mekanı cennet olsun siyasi görüşü yüzünden ne ülkedeki entel dantel kişilerce ne yandaş medyalarca nede karşı görüşten biri öldüğünde sokaklara çıkıp insanlık dersi vermeye kalkan bi taraflarını yırtan sözde ünlü insancıklar tarafından vefatı üzerinde durulmayan bir vatan evladı.
Benim vatan gözlü şehidim ruhun şad mekanın uçmağ olsun başkanım. Bu davaya ne canlar verilmedi ki ilk değil ki son olsun. bu şanlı yolda bu zorlu davada intikamı bir görev bilip unutmuycağız seni Ülküdaşım!.
unutulan güze insan, senin gibiler öldürülür , katiilerin beslenir ,imtiyaz verilir , sana da layık olamadık, umarım gittiğin yerde mutlusundur , senin katillerin ve yandaşları da sonsuz azapta yok olurlar.
Valla tuhaf ülkeyiz.
Bu abimi kalkıp 15 yaşındaki masum çocukla kıyaslıyorlar. ikisinden birine laf atıyorlar falan... işte bu zeka yüzünden gelişmiyoruz.
--spoiler--
Şimdi nerede olduklarını, ne yaptıklarını
bilmediğim delikanlılar! Fetih Marşı
şiirini çok severlerdi.
O delikanlılar, büyük yürekli ama alçak
gönüllü idiler. Doğru, "Fatihin istanbulu
fethettiği yaşta" idiler. Yine de hiçbirinin
Fatihlik iddiası yoktu. Sadece Allaha iyi
kulluk edebilmenin, milletine daha çok
hizmet vermenin yarışına girmişlerdi.
ilimde, fikirde ve sanatta birer Fatihçik
adayı olmanın hayalini kurmuşlarsa,
kim kınayabilir?
Belki de aralarında gerçek fatihler
Çıkacaktır; kim bilebilir?
Bir zamanlar o delikanlıların bir çoğunu
tanımıştım. Her iki dünyada da şahitlik
ederim: Oyuna ve oynaşa ayıracak
zamanları hiç olmadı. Delikanlılığın
yaşlanınca gülümsenerek hatırlanan
yaramazlıklarından bile uzak kaldılar.
Milletlerinin saadetlerini, devletlerinin
yücelmesini, bayraklarının dünya
durdukça hep öyle nazlı nazlı
dalgalanmasını hayatlarının gâyesi
saydılar.
Mukaddesatına yabancılaşmış,
güzelliklerini unutmuş bir neslin çocukları
idiler. Yolun doğrusunu gösterecek
büyükleri öyle azdı ki, içlerinden bazıları
büyüklerine doğru yolu seçtirmenin ağır
yükünü omuzlamaktan çekinmediler. O
delikanlıları bir hayli zamandır.
göremiyoruz. Acaba halleri nicedir?
O delikanlılardan her biri "burçlara bayrak
olacak kumaştan" idiler.
Hep yükseklerde kalmayı ve hiç yere
düşmemeyi çoktan haketmişlerdi.
kıymetlerini bilemedik.
Niçin görünmüyorlar? Gücendiler mi?
Aramıza bir daha dönmeyecekler mi?
Eğer böyle ise kaybımız çok büyüktür.
Gün gelecek o delikanlıları yine
arayacağız ama artık kolay
bulamayacağız.
Bizden şan istemediler, canlarını verdiler.
Bizim hürriyetimiz için hürriyetlerini feda
ettiler. Bizden sadece biraz sevgi, biraz
anlayış beklediler. Onu bile esirgedik.
Hep aynı soru beynimi kemiriyor; "Fatihin
istanbulu fethettiği yaştaki" o delikanlılar.
Şimdi neredeler, ne yapıyorlar? Yoksa
atalarından işaret aldıkları gün yürüdüler
de arkalarından kimse gitmediği için çok
mu uzaklara düştüler?
O delikanlıların bazılarının yerini
biliyorum. Ulubatlı Hasan Ağabeylerinin
Yanındalar.
Önceden de söyledim, ölmüş olması kötüdür. Tıpkı daha önce bu tip nedenlerden ölen herkes gibi gereksizliğin engin denizlerinde boğulan davalar adına ölmüştür.
Komünizm için, milliyetçilik için, sosyalizm için falan ölmeyin. Bak mücahit ölür, orası ayrı. Oraya yorum bile yapamıyorum ben de, lütfen bu partiler için, ideolojiler için ölmeyin. Kaçınılmaz savaşta ölünür, anneye babaya biri saldırır korumaya çalışırken ölünür de böyle ölünmez. Siz de biliyorsunuz yahu, bunlar paralı adamlar. Papermoon' da selamlaşırlar. Daha geçen tbmm' de yumruklaşan vekiller hep beraber hatıra fotoğrafı çektirmedi mi ? Büyük ihtimal fırat' da döner yiyen, arada tahta taburede oturmaktan götü ağrıyan biriydi. Tıpkı bazı solcular gibi. Ama en tepedekileriniz öyle değil, emin olun öyle değil. Partilerinizin vekilleri sabah yumruklaşır, akşam kadeh tokuşturur. Partilerinizin liderleri sağ elleriyle birbirlerine yumruk atarken sol eliyle tokalaşır. Ölmek bu kadar basit olmasın.
AKP'nin militan bozuntularına gösterdiği aşırı hoşgörünün kurbanı olmuş Ülkücü bir gençtir. Ege üniversitesinin okulu kıskaç altına almış militanların korkusundan koruyamadığı gençtir.
Okuduğu üniversitede terör örgütü yandaşlarının kurduğu rezil standı dağıtmak için gitmiş, bıçaklanmıştır. Ama onu öldüren orada yediği bıçak darbeleri değildir. Ambulansın okula girişinin engellenmesi, bir Allah'ın kulunun kendisine yardım etmemesi sonucu ölmüştür. Öcü de elbet alınacaktır. Allah rahmet eylesin.