"...insanların çoğu kendileri için değil, başkaları için giyinir.
Daireye gelen pasaklı bir köylü ile iyi giyimli bir çiftlik ağası aynı muameleyi görmez.
Pasaklı köylüye bağırır çağırırlar; bugün git yarın gel derler. Çiftlik ağası,
general gibi itibar görür; işleri tıkır tıkır yürür. General deyince aklıma geldi.
Bir general kişiliğinden dolayı mı, yoksa omuzundaki yıldızlardan dolayı mı itibar görür?..."
insancıklar kitabında şu sözleriyle insanlığı özetlemiş yazar.
lisedeyken okumaya başladığım ve üzerine ne kadar yazar-kitap okusam da onunla ulaştığım noktaya hiçbiriyle erişemediğim, dönüp dönüp okuduğum gelmiş geçmiş en büyük yazar.
"Amacına ulaşmak için hiçbir şeyi küçümseme, tam ulaşamazsan bile dene; Belki başarırsın. Hepimizin güvenini bağladığımız şu "belki" hiç de azımsanmayacak bir umuttur."
kısaca dosto diyenlere kinlendiğim mükemmel yazar. sadece ben dosto demek isterdim, bana özgü kalsın isterdim, benden başka kimse "tüm" romanlarını okuyamasın isterdim.
"Dostoyevski ne zaman okunur?" sorusuna Hermann Hesse'den bir cevap.
"Ancak tükenmişsek, artık acı çekme kabiliyetimizin sonuna değin acı çekmişsek ve yaşamın bütününü kor gibi yakan tek bir yara olarak hissediyorsak, eğer çaresizlik soluyorsak ve umutsuzluğun ölümlerini ölmüşsek, işte o zaman okumalıyız Dostoyevski'yi.
Ancak tükenmişlikten ötürü yapayalnız kalmışsak ve yaşama, felce uğramışçasına bakıyorsak, o yaşamı artık vahşî, güzel acımasızlığıyla kavrayamıyorsak ve ondan artık hiçbir şey almak istemiyorsak, işte o zaman bu korkunç ve gizemli yazarın müziğine açığız demektir... Ancak o zaman onun korkutucu ve çoğu zaman da cehennemden farksız dünyasının olağanüstü anlamını yaşayabiliriz."
Beyaz geceler isimli kitabında, başta kitabın incelemesinde geçen birkaç cümle tüm sancı sahibi insanlara kendini buldurtabilir aslında: "Bütün iyiliklerine ve akıllarına, mütevazı taleplerinin bütün sınırlılığına rağmen, hem iyi, hem akıllı hem de mutsuz olan büyük bir genç insan türünün varlığından bahsetmektedir. Bu insanlar hayalperest olur ve kibir, sıkıntı, yalnızlık yüzünden hayali kalelerine kapanırlar."
tolstoy'la pek mantıklı olmayan bi sebep yüzünden hep karıştırdığım yazar.
bi de bi arkadaş vardı tolstoya benzetiyorduk, dostoyevski'ye de benzettim. sonra iyice karıştı gitti.