1994 yılında bir milletvekili olmuş ve meclis kürsüsünden atatürk'e veled-i zina demiştir. daha sonra yurt dısına kacıp ve kendisini mesih ilan etmiş kişidir.
anlatmadan anlatmaya fark var. Adamın biri bir gün hapse düşer. herkes bir rakam söyleyip gülmektedir. Adam durumu garipser. Yahu nedir bu, biriniz bir rakam söylüyor, diğerleriniz gülüyor, biri bir açıklama yapsın, der. içlerinden biri şu açıklamayı yapar:
-biz yıllardır burada birlikte olduğumuz için hep anlatmakta olduğumuz fıkraları kodladık. 1,2,3,4.... Şimdi örneğin, 1 denilince hangisi, 2 denilince hangisi olduğunu anlayıp gülüyoruz.
Bu durum bizim adamın çok hoşuna gitmiş.
-Tamam öyleyse, 3, demiş.
Ama hiç kimse gülmemiş.Bizimki bozulmuş, neden gülmediniz ki demiş. Eski mahkumlar yüzüne tuhaf tuhaf bakmışlar ve şöyle demişler:
-Anlatmadan anlatmaya fark var kardeş...
refah partisinin ümraniye müftülüğünden millet vekilliğine getirdiği şeref yoksunu insandır*.
atatürk'e ve onun düşüncelerine karşı saygısızca söylemleri vardır.
--spoiler--
mustafa kemal ölmedi mi? ee hala "izindeyiz" diye ne deyip duruyorsunuz o zaman?
üniversiteden bacılarımızı atıyorsunuz mustafa kemal adına, kerhane açıyorlar onun adına, meyhane açıyorlar onun adına, hırsızlık yapıyorlar onun adına, cinayet işliyorlar onun adına, darbe yapıyorlar onun adına...
--spoiler--
bu ve benzeri sözleri nedeniyle büyük tepkiyle karşılaşmış ve dokunulmazlığı kaldırılmıştır. çektiği hapis cezasından sonra iyice saçmalamaya başlamış ve kendisinin meryem oğlu isa* olduğunu söylemiştir.
'acaba adam fıkranın bu iğrenç fıkranın komik olduğunu mu düşünüyor? yoksa fıkrada kimsenin anlayamadığı, sadece o adamın anladığı bir şey mi var?' şeklinde bir paradoksa sokan adamdır. gerçek adı hasan mezarcı dır ayrıca.