denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin diye başlayan ve adı korkarak yaşıyorsan olan şiir kendisine ait olmayan kişi. şiir değil, bir şarkıdır ve sözleri tamamen şebnem ferah'a aittir, bu abimizle uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. dünyanın hiçbir yerinde bu şiiri bulamazsınız zaten. önemle belirtmek gerek bunu, şebnem ferah'ın emeğine saygısızlıktır.
HAYAT
Gidene kal demeyeceksin. ..
Gidene kal demek zavallılara,
Kalana git demek terbiyesizlere,
Dönmeyene dön demek acizlere,
Hak edene git demek asillere yakışır.
Kimseye hak etmediğinden fazla değer verme,yoksa değersiz olan hep
sen olursun...
bir ateistin ulasabilecegi nirvana olarak da tanimlanabilir.*
mevcut sistemlere laf atip ortaya bir sey onermediginden oturu elestirilmekte yalniz kendisinin boyle bir kaygisi olmadigindan pek de hakli bir elestiri oldugu soylenemez. adam sunu soyle yapin, bunu boyle yapin dememis cunku olayi tanimlamakta. dedigi sey, "kardesim iyisiniz hossunuz da malsiniz iste. kac senedir hacilamis paralarinizi papaz amcalar".
ayrica dusuncelerinin kendi icinde tutursizligindan dem vuranlara da bir sey soylenmeli: bizim konustugumuz kadar adam yazmis. celiskiler olabilir tabii ki hatta zaman icinde kendi dusunceleri de degisebililir, normaldir.
Bundan sonraki yıllarda yapacağım iş iyiden iyiye belirlenmişti. Olumlayıcı kesimini bitirmiştim işimin. Sözle, eylemle hayır diyen bölümüne gelmişti sıra. Bunlar da şimdiye değin sürüp gelen değerlerin yenilenmesi, büyük savaş, son karar gününün belirlenmesiydi. Bu arada, bir de yavaş yavaş çevreme bakıyor, kendime yakın gördüklerimi, güçlerine dayanarak bu yok etme işinde bana yardımı dokunabilecekleri arıyordum. işte o günden beri, yazılarımın her biri bir oltadır: Kim bilir belki de olta atmakta herkesten ustayımdır?... Oltama hiç bir şey takılmamışsa suç benim değil artık. Balık yokmuş (NiETZSCHE)
öyle bir hayat yaşıyorum ki,
cenneti de gördüm, cehennemi de
öyle bir aşk yaşadım ki,
tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
bazıları seyrederken hayatı en önden,
kendime bir sahne buldum oynadım.
öyle bir rol vermişler ki,
okudum, okudum anlamadım.
kendi kendime konuştum bazen evimde,
hem kızdım , hem güldüm halime.
sonra dedim ki "söz ver kendine"
denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.
öyle çok değerliymiş ki zaman,
hep acele etmem bundan, anladım.
'Görüyorsunuz kabalığın değerini düşürtmek istemiyorum,en insanca karşı koyma yoludur o,çıtkırıldım çağımızda en başta gelen erdemlerimizden biridir.insan bu iş için yeterince zenginse,haksız olmak bir mutluluktur da.Bir tanrı yeryüzüne inseydi,her ne yapsa haksızlık olurdu,cezayı değil ,suçu kabullenmek tanrısal olurdu o zaman'
'öç ve hınç duyguları zayıflıktan nasıl ayrılmazsa,saldırganlık tutkusu da öyle ayrılmaz güçten'
'Benim insan sevgim,başkasının duygusunu paylaşmak değil,paylaştığım duyguya katlanabilmektedir'
"Niceleri kendi zincirlerini çözemezler de,
dostlarının azatçısıdırlar.
Kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız:
Önce kül olmadan kendinizi nasıl
yenileyebilirsiniz?"
"Dans eden bir yıldız doğurmak isteyen, önce kendi içinde büyük taşkınlıklar ve kaos yaşamak zorundadır."
notlarını beyin fırtınası esnasında yazdığı, ve sonra da yayınladığı için, kitaplarında bir çok çelişkili fikir vardır. geneline bakmassanız eğer, iki farklı kitabından iki cümleyi çıkarıp bunların taban tabana zıt olduğunu görebilirsiniz. bu sebeple tehlikeli bir yazardır, anlayana faydası, anlamayana zararı vardır.
bol acılı aforizmalarıyla arabesk toplulumuzda bir hayli ilgi gören, hatta bir popüler kültür öğesi haline gelen filozof.
felsefeden bihaber gençlerimiz kendisinin aforizmalarından iki tanesini ezberleyince hayatın anlamını çözmüş bilge insan moduna girerler ki tahminimce bu durum nietzche'nin kemiklerini sızım sızım sızlatmaktadır.
