karanlık madde oldugu dusunulen kuvvettir. bu da zaten bilinmeyen bir etkiyi tanımlamak icin çıkarılmış bir kavram. bir madde olmak zorunda değil yani. galaksiler dönerken sarmallarının ucundaki yıldız sistemlerinin bildiğimiz fizik yasalarına göre dağılması ve uzaya savrulması gerek ama bir şey ya da şeyler ona etki ediyor ve bir arada duruyor. bu belki de kutleçekimin bize oynadığı bir oyundan ibaret olabilir. öyleyse aynı şekilde karanlık enerji de onun etkilerinden biri olabilir. sonuçta kütleçekimin çalışma prensibini bilmiyoruz, yalnızca etkilerini deneyimliyoruz. muhtemelen çok farklı bir işleyişi var. bu konuda şimdilik daha fazla bir şey söylemek gerçekten zor.
her ne ise galaksi sarmallarının dışındaki yıldız sistemlerinin uzaya savrulmasını engelleyen kuvvettir. şimdi buna biraz açıklama getirelim. çünkü normalde bu sarmal yapının etrafında merkeze yakın olarak yörüngede dönen ve merkezden uzak olarak yörüngede dönen yıldız sistemlerinin hızları farklı olur. mantıken beklenen budur çünkü. galaksinin merkezine yakın olan yıldız sistemleri merkezin etrafında daha hızlı dönmeliyken en uçta yer alan yıldız sistemleri daha yavaş bir hızda dönmelidir. ancak böyle olmuyor. en uçtaki bütün yıldız sistemleri merkezdekilerden daha hızlı bir şekilde galaksinin etrafında dönüyor. bu durumda olması gereken şey uçtaki her şeyin bu kadar yüksek bir hızda dönerken uzaya savrulup gitmesidir. ancak savrulmuyor. bizim içinde yaşadığımız yıldız sistemi de samanyolu'nun sarmallarından birinini ucunda yer alıyor ve biz de uzaya savrulmuyoruz. ayrıca evrende hesaplanandan daha fazla kütleçekim kuvveti mevcut. tüm bunların sonucunda bilim dunyasının geneli bu fazlalığı karanlık madde ile kapatıyor ve einstein'ın teorisi için bu madde gerekli bir şey. karanlık madde için galaksimizin etrafını koruyucu bir hale gibi sarmış durumda diyebiliriz. negatif kütleye sahip olduğu icin galaksiye bir kütle itimi gerceklestiriyor ve dengeyi saglıyor. karanlık maddelerin sürekli olarak oluşumu ise fazladan enformasyon oluşturup evrenin genişlemesine sebep oluyor. buna da karanlık enerji deniyor. bu konuda bir çok farklı yorum var ama. ikisinin tamamen farklı şeyler olduğu da söyleniyor.
icinde karanlık madde veya karanlık enerjinin olmadığı baska bir teori de var ve uzerinde hala deneylerle calısılıyor. bu teoriye göre kütleçekim doğanın temel kuvvetlerinden biri değil, sadece entropinin sonucunda ortaya cıkan makroskopik bir fenomen. yani bir neden değil, bir sonuç. bu fenomene sebep olan sey daha açıkça maddelerin entropilerini arttırma tandansı. olay tamamen entropi ile alakalı ve karanlık madde gibi ek bir parametreye ihtiyaç duymuyor. bu durumda evrenin genişlemesinden sorumlu olan da entropinin kendisi oluyor. fazladan oluşan enformasyonun evreni genişletmesi bu noktada yine entropi çerçevesinde tanımlanıyor. bunu şöyle düşünebiliriz: evrenin kendisi de içindekiler de birer enformasyon yığını. evrenin kendisinin oluşturduğu enformasyonu bir balon olarak düşünürsek bu balonun içerisindeki hava da içerideki enformasyon oluyor. hava miktarı arttıkça evren genişlemek zorunda çünkü büyüklük açısından sabit bir evren gereğinden fazla bilgi taşıyamaz. entropik artıştan ötürü sürekli oluşan bir hava mevcut. einstein'ın kütleçekim teorisi karşısında duran bu teori hakkında daha fazla şey söyleyebilmek için henüz çok erken. daha çok deneye ihtiyaç var. alternatif olarak kesinlikle bir köşede tutulması ve yakından incelenmesi gereken bir teoridir.