kabe deyim arkadaşlar upuzun bir sıranın içindeyim yavaş yavaş ilerliyor sıra. yanımızdan çeşitli hayvanlar geçiyor anlam veremiyorum. içim daralıyor sıradan çıkmak istiyorum çıkamıyorum. sonraları sıra ilerledikçe görüyorum ki bu bir idam sırası. sıradaki bütün insanlar teker teker asılıyorlar. neden diyorum kimse konuşamıyor yanımızdan geçen bir kişi bağırıyor, günahkarlarr. ne günahım var diyorum çok diyor. affedin diyorum yapmıycam bidaha olmaz diyorlar. sıra bana gelmeden uyanıyorum bir şekilde sanki üstümden tır geçmiş öyle yorgun öyle bitkinim. o gün tövbe ediyorum herşeye uzun sürmüyor. rabbim affetsin.
sağıma döndüm koşmaya başladım. nefes nefeseyim. düşüyorum kalkıyorum. allaamm yakalıcaklar. kan ter içinde kalmışım. arkamdan sesleniyorlar. gel anam kaçamazsın. gel. hele o kel varya. ağzından sular akıyor resmen. avına koşuyor sankim pezevenk.
koştum koştum sonra yol bitti. bir duvar çıktı. duvara dayadım sırtımı. yaklaşıyorlar aman allaaaammm... biri beni kurtarsın derken. bir de baktım o bir ağacın üstünden atladı: https://galeri.uludagsozluk.com/r/721152/+
napıyosunuz leynnn... dedi. masum bir kız çocuğuna mı saldıracaksınız kahpe bizansın kancık tecavüzcüleri dedi.
bunlara bi daldı....
tam o sırada uyandım. yorganım yataktan düşmüş tir tir titriyorum tabi.
ya 1. sınıfa ya da 2. sınıfa gidiyordum. bütün sevdiklerimin, akrabalarımın, arkadaşlarımı kıyma makinesinden geçiriyordum. nasıl ağlıyorsam peder bey uyandırmıştı. hiç unutmam o geceyi.
5-6 yaşlarındayım. freddy filmlerinin über etkisinde kaldığımız, sıcağı sıcağına programının psikolojimize tecavüz ettiği yıllar.
müstakil evimizin bahçesindeyim, bir kız bahçe duvarının üzerine çıkmış emekliyor gibi yürüyor. yüzü bana dönük değil. biraz daha yaklaşıyorum. yüzünü döndüğünde burnunun olmadığını görüyorum, rüyamda bile titrediğimi hissettim o an. çok korkmuştum. eve doğru gittim ve uyandım. ağlamaya başladım, sabah ışıkları vuruyordu odama. alt ranzada yatan kardeşim henüz uyanmamıştı sanırım, hiç sesi gelmiyordu. oysa hep benden önce uyanırdı. anne diye bağırdım. kapı açıldı ama giren yok. anne dedim tekrar..
içeri o burunsuz, turuncu örgülü saçlı kız girdi. yine büyük bir şok yaşadım ve yorganın altına girdim. o an üstüme geldiğini ve yorganı açacağını bana zarar vereceğini düşündüm, çok korktum. sonra birden tekrar uyandım. bu sefer normal bir uyanışa benziyordu ama çok korkuyordum hala. ya bu da kabussa? ya hiç bitmeyecekse? en iyisi kardeşimi kontrol edeyim dedim.. ranzanın üstünden götüm götüm kafamı aşağı sarkıtarak alt ranzaya doğru baktım. kimse yoktu!
evet yatak boştu. kimse yoktu. kafamı daha kaldırmadan kardeşim girdi odaya, "laaaan" diye bağırdı. korkudan kafamı ranzanın korkuluklarına öyle bir vurdum ki aklım çıkacaktı yerinden neredeyse..
-lan gerizekalı napıyon öyle gel kahvaltı hazır, dedi.
inanın ne korkmuş olmam, ne kafamı vurmuş olmam, ne de kardeşim olacak malın bana gerizekalı demesi beni hiç mi hiç kötü etkilemedi bu sefer. kabusun bitmesinin rahatlığı ve huzuruyla içeri gittim.
yıl oldu 2015, hala bu olayı anlatırım aile meclisi içinde vakit buldukça.
4 yaşlarında sarışın bir erkek çocuğuyla uyuyordum rüyamda, sanki o benim oğlummuş gibi. nasıl bir anaç duyguyla gördüysem rüyayı, yastığıma sarılmışım oğlum diye. *