şuana kadar öteki, insancıklar ve yer altından notlar, eserlerini okuyabildiğim, okuyabildiklerimi hazmettiğim gün diğer kitaplarını da, okumak istediğim yazardır. okurken anlamak gerekiyor çünkü, olayların kurgusundan çok düşünceyi, fikri yakalamak lazım tenhada boş kafayla okunması makbuldür.
kumarbaz kitabının yazarı. Hayatına dair noktalar var, yok bunlar önemli değil... Ama romanın öyle bir yerine geliyorsunuz ki susup kalıyorsunuz. Buyrun o bölümlerden biri;
"Ah, şu kendini beğenmiş insanlar! Çenelerini açmaya görsünler, böbürlene böbürlene nasıl da her fırsatta bol keseden öğütler verir, nasıl da atıp tutarlar! Eğer durumun olanca kötülüğüyle kafama nasıl dank ettiğini bir bilseler, bilgiçlik taslamaya, bana akıl vermeye kalkışmazlardı. Hem benim bilmediğim hangi yeni şeyi söyleyebilirler sanki? Asıl sorun bu değil ki! Bütün sorun şu aslında: rulet tekerleğinin bir dönüşüyle her şey bir anda değişebilir, o zaman yılışarak beni kutlamaya ilk gelenler yine bu ahlakçılardan başkası olmaz, bundan hiç kuşkum yok. O zaman, şimdi yaptıkları gibi sırtlarını çevirmezler bana. Ama toplumun canı cehenneme! "
''Yazar'' kelimesinin saf biçimde karşılığıdır.bence dünyanın gelmiş geçmiş en iyi yazarıdır.
Çoğu zaman, kelimenin gerçek anlamıyla acıyla farkına varıyorum ki, anlatmak istediğimin yirmide birini bile anlatamadım ve hatta hiçbir şey anlatamadım. Beni rahatlatan şey, tanrının bir gün bana o gücü ve ilhamı göndereceğine, benim de kendimi eksiksizce anlatabileceğime, kısacası yüreğimdeki ve hayal dünyamdaki her şeyi ortaya koyacağıma dair olan umudumdur.
bir insanın iç dünyasını tasvir etme konusunda dünyanın en iyi yazarıdır. film uyarlaması yapılacaksa eğer, dostoyevski'nin yazdığı bir kitabı tarantino'nun filme dönüştürmesi şarttır. taze ekmek-nutella ikilisi gibi olurlar.
idam mahkumunun biri ölümünden bir saat önce, yüksek bir dağın tepesinde ancak iki ayağının sığabileceği kadar daracık bir yerde yaşaması gerekse; çevresindeyse…uçurumlar, okyanuslar, sonsuz karanlıklar, fırtınalar ve sonsuz bir yalnızlık olsa, yine de o bir avuç…yerde ömrüboyunca, binlerce yıl, sonsuza dek yaşamanın o anda ölmeye yeğleneceğini söylemiş. Yeter ki yaşasın! Yalnızca
yaşasın! Aman Tanrım, bu nasıl gerçek böyle! Bu nasıl gerçek! insan ne alçak yaratıkmış!