öncelikle bu dizi diğerleriyle kıyaslanacak kadar basit değil. illa kıyaslama yapılacaksa o kıyas yüzüklerin efendisidir. farklı ırklar (ya da krallıklar desem daha doğru); alışılmadık, keşfetmeye değer bir dünya ile.
dizinin her bölümü iki saat üç saat olsaydı keşke. ve bu kadar erken başlayıp ikinci sezonunu iple çekmeseydim de hepsini bi anda izleyebilseydim dedirtmiştir çoğu kişiye.
dizi gerçekten çok kaliteli olmuş. ayrıca dizide ki başrollerin (eddard stark, khal ve kral) tak diye ölüvermesi cidden çok iyi olmuş. eddard starkın ölüm sahnesi bölüm sonuna geldiği için diğer bölümü beklerken, kesin çocuk rüya görüyo, olmaz abi ölürse dizi biter lan diyerek geçirdim. diğer bölüm başladı hala içimde bir umut aha şimdi uyanıcak diyorum fakat nafile, adam öldü. Göt oldum mu oldum. Son bişey ''daenerys'' ölürse dizi benim için biter diyemesem de, ölmesin lan o kız cidden.
-Tell them all to stop
-You want the entire horde to stop? For how long ?
-Until I command them otherwise.
-You're learning to talk like a Queen.
-Not a Queen. A Khaleesi.
--spoiler--
harika bir sezon, harika bir sezon finali ama 2. sezon 2012 sonbaharında. diziye yeni başlayacaklar için uzun bir süre var. rahat rahat izleyebilirler.
ilk kitabınu bitirip hemen ikinci kitaba başladığım dizidir. Diziyi bir solukta izlemiştim ve büyülemişti. Kitabı daha da büyüledi. Dizi kitaba sadık kalarak ve çok az kısımlar çıkartılarak çekilmiş ve bu nedenle dizinin insanı bu kadar sarmasına neden olmuştur diye düşünmekteyim. 2. kitabını bitirmeme az kaldı ama düşünüyorum 2. sezonu kitaptan sonra tat verir mi ? diye ancak diziden sonra kitabı sardığına göre dizi yine saracaktır.
biraz önce sezon sonu bölümünü izlediğim ve fena halde kendimi kaptırdığımı farkettiğim dizidir.
bir kere kurgu tarih dizisi ama ortaçağ avrupasının nasıl bir siyasi yapısı olduğunu anlatıyor. hani şu meşhur derebeylik sisteminin işleyişi falan filan. her zaman merak etmişimdir de hadiseyi öyle güzel bir senaryoyla dile getirmiş ki adamlar, ulan helal olsun demek lazım.
oturun izleyin efendim, diyecek başka söz bulamıyorum.
spartacus ten sonra çevrilmiş olan en kaliteli tarihsel dizidir. karakterlerin performansı ve senaryonun alışılmışın dışında dumura uğratma kapasitesi oldukça fazladır.
"über, insan üstü, aşmış" dizi olarak nitelendirilmesi gereken dizidir. böyle bir nitelendirme cahillik yahut saflık değil malumun ilamıdır. game of thrones bir diziyi dizi yapan senaryo-yönetmenlik-cast üçlemesinin üçünde de piyasaya tur bindirmiş bir dizidir.
böyle bir diziye "aşmış" demeyeceğiz* de neye diyeceğiz? spartacus gibi game of thrones'a nazaran ikinci sınıf olan dizileri mi göklere çıkaracağız? game of thrones ve spartacus'u bilimsel bir ölçekle karşılaştırırsak her kalemde game of thrones daha önde olur, bundan emin olun. zira spartacus iz bırakabilecek bir dizi değil. tekrar edeyim; bu iki diziyi karşılaştırmak dahi hata.
immanuel kant öznellikten münezzeh, objektif bir "güzel"in olduğunu söyler. ve bu estetik felsefesi açısından önemli bir tezdir. işte game of thrones da böyle bir dizi. kanımca saflık ve cahillik olan şey; bahsettiğim bu felsefi ve sinematografik hakikati görmezden gelmektir. spartacus gibi klişelere boğulmuş, andy whitfield'ın gidişiyle de iyice boka batmış bir diziyi game of thrones ile karşılaştırma abesliği de herhalde saflık ve cahilliğe girer. ayrıca şunu da belirteyim; bir dizinin kalitesini "seyir zevkine" göre belirlemek de başka bir felaket. bazen çok ilkel, basit şeylerin dahi seyir zevki yüksek olabilir bu onun kaliteli olduğu, aşmış olduğu yahut games of thrones'tan daha iyi olduğu anlamına gelmez.
