gidene kal demeyeceksin.
gidene kal demek zavallılara,
kalana git demek terbiyesizlere,
dönmeyene dön demek acizlere,
hak edene git demek asillere yakışır.
kimseye hak etmediğinden fazla değer verme,
yoksa değersiz olan hep sen olursun...
düşün...
kim üzebilir seni senden başka?
kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen?
kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen?
kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
her şey sende başlar, sende biter...
yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme,
tükettirme içindeki yaşama sevgisini...
hayat sana ekşi limonlar sunarsa, sen de tekila ve tuz iste ...
böyle buyurdu zerdüşt adlı kitabı enfestir ve herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. bu adamı sevin sevmeyin, nefret edin veya etmeyin, bu kimseyi ilgilendirmez. fakat kitabı okunmalı, takdire şayan bir eser. herkesin fikri ayrıdır, zevkler farklıdır vs. vs. bunlar tamam ama hayatınızı kolaytıracak, tecrübe edeneceğiz, boş yaşamayacağınız bir dünya için, kendiniz için, sevdikleriniz ve gerçek olan her şey için bu kitabı okuyun!
nietzsche bazı düşüncelerimiz ters düşse bile o çok iyi bir adam olduğuna inanıyorum, hatta diğer birçok insandan farklı olan bir zekası var. öyle bir hayat yaşadım ki şiiri en sevdiğim eserler arasındadır bu arada...
biraz çatlak, biraz da sempatik olan sevgili filozoftur. hitlerin kendisinden etkilendiğini söylenir. elbette bu söylentinin bir safsata olmadığı açıktır. çünkü sevgili filozofumuz, üstün insan konusunun üstünde bayağı durmuştur. insanı şüphelendirmiyor değil. ama sonuçta bir filozoftu ve kendi düşüncelerinin böyle bir katliama neden olacağını tahmin edemezdi.
hallac ı mansur gibi anlaşılamamış veya herkesin dilediği gibi anladığı kişilik. bana göre nietzsche yazılarında çok fazla oksimoron kullandığı için anlaşılamamaktadır. mesela üst insan derken her türlü üstün vasıflarından soyutlanmış sadece insan olan insandan bahseder. ben de anlaşılamam şimdi. yine deneyeyim. nefsinizin sizi diğerlerinden üstün gören bir yanı vardır. mesela ben ondan daha iyi koşarım, ben ondan daha iyiyim, ben ondan daha zenginim, benim atalarım daha soyluydu gibi özellikleri ile bir insanın kendini diğerlerinden üstün görmesi gibi özelliklerin hepsinden kurtulup basit, yalın bir insan olduğunu kabullenmek üstünlüktür, üst insan olmaktır. yine mi beceremedim. bir daha deneyeyim. üst insan hiçbir üstünlüğü olmadığına inanmaktır.
düşünce dünyasında üst insan olmanın yolu gerçek hayatta hiçbir üstün özelliği olmadığını kabullenmektir. fakat psikolojide üst benlik, dinimizde nefis dediğimiz bu olgu bizi yaşatan güçtür. çoğu insan nefsi olmasa(ki her insanda vardır. ama nefsi bir şekilde çok ezilmiş insan, değeri kalmadığını anlamış insan) ölmeyi tercih edip büyük psikolojik problemler yaşar. bu problemleri yaşamadan nefsimizi bir kenara bırakabiliyor ve ezik olduğumuzu kabullenebiliyorsak üst insanız. yoksa ben en iyiyim, ben en iyisini bilirim diyen isek en aşağılık insanız.
her ne kadar başyapıtı "böyle buyurdu zerdüşt" olsa da, benim nazarımda ecce homo'nun ayrı bir yeri vardır. ecce homo'yu anlamak için nietzsche'yi tanımalı, hayatını bilmeli, eserlerini okumuş olmalı ve kimlerle niçin atıştığını da bilmek gerekli. bunun da ziyadesinde kelimelerini anlayabilmeli. ne yazık ki nietzsche popüler olduğu kadar anlaşılan biri değil günümüzde.
hep sils maria'da gözlerine vuran ışıltıyı ve yüzündeki mimikleri hayal etmişimdir. zerdüşt'ün 2. bölümünü ona yazdıran o yeri, o an'ı, o ifadeleri merak etmişimdir. nice'de suyun akıntısına saldığı aklının iplerini merak etmişimdir sonra. ya da aklını kaybettikten sonra bir an dilimi aklının geri gelip ablasına soru sorduğundaki yüzünü merak etmişimdir. when nietzsche wept'i okusaydı terlikle kovalar mıydı yoksa hangi lafı çakardı kafamda yüzlerce kez kurgulamışımdır.
