yan komuşunuz sevişir,karşı komşunuz 5+1 ses sistemiyle counter strike oynar,2ci kattan heavy metalci anadolu cocugu apartmanı titretir,diger bir komşunuz gece 3'te flüt çalmaya başlar...işte böyle bir yer
hayatın gece yaşandığı, dünya üzerindeki en enteresan yerleşke. uludağ üniversitesi okuyan herkesin 'köy' diye tanımladığı yer.
dipnot: köy denir adına ama köy değildir, şehir desen o da değil.
(bkz: ne diyem mahmut mu diyem)
kronik bir hastalık.
içindeyken kurtulmak icin can atarsınız. dısına cıkınca hemen özlersiniz.
garip bir yer işte.
markete giderken bile mutlaka en az 2 kişiyle karsılastıgınız, sabahın 4ünde bile gönül rahatlıgıyla sokaga cıkabileceginiz, hem cok sıkılıp hem de cok eglenebileceginiz köyümsü.
özledigim evim.
ah ulan..
şimdilerde nasıldır bilinmez fakat vakti zamanında tavuk çiftliği ve gübre kokusundan ve ürettikleri sinekten bıktırmış selanik göçmenlerinin kurduğu köydür.
4 yılı görükle de geçmiş biri olarak özledim denemez.
uludağ üniversitesi kampusu arkasında bulunan nadide yerleşim yeri.merkeze hiç inmeden,sıkılmadan bunalmadan yaşayabileceğiniz ve belli tabirlere alışmak zorunda kaldığınız (yerleşim,çağdaş,seyhanlar,artvinliler,ukla vs...) öğrenci yerleşkesi.
zamanında jandarmanın cirit attığı, bir türlü alkol ruhsatına izin verilmeyen hatırı sayılır rüşvetin döndüğü iddia edilen, artık polise devredilen ve rüşvetlerin hala devam ettiği iddia edilen dolu dolu 4 senemı geçirdiğim ve özlemle anıların canlandığı öğrenci köyü. hatta her sabah 7 de (muhtemelen yeni yatılmıs bır anda) köylü amcaların "nabarsın be yaaaa" diye bağırarak selamlasşmaları bıle hala anlatılır...
bursa'da oturup görükle'ye gelen arkadaşla yemek yenir, kafenin tekinde çay içilir, gelip geçen insanlar izlenirken arkaşla şöyle bir diyalog geçer aramızda:
ark: kaa oğlum, benim camiye gitmem lazım akşam namazını kılcam.
kaa: ya oğlum bak bu köyde 2 cami var, ikiside uzakta. boşver kazaya bırak.
ark: olur mu lan öyle hadi götür beni camiye.
kaa: bak hacı yürütme beni şimdi, çok yürüyeceğiz.
neyse kalkılır, camiye doğru yol alınır, yoldaki diyalog:
ark: oğlum daha yürücez mi?
kaa: yürücez tabi dedim ben sana.
ark: oğlum burda kilise var mı peki?
kaa: kilise yıkıldı ama meydanı var yunanlılardan kalma.
ark: ne biçim köy lan burası? camiye giderken en az 5 tane içki içilen yer gördüm. adamı günaha çağrıyorlar. ( gülerek )
kaa: eee oğlum burası görükle. ( aynı mavi jeans reklamındaki gözlerimi kısarak söylüyorum. )
camiye gelinir,
ark: oh lan geldik sonunda.
kaa: hadi kıl sen bekliyorum.
ark: sen gelmicen mi oğlum?
kaa: yoo kapıda bekleyeceğim seni.
ark: tamam lan bekle.
arkadaş namazı kılar sessizce baya bir yol yürünür, kimsenin ağzından ses çıkmaz ve arkadaşım bu sessizliği bozar.
ark: oğlum nasıl bir yer lan burası? hani tayyip izmir'e gavur dedi ya siz izmirlilerdende gavursunuz mına koyyim.
kıssadan hisse: böyle garip bir yer görükle, köy demeyin orası bildiğin yeni bir dünya.
gizliden gizliye yavaş yavaş eski pis günlerine geri döneceği aşikar olan yerdir. yine uyuşturucu satıcılarının, kadın pazarlayanlarının cirit atması çok da uzak değildir. jandarmayı geri istiyoruz efenim.
ev kiralarının çok yüksek, ancak o evi satın almak isterseniz fiyatının ucuz olduğu uludağ üniversitesi'nin köyüdür. enterasan biryerdir vesselam. şu alkol de gelmeseydi çok daha güzel olacaktı orası ayrı.
alkol geldiğinden beri; arabalı, paralı, yaşlı puştların da geldiği yer. ne kız milletiymiş arkadaş, bir birayla kandırılacağına inanılan...
köyü okulun içine alsınlar, öğrenci kimliği olmayan girmesin kampanyası başlkatmak istiyorum...
8 sene bir fiil ikamet ettiğim, gençliğimi verdiğim,muhteşem şahsiyetleriyle asla unutulması mümkün olmayan,her öğrencinin hayallerini süslemesi gereken yer.(yani böle bir yerde nasıl sıkılınır seçenekler a)ibne olmak b)asosyal olmak c)hepsi)
evim evim güzel evim dedirten huzurun yanında eğlenceninde bol bulunduğu köydür. Candır değeri sonradan anlaşılır , rahatlıktır başka üniversitelerden gelen insanların yatay geçiş yapmaları için bir numaralı sebebdir. Ev sahibinin binada oturmadığı kimsenin kimseye karışmadığı biryerdir işte.
--spoiler--
sekiz sene önce bi cumartesi gecesiydi bu geceyi pazara bağlayan, görükle'de yüksek bir kaldırım üzerinde çizildi sonsuz serinin ilk karikatürü...
--spoiler--
metrekareye düşen alkol ve prezervatif kullanımının ülke ortalamasının üstünde olduğu öğrenci kasabası.*
el bebek gül bebek büyüttükleri kızları uludağ üniversitesini kazanan ailelerin ciddi biçimde kaygılanmalarını öneririm.
insanı tembel olmaya alıştıran, şehirden ve kültürel etkinlikten*uzaklaştıran*; bilmem kaç kafesi, lokantası, öğrencisi olmasına rağmen site hayatından öteye geçemeyen, okula çabuk gidip gelmeyi sağlayan* öğrenci yerleşkesidir. merkeze taşınarak bu sorunlar giderilebilmekte, köydeki arkadaşlara gidildiğinde, merkezde oturmaktan bir kez daha memnun kalınmaktadır. içki ruhsatları bu günlerde köy kafelerine peşpeşe verilmeye başlansa da şehirleşme adına değişen bir şeyin olmayacağı hissedilendir.
öğrenci hayatının gayet güzel olduğu, gecenin bir köründe dahi dışarı çıktığınızda sokakta öğrencilere rastlayabileceğiniz güzel öğrenci köyü, yalnız yerli müteahhitlere ve inşaat işçilerine dikkat, arabayla önünüzü kesip grup olarak sizin gruba dalabiliyorlar.
(bkz: ne istediniz lan)
minibüscülerin öğrencileri kucagına aldığı yerleşim yeri. görükleden çıkmak sadece minibüslerle mümkündür. 2 dakikalık yola 0,90 ytl alırlar.
ayrıca duraktaki değnekcilerin hepsi çizgi film karekteri gibi adamlardır. biri uzun ince biri şişko göbeginden t-shirt kapanmaz * en sonuncusuda tarla faresi tipinde kısa sıska bi adamdır.