son olarak; game of thrones her yönüyle aşmış bir dizidir. game of thornes ile aynı kategoride -yani epik/fantastik- yer alıp da ondan daha güzel daha kaliteli olan bir dizi "yok". önce bunu bir sindirin. zira game of thrones her yönüyle türdeş dizilerden daha üstündür. bir de türdeş olmayan diziler var. onlarla game of thrones'ı karşılaştırmak yanlış. "prison break, game of thrones'tan daha güzel çünkü seyir zevki yüksek" demek daha da yanlış. zira prison break, sherlock gibi diziler kendi türü içinde dahi üstün olmayan diziler. prison break kötü bir dizi değil hatta heyecanla izlenebilecek bir dizi ama o dizi henüz kendi kategorisinde yeterli olgunluğa ulaşamamış. game of thrones kendi türünün lost'udur, house md'sidir, tbbt'sidir. henüz ondan iyisi yapılmamıştır.
bu diziyi ben de severek takip ediyorum. hatta, kitabını okumadan filmini/dizisini izlediğim nadir yapımlardan biridir, game of thrones. eddard stark idam edilirken, benim de içim gitti "ulan birisi ok mok atsa da vursa celladı" diye. snow'la ben de hiddetlendim bu sisteme(!).
lakin bu diziyi über, insanüstü, aşmış, izlenmezse ölünmeli kategorilerine yerleştirmek, saflık, cahillik olur. buradaki 'cahillik' kelimesini yanlış anlamayınız. herkes her diziyi takip edecek diye bir şey yok elbette. ama bu diziyi az önce söylediğim kategorilere koymak, hayatında rome, hatta onu da geçtim, hiç spartacus izlememiş insanın yapacağı şeydir. bunlar, tür olarak yakın olduğu için verdiğim örnekler. tabii ki house md., prison break, sherlock, supernatural gibi, türdeş olmayan, ama seyirci tatmini açısından aynı zevki, hatta daha da fazlasını veren yapımlar da var. neyse, sadece bunu söylemek istemiştim. tamam, çok iyi, çok güzel bir yapım. ama über, aşmış, muhteşem bir dizi olduğunu söylemek, yukarıda da belirttiğim gibi, saflıktır, cahilliktir.
başlarda çok karakter ve çok olay olması sebebi ile zorluk yaşatan ancak zamanla her şeyin oturduğu, hikayenin kusursuzca ilerlediği, neredeyse hiç açık bırakmayan, kusursuz yapım.
çekimler, mekanlar, efektler, kostümler ve de kurtlar da cabası. özellikle ghost'un ailecek hastasıyız.
sadece hbo yapımı olması başlı başına izlenme sebebi iken, her bölümün uzun metraj film tadında olması, izleyiciyi doyurması da işin kaymağı oluyor.
ilk sezonunu 1 günde bitirdiğim uçmuş dizidir.en kısa sürede kitaplarını alıp okumaya başlamayı düşünüyorum.diziyi bu kadar çok sevmem sanırım breaking bad ile benzerliğinden kaynaklanıyor.şöyle ki, game of thrones 2 yönden breaking bad ile çok benzerlik gösteriyor.ilk olarak karakter çeşitliliği fazla ve karakterlerin ruh halleri, değişimleri, iki dizide de çok iyi yansıtılıyor.*
ikincisi ise neler olacağını kestirmek mümkün değil, en önemsiz karakterler bir anda her şeyi değiştirebiliyor.
bu arada justin bieber ile joffrey baratheon benzerliği dikkatimi çekmedi değil.*
not: kitapları seri olarak* ingiltere'den alıncak türkiye'de satılandan çok daha ucuz bi fiyata gelcek, isteyen yazarlar varsa iletişime geçebilir.
insana "bu, diziyse diğerleri ne?" dedirten olağanüstü yapım. adamlar ilk sezonuyla izleyiceye 10 bölüm lotr vadediyor resmen. her bölümü film tadında olan, konusuyla çığır açan, oyunculuklarla "piyasanın" eline veren şükela bir dizi. camelot, merlin, spartacus, the borgias türünden dizilerle karşılaştırılamaz karşılaştırılması teklif dahi edilemez hatta onlarla aynı cümle içinde bile geçemez. abartmıyorum bu kadar büyük fark var. game of thrones, tv sektöründeki yeni çağı açan dizi. lost ne kadar efsane bir diziyse game of thrones da o kadar efsane olacaktır.
"orta dünya" türünden hayali alemlerin anlatıldığı yapımlar genelde güzel olur. ama ayarı tutturmak gerek. zira fantastik yapımlarda saçmalama şansınız da yüksektir. game of thrones "hayali diyarlar" temalı senaryonun en iyi uygulandığı ve çok başarılı olduğu bir dizi. 7 ülke, bir kral, barbarlar, duvarın ötesi vs. vs. gibi öğeler izleyiciye maksimum haz verecek şekilde dizayn edilmiş. bu dizayn o kadar başarılı ki "duvar"ın boydan boya gösterimiyle yüreğinizi korkudan titretebiliyor adamlar.
