birbirleriyle doğru dürüst iki kelam etmemiş insanların birbirlerini bir evin içinde ömür boyu tanımaya çalışma çabasıdır. hoş, babam her zaman "annenle 25 yıldır evliyiz ama halen yeni yeni huylarını görüyorum." der. ama insan biraz olsun ön bilgi sahibi olmalı be kardeşim! karakterleri hakkında hiç bir şey bilmeyen iki insanın birbirini tanıma süreci kesinlikle sancılı olacaktır. hele koca bir de psikopat ruhlu çıkarsa yandı kadın kişisi. hangi yemeği sevip hangisini sevmediğini anlayana kadar ne sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalacaktır kim bilir... tabi karı kocasınızdır artık. atsan atılmaz satsan satılmaz. boşanmak mı? kadın o eve gelinlikle girdi kefenle çıkar. töreler beyle emrediyi.
not: en uzun süren evlilikler de görücü usulü olan evliliklerdir ayrıca. ilginç tabi.
büyük dayı, ortanca dayı ve hala çocuklarının yaptığı evliliktir. yani kuzenlerimden 3'ü de görücü usulü ile evlendi ve çok mutlular. bu sebeple sıcak baktığım evlilik türüdür. eğer namuslu, utanma duygusuna ve Allah korkusuna sahip bir hanım kız bulursa annem seve seve kabul ederim.
ayrıca kendi bulduklarından bir fayda göremediğimide belirtteyim.
genellikle kırsal kesimlerde görülen birilerinin aracılığıyla tanıştırılan kişilerin uzun bir flört dönemi geçirmeden evlenmeleri durumudur. günümüzde bu yolla evlenmek pek iyi karşılanmasa ya da pek tercih edilmese de aile baskısı veya az da olsa kişilerin kendi istekleriyle kabul ettikleri bilinmektedir. her ne kadar şimdi uzun süreli ilişki yaşayan çiftler birbirlerini tanımak için uğraşsa da aslında eşler gerçek yüzlerini aynı ev içinde evli bir çift olarak yaşamlarına devam ettiklerinde anlamaktadırlar. o yüzden pek doğru bir yol gibi gözükmese de görücü usulü evlenenler eşlerini yanlış tanıma gibi bir durumla karşılaşmazlar. aynı evde yaşamaya başladıkları anda çözmeye başlarlar birbirlerini. yalan dolanlarla dolu bir flört dönemleri olmadıkları için şanslı bile sayılabilirler. ancak önceden hiçbir arkadaşlık deneyimi olmadan evlenmek ya da evlendirilmek zorunda kalıp mutsuz bir evliliği sürdürmek için acı çekenleri de es geçmemek lazım.
kişinin kendi tercihiyse saygı duyulmalı ama bu yolla zorla evlendirilmek isteniyorsa hayat karartmaktan başka bir şey değildir.
günümüzde görücü usulü deilen evlilik türü şekli almıştır:
erkek ya da kız kendi arkadaşları tarafından değil de, aileleri tarafından tanıştılırlar. bu tanışma sürecinde 2-3 defa görüşürler. birbirlerini anlamaya çalışırlar. taraflar razı olur ise süreç başlar.
diğer evlilik türünde diyelim ki, kişiler birbirlerini iş yerlerinde tanıdılar. birkaç ay çıktılar ve evlendiler. bu çiftin aldığı riskin yukarıda tanımladım görücü usulü ile evlenmiş çiftin aldığı riskten ne farkı vardır?
hiç kimse bir başkası ile aynı evde yaşayıp, zaman geçirmediği sürece birbirini tanımış ve anlamış olamaz. çıkma denilen süreçte insanlar birbirini tanıdıklarını ve anladıklarını zannetmesinler. insanların bir evin içerisinde nasıl gelin ya da damat olacağını kendisi dahi bilemez.
örneğin, ben bir arkadaşımın adamlığın kefil olurum ama damatlığına olmam. çünkü bilemem.
hangi yolla evlenilmiş olur ise olsun bu bir piyangodur, şanstır, kısmettir. eminim herkesin çevresinde farklı yollarla evlenmiş kişiler vardır. ama hepsi de farklı bir hayat yaşarlar. karşılarına iyi insan da çıkmış olabilir kötü bir insan da.
gelinin damatı hiç görmedeği kimi yörelere ait töresel evlilikleri ise tasvip etmiyorum.
ancak kişilerin aileleri tarafından tanıştırılıp, karşılıklı razı olup da yaptıkları evlilikleri ise sağlıklı buluyorum. hele de iki aileyi de tanıyan bir ortak tanıdık, evlenecek kişilere ve ailelerine kefil ise çok daha sağlıklı olur diye düşünüyorum. zira, kimse sadece bir kişiyle evlendiğini düşünmesin. o kişinin ailesi ve çevresi ile de evlenmiş olursunuz.
Görücü usulu evlenmek; Hayalini kurduğun bir şey için yıllarca para biriktirdikten sonra devasa bir alışveriş merkezine dalarak önüne çıkan ilk dükkana girip, hayalini kurduğun şeyi almak ve hayatının geri kalanında, aynı paraya alabileceğin daha kaliteli ve güzel olanları asla düşünmeden kazık yemediğine kendini inandırma sanatıdır. yaa! işte böyle... *
karşıdaki insanla anlaşamadığınızı anladığınızda çok geç kalmış olabileceğiniz evlilik türüdür yani sakattır biraz.aşk evliliği kavramı da çok saçma yani bir insan aynı ortamda bulunduğu her gün gördüğü efendilik veya hanımefendiliğine,oturup kalkmasını bilen biri olduğuna kanaat getirdiği biriyle anlaşıp gayet normal evlenebilir bu aşk evliliği değilki bence görücüden daha sağlamdır.bir evliliğin sağlam olması için öncelikle birbirini iyi tanımak lazım beklentilerin düşük tutmak gerekli,mükemmel insanı oynamamak lazım.bunlar olduğunda hiçbir sorun çıkmaz.
Evliliğin tüm güzelliklerini, evlendikten sonra yaşatan evlenme biçimidir. Bu sayede kişiler birbirinden bıkmadan evlilik boyutuna geçmiş olur. Yüzde olarak da mutlu evlilikler bu kesimden çıkmaktadır.
evlendikten sonra, uyum konusunda en az sorun yaşanan yöntem. *
hangi yarım bırakılan bir sevginin diyetidir bilinmez, darbe üstüne darbe yemiştir gönül. sevemez. inanmaz artık öyle kolayca. kişi inzivaya çeker yüreğini. sahtedir geri kalanlar, en güzeli karşılıksız aşklar sloganı ile devam demiştir yaşantısına.
derken çıkagelir bir çöpçatan ve çatar senaryosunu. aslında tılsımı nerden kaynaklanır onuda bilemezsin ama, daha kuvvetli olur bu aşk. daha saygılı ve naif. bu görücü usulü aşk zaman ilerlerken hacmini büyüterek devam eder gider. öyle kolay kolay da yıkılmaz, zedelenmez. ancak içeriye bir ukte düşer şöyle siyah renkli. çünkü bu aşk görücü usulü. ve görücüye çıkmış bir kalp için fiyat biçilmiş. spontan değildir. oluşmamıştır bir gözgöze gelip elektriklenme. tesadüf yaşanmamıştır. nem kapılmamıştır ard arda yaşanılanlardan. ki tahmin ediyorum, parmağa yüzük takılacak cinsten bişey olur çok zaman sonra. muhtemeldir ki, bir çift "evet" sözcüğü nihai sonuca erdirir. evet.
