yeraltından notlarda kendisini epey bir ezilmiş anlattı insanlar tarafından. çevresinde ne kadar insan varsa hepsinin olumsuz yönlerini sayıp döküyor. baya psikopat birisi. yaşadıkları trajikomik,okurken güldüm gerçekten.
Dünyanın sonuna kadar sadece tek bir yazarın kitabını okuma hakkın var deseler hiç düşünmeden seçeceğim yazardır. Her bir kitabı başucu kitabı olabilecek niteliktedir.
Bir Efsanedir Dosdoyevski Neden mi Çünkü Üstad Dosdoyevski Hayatı onun Tüm sertliğini Kusursuz bir biçimde Yazmıştır. Kendisinin Gerçekten ömrü boyunca insanları bir kitap gibi okumakta ki Ve insanların psikolojilerini Düşünce Yapılarını muazzam şekilde analiz etmekte ki Başarısı Yadsınamaz... Edebiyatta Benim için Üstad Dosdoyevski Ve Diğerleri Vardır Neden bilmiyorum kendisinin Her romanın da Kendimden pek çok şey buluyorum Sanki
Bazı Satırlarda Beni Yazıyor Bazen Acizliğimi Bazen Deliliğimi... Üstad Dosdoyevski Her romanı okunması Gereken Her Romanı sanki Kalbinizin bir damarı gibi sıcak ve hayatın içinden olan Bir Edebi ve Psikolojik deha... huzur içinde yatsın Zor bir hayat yaşadı Ama kahraman olarak öldü...
(bkz: Yeraltından Notlar)
"Gerçek her şeyin babasıdır ve üstündedir. Zavallı egolarımızın bile..." sözünü sevdiğim yazar.
ama yoooooo! sen gerçeği beğenmiyorsun diye, o gerçek daha az doğru olmuyor kardeşim! sırf seni mutlu etmiyor aksine gıcık ediyor diye, gerçeği örtmek ve ya kabullenmemek acizliktir.
olanla olması gereken arasındaki çizgiyi elbet ben de biliyorum. ama gerçeği kabullenmemek başka bir şey. gerçeği kabullenmek en büyük erdemlerden biri bile olabilir.
--spoiler--
bir insanın önüne bütün dünya nimetlerini serin, mutluluk denizine, başı kaybolana, hatta su üstünde kabarcıklar çıkana kadar gömün; geçim sıkıntısı çekmeyecek kadar da zenginlik verin. Ballı kaymakları yiyip, yan gelip yatsın; bunun yanında insan neslinin tükenmemesine de çalışsın… Bütün bunlara rağmen bu insan, nankörlüğü yüzünden inanılmaz rezillikler yapar. Balı kaymağı gözü görmez; bilinçli olarak en zararlı, kendi çıkarına en ters düşen hareketleri yapar. Bunun tek nedeni, mantıklı yaşamaktan bıkıp en tehlikeli şeylere kaçan hayal gücünü, her işine sokmak istemesidir.
--spoiler--
en çok merak ettiğim şey, müzik ve enstalasyon çalışmaları yapsaydı ortaya ne çıkacağıdır..
benim anahtarım, işitmek ve görmektir..
dokunmak son sırada gelir ve dünyanın benle dalga geçmesidir.
insanlar mutlu olduklarini bilmedikleri icin mutsuzdur. sadece bu sebeple, hepsi bu, hepsi.
bunun farkina varan, aninda mutlu olacaktir, hemen, o saniyede..
demis rus yazar. *
"Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.”
en sevdiğim birkaç yazardan biridir. bana okuma aşkını kazandıran kişidir. tüm eserlerini okumuş olmaktan gurur duyarım. en sevdiğim iki eseri:
1-suç ve ceza
2-budala
Bana kalemi, kağıdı, kitabı, edebiyatı sevdiren adam.
Onunla başladığım için rus edebiyatını sevdiğimi sanıyordum, yanılmışım.
Ben onu seviyorum, onun kalemini, akıl almaz analizlerini, yerin dibine sokan, insanı dumura uğratan psikopat, sirofzen karakterlerini seviyormuşum meğer.
Tolstoy, turgenyev, vs. Kötü değil, ama herkes kadar, herkes gibi.
Bu adam deli deli! 25 yaşında yazdığı, 19.yy 'ın ortalarında, alanında ilk kabul edilebilecek,şizofreniyi konu alan kitabı (bkz: oteki) şahaserdir.
Peki (bkz: yeraltından notlar) a ne demeli? Kitabı övemiyorum bile. Ne denilebilir ki?
Örnekler uzar da uzar, uzar da uzar.
Okuyun, okutturun, sonra bi daha okuyun. Bi daha okumazlarsa bi daha okutmayın yazıktır.