pek çok yakıştırma yapıldı dostoyevski için. ancak en çok yakışanını sevim burak yapmıştı yıllar önce. yazarların peygamberidir o. ben bir adım daha ileriye gidiyorum. sanatçıların peygamberi ve ilham perisidir o.
okuyan kişiyi, okumadan önceki gibi bırakmayan yazar. etkilenmeden, düşünmeden, değişmeden durulmaz. her ne isen okuyup kapağını kapattığında artık sen değilsindir.
edebiyatın beethoven'ınıdır. o da beethoven gibi sarhoş bir babaya sahipti ve yaşamı yine beethoven gibi ağır sağlık sorunlarıyla geçti. bu durum, ikisinin eserlerine de keder olarak yansımıştır.
vikisöz sayfasında onun söylediği iddia edilen: ''rusu kazıyın, altından kesinlikle kazak çıkar.'' lafı yazılmış deha. hangi orospu çocuğu yazdıysa o sözü. o söz bir kere ilber ortaylı denen moronun sözüdür.
en özel kumarbazlardan, aşk kumarına dair de çok şey bildiği kesin olan tutkulu ruh.
--spoiler--
Gözleri sürekli gözlerindeyse sana olan merakındandır; ama gözlerini senden kaçırıyorsa, o gözlerde sana ait birşeyler vardır.
--spoiler--
kim bu adama yazar diyebilir ki, o bir kitabıyla bir karakter yarattığını zannederken onu okuyan insanlardan yüzbinlerce raskolnikov yaratmıştır. ruhen hasta, zayıf, zavallı, ama kendine acımayan aksine sürekli kendisini aşağılayan ve aslında en çok kendisine acıyan, herkesi her şeyi küçük gören ama aslında en çok kendisinden nefret eden, kendisini bir fahişeden daha aşağılık gören, bir fahişeye aşık olmak isteyen, tanrıya inanmayan, inanmak isteyip bir türlü inanamayan, aslında çektiği bütün acı, işlediği bütün günahlar ve istediği o bağışlanma sırf bu bilinmezlik yüzünden olan ve en kötüsü her şeyin farkında olan her daim cehennem azabında kıvranan binlerce raskolnikov. sanmıyorum ki insanların yerinde olmayı bu kadar çok istediği bir roman karakteri daha var olsun. belki herkes kendisinden bir şeyler bulduğu için, herkesin en derinlerindeki pislikleri çıkarıp böyle acımasızca yüzümüze vurduğu için...
sadece dostoyeski okumayı sevenlerin algılayabildiği okurken beynindeki yönetmen ve oyuncularla kişinin kendisinin çevirdiği filmi büyük bir keyifle izlemesidir bu adamı okumak.
1821-1881 yılları arasında yaşamıştır. mühendistir. bir dönem orduda görev almıştır. politikayla ilgilendiği yıllarda tutuklanmış, idama mahkum edilmiş, kurşuna dizilmek üzereyken cezası bağışlanmıştır.
depresif yapısı, bunalımları, sara nöbetleri, ekonomik koşullarının yetersizliği ve kumara düşkünlüğü zor bir yaşam sürmesine neden olmuştur.
ardında çok sayıda okura ulaşacak ve her dönemde beğeniyle okunacak pekçok eser bırakmıştır.
budala, kumarbaz, ecinniler, suç ve ceza, karamazov kardeşler, delikanlı, ezilenler, beyaz geceler ve insancıklar eserlerinden bazılarıdır.
