babaannemi yitireli sekiz yılı geçti. yüzünü hatırlamak için fotoğraflara ihtiyacım var. sesini hatırlamak içinse bu şarkıya. pencerenin yanındaki yatağında usulca söylüyor. tek yapabildiğim daha yakın olabilmek için dizine yatmak ve o saçlarımı okşarken derdine ortak olabilmeyi ummak.
"...
elem beni terketmiyor
hiç de fasıla vermiyor
nihayetsiz bu takibe
doğrusu ömür yetmiyor."
Tatyos Efendi'nin Muhteşem bir uşşak şarkıdır.
Hatta belki de uşşak makamının en güzel şarkısıdır.
'Elem beni terketmiyor,hiç de fasıla vermiyor,nihayetsiz bu takibe doğrusu takat yetmiyor' der.
Genç nesil artık unutuyor bu şakıları,ben de dinledikçe iyice yaş aldığımı farkediyorum,ancak anladım ki hiçbir müzik bu kadar lezzet vermiyor bana.
Anladığım kadarı ile şarkıyı herkes Barış Manço ile tanımış,ancak Müzeyyen Senar en iyi yorumcusudur şarkının.Özellikle gençllik sesinden dinlenirse tadı damağınızda kalır.
Unutmamak lazım bu besteleri,bestekarları ve yorumcuları.
her dinlenildiğinde gerek melodisiyle gerek barış abinin müthiş sesiyle birlikte kalpte küçük bir sızı, yüzde hafif bir tebessümü aynı anda yaşatan bir sana eseridir.*
--spoiler--
Elem beni terk etmiyor hiçte fasıla vermiyor
--spoiler--
elem beni terk etmiyor
hiç deva sıra vermiyor diye bilnen, söylenen şarkı... boooovvv dağlara taşlara!
bi insan bu kadar mı mal olur ya?
şunu da eklersek olur;
git ara bul getir; gitara vur getir.. yazar bu türküyü söylerken gitara vur getir dedikçe 'lan türküde gitarın ne işi var' diye düşünmekten kendini alamaz. sonra bir öğrenir ki o aslında 'git ara bul getir'miş...
ömrü boyunca türk müziğine olan sevdasından zerre taviz vermeyen ve biraz da bu sebepten dolayı son nefesine kadar refah yüzü görmeyen tatyos efendi'nin kendi hayatına ithafen yazdığı, bestesi de kendine ait olan eseridir. her dinlediğimde sorarım, ne yaşattılar sana be üstad? o kadar ömründe hiç mi gülmedi yüzün? bu nasıl duygudur? kimileri sayfalarca kitaplarda anlatamazken ömrünü, sen nasıl iki dörtlükte yaşatıyorsun bize?