bir kaç yerde lord of the rings ile karşılaştırıldığını okuduğum dizidir.
bu iki eser çok farklı kulvarlardalar. star trek ile star wars u karşılaştırmaya benziyor. ikisi de uzayda geçiyor diye karşılaştırma yanlışına düşmemeliyiz.
lotr hikaye itibari ile bireysel olarak insani duygulardan çok belirli bir zümrenin orta dünya üzerindeki hakimiyet çabası üstüne kurulu bir hikayedir. kötü lord sauron ile orta dünyanın özgür halkları ve onların koruyucuları arasında geçen bir savaş vardır. orta dünya'dan sıradan bir hobbit'in ya da bir rohanlı'Nın hikayesini bilmeyiz. kahramanların, başka kahramanlarla yaptıkları savaşlara tanık oluruz.
oysa game of thrones, en dibine kadar insanıni duyguları yine en alt tabakadaki insanlara indirgeyerek ele alıyor. örneğin ned stark, kış tepesi lordudur fakat zamanında arkadaşı robert'ın isyanına katılıp kazanmış ve bu yüzden kendisi ve hanesi yükselmiştir. aynı şekilde baratheonlar da onlarca haneden biri iken bir anda krallığı ele geçirmiş ve hüküm sürmüşlerdir. 1. kitabın sonunda ise hükümranlıkları bitme noktasına gelmiş ve yeni kral için savaş başlamıştır. ya da bir anda kendimizi gece nöbeti'nden kaçan bir kaçağın hikayesi içinde bulabiliriz. olaylar daha kişiseldir. tek bir hikayeyi anlatmak yerine, o dünyada yaşayan hemen herkesin hikayesi ile büyüyen ve genişleyen bir anlatım vardır.
iki eseri birbiri ile karşılaştırmak bu yüzden çok yanlıştır. yapmayınız.
bugün 23:00 itibari ile dördüncü bölümü yayınlanacak olan, herhangi bir döneme ait olmayan, fantastik, başarılı bir dizi. cnbe ve hde'de izlemek mümkündür.
bölüm başlarında çalan müzik ve gösterisi açık ara en iyi olan dizidir. ayrıca başlangıçta çalan müzik çok iyi bir telefon melodisi ya da alarm sesi olabilir.
sürükleyici bir dizi. Hepsini indirip 2 günde izledim. seneye kadar nasıl bekleyecem.
önce araştırma yapıp keşke her ay 1 bölümünü izleseydim.
Diziye başlayacak olanlara duyrulur. Ayda bir, bir bölüm izleyin yoksa seneye kadar mal gibi kalırsınız.
10 bölümünden anlaşılacağı üzere sağ gösterip sol vuran dizidir. Rome' daki gibi, Spartacus' deki gibi kanlı bir muharebeye henüz tanık olamadık, fakat bolca kısa sahneler eşliğinde kesilen organlar gördük. yönetmen şiddete kamerasının farklı bir açısından yakınlaşmış. 1. sezon cast gayet başarılıydı. Bir karakter için " bunu, bunu alın buradan..." diyemezsin. Kitabını okumayan biri olarak da eklemek isterim ki, caution: korkarım dizide başrol diye bir kavramdan bashedemeyeceğiz, hiçbir karaktere erkenden bağlanmayınız.
Dizi de çok uyuz olunan noktalar yok değil; mesela bu lannister hanesi neden bu kadar g.tveren, ya da starklar neden türk filmlerindeki cüneyt arkın gibiler ? bana bakın starklar; azıcık çirkef olun lem. lannisterlar derinizi yüzüp, hanenizden winterfell kebab adında kebaplar üretip 7 krallığa sunacak vallahi. Seviyorum sizi, yapmayın böyle.
sezon aralarında yayınlanan, ana sezonda tatilde olan dizi. yani 3 ay dizi, 9 ay tatil. bu ne lan?
anlamıyorum ben bu amerikan abileri. mesela sağda solda çok duyulmasından ötürü breaking bad denen diziye bir bakayım dedim, açtım diziportu, bir baktım 4 sezon olmuş. ''oha'' dedim, ''nasıl'' dedim ''yetişeceğim'' dedim ''izlemem'' dedim. sonra bir baktım ki bir sezon 7 bölümmüş. vay arkadaş, yani süre olarak bakarsak;
diziyi çok geç izleyenlerdenim ve tamamen mahalle baskısıyla başlayanlardanım.
- geym of tıronzszsz izliyor musun?
+ hayır
- ıyyy ezik. bu gece sana veresim vardı ama şu an vazgeçtim.
bu sebeplerle diziye başlamış bir adam olarak ilk amacım bir an önce diziyi izleyip bitirmek, ana karakterleri ve konuyu öğrenip toplumda saygın bir yer edinmekti. ancak izlemeye başladıkça iş toplum statüsünden çıkıp hayranlığa dönüşmeye başladı.
(lanet olsun türk dizi kültürüne ve orta yaşlı komşu teyzelere)
velhasıl kelam(kesinlikle ne dediğimi bilmiyorum şu an), bu kadar ölüme rağmen dizinin devam etmesi ay yapım yetkililerini büyük bir buhrana sürükledi. bu buhrana çözüm olarak 2.sezon jon snow ve targaryen kızı*(böyle söyleyince anadolunun bağrından kopmuş bir caney havası olmuyor mu?) fena yardıracakmış gibi.
not; bu entry, türkiye ve balkanlar tarihinde yazılmış en ne dediğini bilmeyen, en bir şeyler anlatmaya çalışan ama anlatamayan, en kopuk, en dağınık entry olarak tarihe geçsin.
