o havalı havalı yürüyüşlerim topuzum filan var ya hah işte o hikaye, eve gelince kendimi buluyorum. çekiyorum eteği belime alıyorum camsili elime başlıyorum ya toz almaya işte benden mutlusu yok o an. yine günlerden öyle bir gün, böyle elimde toz bezi radyoda neşeli şarkılar filan birazdan çamaşıra da giriştim mi tam oldu mu sana ev hatunu. anam yirim çalışkanım benim.
bile bile iç kısmı erimiş olduğu için ayağımı mahveden dolgu topuklu o sevdiğim ayakkabıyı giymem, üstüne üstlük buna rağmen bomonti'den Kabataş'a yürümem ve sonucunda ayak tabanıma hava bile temas etse bağırmamdır.
ne mi yapıyorum? siklemiyorum. yılbaşı arefesi patronlar dahil her müşteri bastırıyor acil acil acil...
sikimde mi? değil.
bugün hatta bir telefon görüşmem oldu. müşteri bana trip attı.
- fasbas bey size ulaşamayınca sekreteryaya acil diye not bırakmıştım aramanız için aramadınız!?
+ x hanım başım kalabalıktı geri dönemedim bir türlü
- fasbas bey siz acil diye bırakılan notlara dönmüyor musunuz?
+ (la mına koduğum ben sana bi dönücem...) x hanım yanımda müşterim vardı birlikte çalışıyorduk o yüzden geri dönüş sağlayamadım. malum her müşterinin işi acil.
- anladım fasbas bey şimdi şöyle yapalım...
Geceler bitti.Yolculuklar bitti. Yeni yerler, yeni sabahlar bitti. Her yerde bin yıllık bir aşınma, solgun zaman kokusu.
...
Her şey sürekli olsun dediğin yerlerdesin şimdi. incelikler bitti, o güzel telaşlar. Sevinçler bitti, kapı zilleri bitti.
...
Özgürlük bitti, övünme bitti.