hayat bazen ağır yükler bindirir ya insanın omuzlarına... sıkıldığınız, daraldığınız ama hiçbir yere kaçamadığınız zamanlar olur ya... avazınız çıktığı kadar bağırmak istersiniz ama yapamazsınız ya... işte o zaman dindirsin istersiniz bir şeyin ruhunuzdaki kabaran dalgaları ve gecenin karanlığında kaybolurken mırıldanırsınız, günü ve kendinizi özetleyerek!
zaten ıslağım boğazın ortasında
yaşlarım gizleniyor damlalarında
durma, yağmur durma
cilalanıyor ruhum istanbul sağnağında
damlalar karışmış elmacıklarıma
durma, yağmur durma…
okunmuyor adı artık yıldızlarda
ayrılık yazıyor arkası yarınlarda
sorma bana, sen de onu sorma
sorma, sorma doldur boğaziçini
sen doldur ben içerim efkarımla kana kana
durma, durma doldur boğaziçini
sen doldur ben içerim yalanlara kana kana
durma, canım cayır cayır yanıyor
söndür yalvarırım durma n’olur durma
benim hala umudum var
isyan etsem de istediğim kadar
inat etsem bile bırakmazlar sahibim var
benim hala umudum var
seviyorlar bazen soruyorlar
hayran hayran seyret
ister katıl ister vazgeç
güzel günler bizi bekler
eyvallah dersin olur biter
boyun büküp önünde ağlasam sessizce
şu garip gönlüm affolur mu?
bu fırtına durulur mu?
benden adam olur mu?
korkarım aşka zararım dokunur mu?
elvada sana yeter tamam
bitsin artık bu dram bu fotoroman
ham meyvayız hala
koparmışlar dalımızdan
güzel günler bizi bekler
eyvallah dersin geçer gider
bıraksam kendimi
şöyle oh ne rahat
bu da geçer gülüm
yaşamana bak
alınacak dersler var
sorulacak sorular
bu da geçer gülüm bizden bu kadar
arada bir yazar mısın
iki satır bile olsa
hasret çok zor yazmak çile
desen bile iki satır yazar mısın
ben yazmazsam ne olur sen yaz
iki satır bile olsa da yaz
ayrılığa yüreğim dayanmaz
hasret yaz kader yaz çile yaz