garsona uzaktan yapilan hesap isteme hareketi

entry14 galeri0
    3.
  1. söylenenin aksine "havaya imza atmak" şeklinde olmayan. herhangi bir eli havaya kaldırıp parmakları hafif bükerek (bütün parmaklar aynı oranda bükülmez. her parmak uzunluğuyla ters orantılı bükülür.) yapılan hareketin adı.

    çoğunlukla lüks restoranlarda rastlayabileceğiniz bir harekettir. köşebaşındaki kebapçıda veya orta halli insanların yemek yediği yerlerde görmek mümkün olmayabilir.

    istisnasız bütün garsonlar hareketi saniyesinde görür ve verilecek olan bahşişi, kendisine kemik verilecek bir köpek edası ve iştahı ile beklemek için ikinci saniyede masa başında bitiverir.
    0 ...
  2. 2.
  3. Değişik varyasyonları olan harekettir.Eğer kızla yemekteyseniz,paranız yoksa yani kaçınılmaz son yakınsa kızn gözünde marjinal olmak için aşağıdaki adımları takip edin:
    Baş parmak ve işaret parmağını dik diğerlerini daha kırık bir pozisyonda tutarak elinizi kaldırın.
    Garson size doğru yaklaştığı vakit bileğinizi garsona doğru bükün.
    Daha sonra baş parmağınızı işaret parmağınızın arasına alın aynı anda işaret parmağınızı baş parmağınızın üstüne koyun.
    Sonra da narin bir biçimde orta parmağınızı aşağıya eğin.
    işte bulunduğunuz mekan kalitesi ve şıklığında paranı nah alırsın hareketi yapmış oldunuz.Yanınızdaki kızın da aklında paranızın çıkışmaması değil yaptığınız marjinal hareket kaldı. Saygılar.
    0 ...
  4. 1.
  5. pini felix balili'nin gol sevincidir aynı zamanda bu hareket. koşar, başkanına** bu hareketi yapardı. artık antalyasporda yaşayacak sevincini.
    0 ...
  6. 15.
  7. eğer bir kadınla çıkılan bir yemekse erkek için oldukça önemli ve kadının gözünde + veya - puan kazandıracak bir andır.

    bu anda erkek muhtemelen her zamanki yaptığı gibi ''hoop, garson'', ''birader bak bi'', ''şşşt gel bakim buraya'' gibi hödükümsü çağrıları yapmayacaktır.

    onun yerine ''bakar mısınız?'', ''hesabı alabilir miyiz?'' gibi nazik taklidi yapmakla yetinecektir.
    1 ...
  8. 16777215.
  9. en ikircikli durumdur. ağzınla bağıra çağıra: "hesaaaaaap" diye bağırmak gelir içinden. eğer takıldığın yer pahalı bir mekansa gelde iste. bir anda kurufasulyecide olsan bağıra bağıra: "ustam bizim borç ne kadar?" diyebileceğin aklına gelir gülümsersin. içinde bulunduğun durumu hatırlayınca gülümseyişin kaybolur gider, yerine ellerini birleştirip oturduğun mağrur bakışlı ifaden gelir. sesli bir şekilde isteyemeyince de bu sefer garson beni gördü mü acaba stresi başları ki çekilmez olur. bir kaldırırsın, iki kaldırırsın garson bey diye seslenirsin olmaz. bir anda sağır olmuştur kör olasıca garson duymaz seni başkasını duyar onla ilgilenir başka masanın hesabını keser ve bir umut bekleyen seni görmez. sen ise o anda: "ulan ben o.çocuğumuyum, neden bana bakmıyor?" yorumlamaları eşliğinde serine devam edersin sesini duyurmak amacıyla. sonra sesini duyurunca bir anda kral kesilirsin ve hesabı istemiş olmanın dayanılmaz hafifliği ile elini cebine sokar, buna benzer başka maceralar yaşayacağını unutarak masadan kalkarsın. hayatın boyunca bu kısır döngüyü yaşayacaksın. tavsiyem bir an önce öl de kurtul çekilmez bu çile insanı kanser eder yer bitirir. bir dost.

    (bkz: hayatımızın 3/4'ünü hesap isteyerek geçirmemiz)
    2 ...