Denizin dibinde, rüzgarın ve fırtınanın hiç dinmediği bir yer. Efsaneye göre, kale inşa edilirken doğanın bile bu inşaata karşı koyduğu söylenir. Ama ne oldu? O surlar öyle sağlam dikildi ki, Tyrell ve Targaryen orduları aylarca kuşatsa bile Stannis o surların ardında teslim olmadı. Fare, ısırgan, her ne bulduysa yedi, ama fırtına burnu’nu teslim etmedi. Robert’ın isyanında diyarın kaderi burada belirlendi. Abisinin peşinden giden Stannis, o surların içinde açlıkla, ölümle savaştı.
Lakin… O savaşın asıl kahramanı hakkını alamadı, fırtına burnu küçük kardeş ibne götveren renly’e verildi. Bu yüzden stannis’in yüzü hep sert, hep acı dolu kaldı.