bardak suya ihtiyacınız olursa rastgele bir evin zilini çalın.
eminim sizi içeri davet eder, yemek yedirir, akşam kalacak yerin yoksa kal derler.
böylesi içten ve temiz insanlardır.
toprağımın güzel insanları ya.
Ülkenin en karanlık zamanlarında bütün yurtta bir ümit ışığı gibi parlayan insanların torunları olmakla gurur duyduğum gazi şehrim. gün itibari ile işgalci ve işbirlikçileri gazi şehrimizden def edilişinin 90. yıldönümü. 6317 şehidimizi ve tüm şehitlerimizi, gazilerimizi saygı,minnet,şükran ve dua ile anıyoruz. MEKANLARI CENNET-i ALÂ OLSUN.
--spoiler--
dış destek almadan, sadece kendi imkanlarıyla 11 ay boyunca kendini savunabilmiş, o zamanlar 35000 nüfuslu olmasına rağmen 6317 şehit vermiş, milli mücadelenin en şanlı, en şerefli, en onurlu bir şekilde yaşandığı bir memleketin evlatları olarak, düşman isgalinden kurtuluşumuzu büyük bir onurla ve gururla anıyoruz.
--spoiler--
--spoiler--
Londra Konferansında ingiliz delegeleri:
"Yunanlılara daha çok destek verelim.Artık Türklerin işini bitirsinler" anlamında konuşunca,Fransızların yüksek komiseri olup,Çanakkale de sağ kolunu kaybeden general Guro,pardesüsünün boş kolunu sallayarak ayağa kalkıyor:
Beyler siz hayal görüyorsunuz! Türklerin işini Yunanlılar mı bitirecek?..Biz,koca Fransız devleti, bir Antep Sancağı ile başa çıkamadık!..
(25 aralık Antebin kurtuluşu)
--spoiler--
"1921'de fransızlar kendileri gittiler. öyle ahım şahım bir direniş olmadı" diyen kancıkları gösteren, topraklarında doğduğum için gurur duyduğum şehrim.
Yarın akşam, kendisine varmak üzere yola çıkacağım memleket, memleketim.
Sabah ilk işim eve giderken nohut dürümü ve kavurma almak, nam nam nam nam nam nam yemek olacaktır.
vazgeçemedim, on yıldır çeşitli sebeplerle başka illerdeyim. bir günüm bile yok ki özlemle bu şehre döneceğim arsuzu içimde olmasın.
bugün ise bu şehre dair umutlarımı tamamiyle yitirmiş durumdayım. şehrin göbeğindeki varoşların kendi kaderine terk edilmiş olması kahredici bir gerçek.
on yıldır farklı bölgelerden fazlasıyla şehir gezdim. gaziantep kadar, altyapısı, yolları, kaldırımları, çevre düzenlemesi, şehir planlaması sorunlu başka bir şehir daha görmedim. beni öfkeye sürükleyen ise mevcut yerel yönetimin bu sorunlardan hiç gocunmaması, bir çözüm planının olmaması.
şehrin merkezine beş dakika yürüme mesafesinde olan karşıyaka semtiyle ilgili ileriye dönük kentleşme planı olmayan bir idari kadronun yönetimde olmasını bırakın muhtar bile olmaması gerekir. bugünkü idari kadro bugün bu semte doğalgaz hattı döşüyor. bu ise o bölgenin vaziyetinden memnun oldukları demek. yapılan bu ise eğer yazıklar olsun.
Doğduğum, doyduğum, yaşadığım, sevdiğim, kopamadığım memleketimdir.
Yemek kültürü, sanayisi, çalışkan insanları vs daha birçok özelliğiyle başlı başına bir şehirdir.
Fazlaca göç alması ve kıymetinin bilinmemesi bu şehrin şanssız yanlarıdır.
yeşil evet bir güneydoğu şehri ama geniş geniş parklara sahip. alleben suyu akar birinden diğerine takip eder.. sevdiğiniz insanla gezilmesi hoştur bu nedenle, yemek yemek ise hiç bu kadar keyifli bir etkinlik olamaz herhalde bir başka şehirde.* oldukça sıcakkanlı.
haftasonlarında, nerdeyse her aile tarafından yapılagelen geleneksel mangal yelleme keyfine bizi de alıştıran kent. öyle ki cumartesi ve pazar günü akşamları etraf kebap kokusundan yıkılır. *