ilk sezon itibariyle gelişmiş ve genellikle yürekleri dağlamış hadiselere gelirsek; benim favori ailem "starklar". (hafiften doğuluları anımsatıyor zaten stark ailesi ve kuzeyliler. sanki senaristler türk-rus karışımı bir kavim ortaya çıkarmış gibi geldi.) yiğitler, mertler, savaşçılar, "winter is coming" lafları da çok cool kanımca. bastard denen lord snow dahi lannisterların en şerefli sayılan adamından daha şerefli benim gözümde.* hatta ben lord snow'u baya sevdim. "gel yavrum anan ben olayım" diyesim geldi. o çocuğa bastard dedikçe ben sinirlendim. eddard stark'a snow'u duvar'a gönderdiği için ziyadesiyle kızdım. bir de snow'u kral geldiği vakit yemek masasına oturtmamışlardı o zaman da sinir katsayım baya yükselmiştir. mert çocuk snow. ancak en merti eddard starktı. çok yazık ettiler ona. öldürmemeleri lazımdı, böyle bir ölümü hak etmiyordu. akrabam ölmüş gibi üzüldüm valla. etkisinden çıkamadım kaç gün. ensest bir ilişkiden peydah olan bir orospu çocuğunun emriyle, e.stark'ın onurlu başı yerlere düştü. işte o an gazeteye "çakır" için taziye mesajı verip, cenaze namazı kılan insanları anladım. allah toprağını bol etsin eddard.
önümüzdeki sezonu şekillendirecek kişi ise son targaryen olan kızımız. ejderhaları da aldı yanına, onu durdurmak zor artık. tabii benim kral adayım kuzeylilerden. eddard'ın oğlu robb stark. onun olmasını temenni ediyorum.
ama bunların hepsi ayrıntı benim bahsetmek istediğim insan başka; joffrey baratheon. evet o bir orospu çocuğu. soyadının baratheon değil lanniester olması icap ederdi. çünkü o, sapık lanniester kardeşlerin ensest ilişkilerinin ürünü. çocuğun damarlarındaki orospu çocukluğu henüz dünyaya gelmeden ana rahminde ortaya çıkmış. hay seni de seni doğuran anayı da, eski tanrıları da yeni tanrıları da, lanniesterları da s.keyim. bu kadar da açık konuşuyorum. çocuğu her görüşümde yüzünü tekleme isteği duyuyorum içimde. lanniestarların sarı saçlarına sıçmak istiyorum. içimde öyle büyük bir nefret var.
ikinci sezonunun başlayacağı tarihin bir an evvel gelmesi temennisiyle...
edit: aramızda lanniester ailesinden kişiler var ve kendi aleyhtarlarının mesajlarını eksiliyorlar.*
Süper ötesi dizidir efendim. ilk sezonu bitirip de buraya bu yazıyı yazıncaya kadar sabretmek hiç kolay olmadı. Öncelikle dizinin oyuncu kadrosu ve karakerlerin uyumları mükemmel. Yani o joffrey denen ...(yazacak küfür seçemedim o kadar yani) ensest atmığını bile çok iyi seçmişler. Ben o tipi görsem hiç konuşmasını falan dinlemem günde 3 posta döverim yani o derece sağlam bir şerefsiz tipi olmuş.
Sansa mıydı neydi şu starkın kızı ne yüreksiz kansızmışsın ben seni çözemedim. insan nasıl bu kadar tepkisiz kalabilir bilemiyorum.
Arya delikanlı kız hani. Öyle bir kızım olsun harbi isterim.
Snow için bastard falan diyorlar ama en delikanlılarından biri bence.
Lord Stark'a yazık oldu harbiden dağ gibin adamdı. Ama dünya kuralı vuramazsan vururlar.
Drogo başlarda tepkimi çekmişti yani o güzelim kıza nasıl sert davranıyordu. Yazık lan öyle kız bulacan bir de... Neyse girmeyelim. Sonu çok saçma oldu yalnız geri zekalı bir cadı yüzünden gitti dağ gibin adam.
Khalesi olan targeryen kızı da dehşet bir güzellik. Bence dizinin sonunda bizim snow bu hatunu alsın ve sonsuza kadar mutlu yaşasınlar.
ikinci sezonu acayip bekliyoruz efendim öyle böyle değil...
çok kişi gibi tereddütler içerisinde izlemeye başlasamda, beni ters köşe yapmış, kendine hayran bırakmış dizidir. ikinci sezonu merakla beklenmektedir.
bilmeyenler için oyuncu kadrosuna son bölümlerden birinde sibel kekilli'ninde dahil olduğunu söyleyelim.
9. bölümü yeni bitirdim.jofri piçi allah belanı versin.inşallah robb stark götüne sokar kılıcı.ama 10 numara dizi yemin ediyorum.herkese tavsiye edilir.
spartacus'la uzaktan yakından alakası olmayan dizi. hay ne spartacus'müş amına koyim be. bu dizi lost'u bile sekize katlayacak kadar kaliteli, adam hala spartacus diyor.
bu arada 4. bölümüne geldim ama bana biraz yavaş ilerliyor gibi geldi. oyuncu kadrosu, dekorlar falan şahane fakat ilk 3 bölümde biraz durağandı. diğer bölümlerde daha bol atraksiyon görürüz inşallah.