"küçülmekten bile zevk almaya kalkışan bir adamın özüne saygısı kalır mı? bunu usanç veren bir pişmanlığın etkisinde söylemiyorum. öteden beri, "affedersiniz babacığım, bir daha yapmam" demekten nefret ettim. bunu söylemek bana güç geldiği için değil; tam tersine gayet kolay söylüyordum. hatta sanki mahsustan, zerre kadar suçum olmadığı halde yakalanıverirdim. bu hepsinden kötüydü. bu sefer yine duygulanır, pişmanlık duyar, gözyaşları dökerdim. şüphesiz hepsi kendi kendimi kandırmak içindi. bunları yalandan yapmadığım halde kalbimde bir kötülük nüvesi vardı... tabiat kanunları beni ömrüm boyunca her şeyden çok hırpaladığı halde bu defa ona suç bulmaya da imkan yoktu... şimdi aynı şeyleri hatırlamak içime fenalıklar veriyor; zaten o sıralarda aynı şeyi duymaktaydı... bir dakika geçince, kendi kendimi yiyerek, bütün bu pişmanlıklar, duygulanmalar, değişme andlarının hep yalan, çirkin yalan, sahtekarlıktan başka bir şey olmadığını anlıyordum. kendimi türlü türlü şekillere sokarak hırpalanmamın sebebini soracak olursanız size, boş durmaktan canım sıkıldığı için çeşit çeşit marifetleri denedim, diye cevap vereceğim..." yeraltından notlar
son romanının, bir bölümünü oluşturacağı ''bir büyük günahkârın yaşamı'' adlı büyük çaplı tasarısını gerçekleştiremeden 1881'de Petersburg'da öldü. bu ''bütün yaşamım boyunca bana bilinçli ya da bilinçsiz olarak işkence etmiş olan'' (dostoyevski) tanrı'nın varlığı sorunuyla ilgili bir çalışmaydı. bitirdiği çalışmanın tek bölümü olan ''karamazov kardeşler'' 1880'de basıldı.
--spoiler--
onlar, sıkılmak nedir bilmez bir sırça köşke, yani gizliden gizliye de olsa dillerini çıkaramayacakları, nanik yapamayacakları bir sırça köşke inanmışlar. işte bu köşkten korkmamın nedeni belki de onun sırçadan oluşu, sonuna dek ayakta kalışı ve gizlice de olsa dilimi çıkaramayışımdır.
--spoiler--
--spoiler--
insanın bütün işi gücü, sanırım vida değil insan olduğunu her an kendi kendisine kanıtlamaktır. bu uğurda başı belaya girecekmiş, gerekirse mağara adamına
dönüşecekmiş, vız gelir ona... bütün bunlardan sonra gel de günaha girme; henüz bu dereceye düşmediğimiz, isteğin bilmem hangi şeytanın buyruğunda olduğu açıklanmadığı için gel de sevinme!
--spoiler--
dönemine göre; müthiş, edebi değerde eserler yaratan, şimdi bile kurması zor psikolojik çözümlemelere inerek; okurken 'vay be' denilecek etkiler bırakan ve kitaplarını kumar borcunu ödemek için yazdığı rivayeti olan rus, realist yazar.
ruh dünyasına hayran kaldığım, betimlemeleri ile anlattıklarını yaşatan yazardır. mesleğinin hakkını veren adamdır. suç ve ceza adlı kitabını tam 4 kez okumuşumdur bende bir takıntı yaptı raskolnikov vicdan azabı çektikçe okumaya devam ediyorum sanki farklı bir çeviride başka bir şey yazıcak diye alıp okuyorum, farkındayım saçmalık bu yaptığım ama yapıyorum işte hatta onu okumaktan zaman kaybettiğimi düşünüp geceleri de başka kitaplar okuyorum sabahları suç ve ceza geceleri diğer kitaplar. kafayı yedim sözlük yardım et.
beyaz boyalı zilin çıkardığı alışılmışın dışındaki sesin, kahramanının* hatrına bir şey getirdiğini söyleyen, "biz* ünlü edebiyatçı gogol'un palto'sunun cebinden çıktık diyecek kadar mütevazı olan, çeşitli özlü sözleriyle hayatlara şekil vermiş, "tanrı'dan bana aklımdaki tüm düşünceleri yazabilmemi sağlayan bir yetenek vermesini çok isterdim." diyerek ne kadar derin bir kişiliğe sahip olduğunu ima eden, meydana getirdiği karakterlerini okurlarına aşık eden efsanevi yazar.
insan psikolojisiyle ilgili her şeyi yazdığını düşündüğüm yazar,filozof,bilge. suç ve cezanın ölümsüz kahramanı raskolnikovu bir gazete haberinden yaratmıştır. şöyle ki;dosto abimiz bir gün oturmuş gazete okumaktadır.üniversiteli bir gencin yaşlı kadını öldürdüğü haberini okur ve raskolnikov doğar. bizim üçüncü sayfa haberlerini 1 dakikada okuduğumuz düşünüldüğünde raskolnikovu yaratan dehayla aramızda nasıl farklar olduğu açıktır