birilerini bu denli peşinden sürüklediğine göre kafası bol kepçeden çalışan biri olduğu kesin. ancak kanımca bu adam kurnazlık edip ancak kendi anlayabileceği şeyleri kaleme alıpta peşinden gelenleri kuzu yerine koymuştur. belki birileri kendini kandırabilir ama ne ben kendimi ne de birileri beni ne de beni ben ve ne de kim beni kandırabilir.
sadece aklının erdiği kadar anlam yüklenebiliyor diye vazgeçilmeyen oluyor bu niçe efendi. ayrıca belli bir kesimin sahiplenmesi de ayrı bir konudur. sormak gerenk varoluşundaki kökten problemleri ne yapacağız diye de sorunca da bir garip felsefeye başlıyorlar hemen. şu adamların ki buna niçe de dahil, yaptıkları tüm konuşmaları kadın programlarındaki ninelerde yapıyor.
vesselam bir görse ki kimlerin attırıklı ellerinde geziniyor, tuvaletten çıkınca yıkanmayan ellere havlu olmuş kitabı, ah bir görse niçe, bir görsen niçe, bayılırdın içe içe.
boş adamsın haşmetlim,çok boş. mantık ararsan, aradığın kadar bulursun!
nietzsche denince akla belki de ilk önce üstüninsan gelir. üstün insan denince de zerdüşt. ben zerdüştü okurken hep kafamda bir anti isa modeli oluşmuştur. isa gibi havarileri vardır ve onlara vaazlar verir. benzetmeler yaparak konuşur ve bu benzetmelerine derin anlamlar yükler. kitabı okurken gerçekten kafa yormak gerekir.
bazı salakların sözlüğe orjinali almanca olan sözlerini ingilizceye çevirerek ben de biliyorum lan demeye çalıştığı üstünden rant sağlanmaya çalışılan adam.
ulan söz zaten almanca sen bunu direk türkçeye çevirmek varken niye ingilizce yazarsın sözlüğe? tam salak lan bunlar...
"geçmişi ve geleceği bırak. hayatı sorun sızdırmayan anlık bölmelerde yaşa" demiş , kendisinden 200 yıl sonraki insanlar tarafından anlaşılacağını söylemiş filozof.
" Benim burada anlatacaklarım , önümüzdeki iki yüzyılın tarihidir. ben neyin geleceğini ,neyin olacacağını anlatacağım:Nihilizimin yükselişini. Bu tarih şimdiden anlatılabilir.Çünkü zorunluluğun kendisi burada harekete geçmiş durumdadır.
Bu gelecek şimdiden yüzlerce işaretle dile gelmektedir.Bu yazgı her yerde kendini şimdiden haber vermektedir. Geleceğin bu müziği için zaten bütün kulaklar dikkat kesilmiş durumdadır.Bizim bu Avrupa kültürümüz uun süreden beri on yıldan on yıla büyüyen gerilimin bir işkencesiyle ,tıpkı bir felaketin doğrultusunda son hızla yol almaktadır.
Tedigin ,cebren güç kullanarak , aşırı bir acelelikle : Tıpkı yolun sonuna gelmek isteyen ve artık kendii düşünmeyen ve kendi üzerine düşünmekten korkan bir ırmağa benzemktedir."
zamaninin çok ötesinde, yanlis anlasilmis, nihilist ve kafir, decadence takıntılı düşünür.
üst insan takintili bir düsünür olan nietzsche, evrim aldatmacasini evrim aldatmamacasina baglar. tanrisina uzanan insani ister, üst insani. ve yeri geldiginde soyundan geldigi insanliktan bekler ki, baslari arsa degsin ve o tek soruyu sorsunlar tanrilarina. (bkz: tanriya sorulacak tek soru)
üstün insani degil.
iste bu korkunç yanlis anlasilmadir ki, çaginin sapik bir yahudi alman kirmasi gencinin etkilenmesine, tarih literatürüne holocaust diye bir terimin kazandirilmasina sebep olmustur.
ve hiç bir zaman anlasilma kaygisi gütmemistir nietzsche. dogru kelimeleri isiten kulaklar zaten onu duyacaklardir. bu da kendi kehanetidir.
buna sebep kendi çagindan, dünya kokusmuslugundan tiksinmesidir. asla kendi çaginin insani olmak istemez. kiliseye düsmandir. ama teistin allahidir. hayatin kendisini görür tanri olarak. hayatin kendisini görür evrilmesi gereken olarak. dolayisiyla ateistin önde gidenidir. ip üstünde canbazligini yapan bunu da ustaca ortaya koyandir.
1844 yılında dünyaya gelen aykırı düşünür, "Tanrı öldü" düşüncesiyle tanınmış, yaşadığı çağda pek tanınıp anlaşılmasa da, kendinden sonraki kuşağa fazlasıyla temel oluşturmuştur. Ayrıca bıyıkları çok acaip nedenini anlamadım. http://img.blogcu.com/upl...rdustoloji_n1_%282%29.jpg