'uyuyakalanın yaşadığı dehşeti bilir misin? tepeden tırnağa korku sarar bedenini. çünkü altındaki yer çöker ve rüya başlar..' sözüyle rüyayı şimdiye kadar en iyi şekilde somutlaştıran filozoftur kendileri.
Oyle bir hayat yaşadım ki,
Cenneti de gordum, cehennemi de
Oyle bir ask yasadim ki
Tutkuyu da gordum, pes etmeyi de
Bazilari seyrederken hayati en onden
Kendime bir sahne buldum oynadim
Oyle bir rol vermisler ki
Okudum okudum anlamadim
Kendi kendime konustum bazen evimde
Hem kizdim hem guldum halime
Sonra dedim ki ' soz ver kendine '
Denizleri seviyorsan, dalgalari da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, once sevmeyi bileceksin
Ucmayi seviyorsan, dusmeyi de bileceksin
Korkarak yasiyorsan, yalnizca hayati seyredersin
Oyle bir hayat yasadim ki, son yolculuklari erken tanidim
Oyle cok degerliymis ki zaman
Hep acele etmem bundan,
köle ahlakı kavramıyla deli dehşet bir tespit yapmış olup, nihilizm akımının yaratıcı olan düşünürdür.
"hiç bir köle efendisinin sonsuza dek efendisi olmayacağını, birgün onun yerine kendisinin geçeceğini ve bu nedenle az bir zamanda dahi olsa efendisine hizmet etmekten çekinmeyeceğini bu nedenle kölenin herşeye tahammül ettiğini" söylemiştir, özetle.
" denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin,
sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin.
uçmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin
korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin " demiş güzel insan.
...hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür. bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam : "bu köprüyü geçip bana gelir misin?" işte o anda artık bunu istemeyiverirsin, sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın. o andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer, bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız.
ama o küçücük köprüyü düşündüğünde sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın...
modern devletin eleştirisi mükemmeldir. politikacıların ikiyüzlülüklerini, sahtekarlıklarını pervasızca vurur yüzlerine. demokrasiyede sözde halk iktidarı diyerek can alıcı eleştiriler yapar. karakter sahibi bir insan, örnek alınası adam gibi adamdır. doktor arkeolog ve filozoftur. başyapıtı zerdüştü anlayarak yorumlayarak okumak lazımdır. cogito dergisinin özel nietzsche sayısı çıkmıştı ve orada üstadın kitapları, fikirleri değerli felsefe yazarları tarafından çok güzel yorumlanmış ve açıklanmıştı. nietzsche yi doğru okumak ve anlamak çok önemlidir. nietzsche ne nihilist ne de nasyonal sosyalistdir bilakis her iki akımıda şiddetle eleştirmiştir. daha çok anarşizme yakın varoluşçuluğa da kaçan devrimci, antitezci, muhalif insanı insan yapan, postmodern cesur bir felsefesi vardır. modernizm çağında kendi çağını ve hatta yaşadığımız çağı dahi aşabilen postmodern bir filozoftur.
nietzsche ağladğında adlı kitabı okuyorum. Yalnız ne hikmetse kitap çok bereketli hiç bitmiyor. Anlayarak okumaya çalışmak insanı öldürüyor. Keza kendisine ait sözlere bakarsanız her cümle bir kitap ... büyük saygı
flört olayının henüz günümüz kadar yaygınlaşmadığı zamanlarda bile kadınlar hakkında doğru tespitler yapmış aşmış adam. kadından dost olmaz diyerek sonraki nesilleri uyarmıştır. üzgünüz üstat yanıldık, biz göt olduk haklıymışsın. saygılar.
"Çile çekmenin erdem, ikiyüzlülüğün erdem, intikamın erdem, vahşetin erdem, aklın inkarının erdem, buna karşın kendini iyi hissetmenin tehlike, öğrenme hırsının tehdit, barışın tehlike, acımanın tehlike, merhamet görmenin küfür, işin küfür, çılgınlığın tanrısallık, değişimin ahlaksızlık ve bozulma emaresi sayıldığı çağda..! Siz bunların hepsinin değiştiğini ve insanlığın böylece kendi karakterinde yanılmış olması gerektiğini mi sanıyorsunuz? Ah siz insan sarrafları kendinizi daha iyi tanıyın!"