--spoiler--
9. bölümde tam da ned stark ın boynu vurulurken gözlerimi iyice açtım ve snow mu yoksa robb mu gelip babasını kurtaracak diye dikkatlice bakarken adamın kelleyi götürdüler ve ekranın başında dondum kaldım.
ya koskoca ned stark nasıl ölür? yemin ediyorum moralim alt üst oldu, dizi hiç de tahmin ettiğiniz gibi gitmiyo, karakterler çok değişken, fakat bugüne kadar izlediğim diziler arasında ilk sezonda olmasına rağmen en iyisi diyebilirim.
o değil de koskoca khal drago da ufacık çizkle öldü gitti.
--spoiler--
yani diziyi muhteşem, zaten imdb den 9.4 almış, kötü diyen yok gibi.
2011 yılında 10 bölüm olarak ilk sezonu yayınlanan, 2012 nisan ayında yeni sezonunun başlaması muhtemel, "winter is coming" sözü ile starkları favorim yapan dizi. yeni sezon başlamadan 1. sezonun bitirilmesi tavsiye edilir.
zengin ve sarışın güneyliler, esmer kuzeyliler, vahşi adalılar velhasılı sürükleyici ve izlemesi zevkli bir hikaye.
dünyadaki entrikaları farklı bir dünya üzerinden anlatıyor.
düşünüldüğünde bu hikayedeki uluslar için bizim dünyamızdan bir veya birkaç karşılık kolaylıkla düşünülebilir.
kitabı ile ne kadar uyumlu olduğuna dair şüpheler uyandıran diziye sahiptir.
birçok yerde duyduğum yorumlar "başarılı neredeyde 1-1 aynı" derken.
ilk 15 sayfasını okuma fırsatı buldum.
o da nesi? dizide 1 saniye görünen white walkerlar kitap da resmen birkaç dakika boyunca en ince ayrıntılarına dek görünüyor. görünmekle de kalmayıp aralarındaki sosyal statü ve disiplin konusunda birçok şeyi açıklıyor. hepsi birden saldırmayıp eşit şartlardaki dövüşün bitmesini efendi efendi bekliyorlar. dizi burada batırmış denilebilir. zira dizide şerefsizce arkadan gelip kafa alan elemanlar burda resmen fransız asilzadeleri gibi kadeh tokuşturucak neredeyse.
dizide ne olduğunu dahi anlayamadan kafası uçan ibiş lord , kitapta kahramanlar gibi kapışıyor.
kim bilir belkide tek farklı yer burasıdır... sırf bunu öğrenmek adına daha bitmemiş ve bitmesi öngörülmeyen bir roman serisine başlamayacağım.
karakterlerine bir kaç çift lafımın olduğu dizidir. Şöyle ki;
joffrey lannister: sen nasıl bi piçsin lan? yemin ediyorum sperm israfından başka bir şey değilsin. inşallah ölümün Arya' nın elinden olur da azcık içim rahatlar.
sansa: aç gözlü pislik karı seniii! joffrey diye diye bi hal oldun da ne oldu anam? babanın kellesi uçarken o kadar da mutlu değildin dimi? seni varyaa o cüce bi güzel... (neyse demiycem onu! )
arya: babasının kızı maşallah. inşallah joffrey'i sen gebertirsin bebişim.
robb: geçtin ordunun başına ama geç kaldın yavrucuğum. bir de belli yani çok sevişgensin ama artık uçkurunu değil, aileni düşünmelisin.
snow: adamımsın! adamsın hatta yani! helal olsun sana. çok da akıllı efendisin valla tam annemin hayalindeki damat adayısın (-eki eki) . bana öyle geliyor ki dizi 2. sezonda senin hamlelerin sayesinde gelişecek.
tyrion lannister: uçkur düşkünü şeytan seni! son bölümlerdeki haline acımış olsam da senin de gebermeni bekliyorum! ayrıca sen o bamyayla Sibel Kekilliyi doyuramazsın hıh!
jamie lannister: ensest manyağı! öl- öl diyorum sana!
khal drogo: yiğidim! o duruşunun altında ne kadar güzel bir kalbin olduğunu gördük ama ölmen gerçekten kötü oldu...
khaleesi daenerys: ilk bölümlerde seni sessiz,sakin sanırken aslında psikopatın önce gideni olduğunu öğrendik. seviyorum seni valla.
tekrar izlemeye başlamam ile detaylarına daha bir vakıf olduğum efsane ötesi güzel dizi.
--spoiler--
khalesee daha ilk bölümden ateşten ve sıcaktan etkilenmediğini kaynar suda banyo yaparak gösteriyor.
2. bölümde ise jamie lannister'ın kuleden atıp sakat bıraktığı bran stark'ı ziyarete gelen kralice cercei lannister, ilk çocuğunun esmer olduğunu ateşten öldüğünü söylüyor. ibne lannister'lar robert'dan doğan çocuğu öldürüp kendi piçlerini varis yapmışlar anlaşılan.
--spoiler--
