96-2000 yılları arasında çocuk ya da kadın olmaktır... yani futboldan anlamamaktır... transfer taraftarlığıdır... boş yere bağırmak, dolu tribünde yenilen gollenden sonra ses cıkarmamaktır...
formalarına gönülden bağlı futbolcuları görmektir, mabed*deyken konuk takımlara cehennemi yaşatmaktır, saçma sapan hareketler yapan sabri ye küfüretsen bile aslında içten içe sevmektir, kız arkadaşından ayrılmak için en geçerli nedendir, ertesi gün finalin olsa bile gece tribünde gırtlağını parçalarcasına bağırmaktır. kısacası, aşktır, hayattır, yaşamdır...
uğrunda ne yazılırsa yazılsın, yaşanmadan bilinemeyecek aşktır. "sarı" görünce; yanında "kırmızı"yı hayal etmek, "kırmızı" denilince; "sarı" diye bağırmaktır.
her şeyin; hayatın, aşkın, sevginin, arkadaşlığın, dostluğun, bağlanmanın ve tüm insancıl duyguların, sarı-kırmızının içinde yaşanması veya onun sayesinde kazanılmasıdır. hani hayatı yaşamak için; onun, bir şeylere vesile olmasıdır, sana yeni anlamlar katmasıdır.
tarihin sonsuzluğunda kaybolmak, sevinmek,sokaklar dökülmek, herşeyin ilkini yaşamak gibi filleri gerçekleştirminize yardımcı olan gurur ve onur kaynayağı galatasaray spor klubünün taraftarına verilen güzel sıfattır.
şu başlık altında onu sevdiğine dair entry giren bütün yazarları bağrına basmak istemektir. tanımasan da, bütün niteliklerini bir kenara kaldırıp oturup sohbet etmek, dostane ilişkiler kurmak istemektir.
aşktan da ötedir, doğuştan varolan en içten sevgidir. dostlukların, aşkların, heyecanların, aşırılıkların herşeyin temelidir, herşeyden ötedir. bazen gözde iki damla yaştır, gururla ayakta tutan...
"the highest one can ever achieve, the supreme one can ever reach, the best one can ever get: that is the football, this is the football. everything is something happened.
galatasaray rulazzz."
hayatımın biricik aşkı galatasaray, on iki sevgilimden sonra tabi hehe.
edit: geyik lan o. yemişim sevgiliyi. galatasaray yeter bana. bi de skarlet yohanson tabi ühüh.
türk futbol literatürüne teşvik primi kavramını sokan ergun amca nın takımını tutmak demektir.
didier six denen fransızı dalavereyle 2 günde dündar siz yapan asil(!) takımı tuttuğunu unutup, 'mehmet olunmaz mehmet doğulur' ucuz milliyetçiliği ile milleti kendine güldürmektir.