''dayı sen ne yapmışsın öyle ya!'' diyerek feryat figan ettiğim adam. içmeden sarhoş şahsiyet.
''etrafımızda hayaletlere benzeyen şeyler dolanıyor, hayatın her anı bize bir şey anlatmak istiyor; ama biz bu hayalet sesi duymak istemiyoruz. sessiz ve tek başımıza olduğumuz zamanlarda, bir şeyin kulağımıza fısıldanacağından korkuyoruz ve işte bu yüzden sessizliği aşağılayarak kendimizi sosyalleşme ile zehirliyoruz.''
dostoyevski'nin yeraltından notlar kitabından etkilenmiştir. dostoyevski'nin bir başka kitabı karamazov kardeşler'deki ivan karamazov'un da ete kemiğe bürünmüş halidir.
Ey çevremdeki gözü pek kişiler!.. Ey arayıcılar ve araştırıcılar ve kurnaz yelkenlerle bilinmedik denizlere açılanlar!..
Ey bilmece tutkunları!..
Çözün bana gördüğüm bilmeceyi, yorumlayın bana en yalnız kişinin görüntüsünü!."
--spoiler--
Zavallı insanlık ! -Beynindeki kanın bir damla fazla ya da az olması , yaşamımızı tarif edilemeyecek kadar perişan ve zor hale sokabilir . Öyle ki Prometheus'un akbabadan çektiği acıdan daha fazlasını bir damla kandan çekeriz . Ama insan nedenin damla olduğunu bile bilmeyip *Şeytan ya da Günah* diye düşünürse , en korkunç durum işte o zaman ortaya çıkar.
--spoiler--
nietzsche 'nin işte böyle dedi zerdüşt kitabı akıcı, sürükleyici, gaz veren bir kitaptır. Tutunamayan bireyler bu kitabı okursa belki tutunabilirler. diğer kitaplarının dili ağırdır. bir kısmının sonradan değiştirildiği de iddia edilir.
--spoiler--
Vicdanlı ve dürüst olmak, hesaplı olmaktan iyidir. Hesap insanı makam sahibi yapar da, vicdan daha önemli bir işe yarar, insanı insan yapar.
--spoiler--
felsefesini bölük pörçük ve şairce ortaya koyuşu, insanı tüm varoluşsal sorunlarıyla ele alıp işlememiş oluşu ona, varoluş felsefesinin öncüsü değil bildiricisi saymamıza olanak verir.
kopyala yapıştır bilgilerle dolu olan zavallı başlık. daha yaşarken etkilediği onlarca entellektüel beyin varken, beyni yetmezlerin onu algılayamadığı için çeşitli uzuvlarından, süsleyerek etkileyici göstermeye çalıştıkları yorumlarıyla eskitilen filozof. çağ açıp çağ kapatandır.
--spoiler--
iyi nedir? insanda güç duygusunu, güç istemini, gücün kendisini yükselten her şey.
kötü nedir? zayıflıktan doğan her şey.
mutluluk nedir? gücün büyüdüğü duygusu bir engelin aşıldığı duygusu.
doygunluk değil, daha çok güç; genel olarak barış değil, savaş; erdem değil, yetenek (rönesans tarzı erdem, virtü, moralinsiz erdem).
zayıflar, nasibi kıtlar yıkılıp gitmelidir: bizim insan sevgimizin baş ilkesi. ve onlara yıkılıp gitsinler diye de yardım edilmelidir.
herhangi bir günahtan daha zararlı olan nedir? nasibi kıtlara, zayıflara duyulan acımadan doğan eylem hristiyanlık.
--spoiler--
hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür, bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. ama tam sen bu köprüye adım atacakken, sana şu soruyu sorsam : bu köprüyü geçip bana gelir misin?
işte o anda artık bunu istemeyiverirsin, sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın. o andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer, bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız. ama o küçücük köprüyü düşündüğünde sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın.
--spoiler--
3 Ocak 1889'da polis tarafından kargaşa çıkarmaktan tutuklandı. Gerçekte orada tam olarak ne olduğu bilinmiyor fakat söylentiler, Nietzsche'nin kırbaçlanmakta olan bir ata sarıldığı ve ağlayarak onu korumaya çalıştığı, sonra yere yığıldığı üzerinedir. Aynı olay Dostoyevski'nin romanı Suç ve Ceza'nın I/5 bölümünde, Raskolnikov'un da başına gelmiştir.[14]
Bu olaydan sonra Nietzsche, "Mutsuz Mektuplar" olarak bilinen mektuplarını kaleme aldı. Alman imparatorundan Papalık'a kadar pek çok yere mektup yazdı.[15]
3 Ocak'ta Buckhard, Nietzsche'nin mektuplarından durumunu anladı ve onu Basel'de bir kliniğe yatırdı. Daha sonra annesi onu "Jena"'daki bir kliniğe nakil ettirdi. Fakat doktorlar, Nietzsche'nin durumunun umutsuz olduğunu bildiriyordı. Annesi, mart ayında Nietzsche'yi eve getirtti.
Bu süreçte, Nietzsche'nin eserleri üzerindeki tahrif süreci başladı. Önce arkadaşları, sonra Paraguay'dan kocasının intiharı üzerine geri dönen kızkardeşi tarafından eserleri değiştirildi.
Nietzsche 1889'un başlarında sokakta yürürken birden yere düştü. Uzmanlara göre bunun sebebi sifilistir.[kaynak belirtilmeli] Nietzsche'nin semptomları beyin kaynaklı. Felsefcilere göre bu hastalık Nietzsche'nin bazı eserlerindeki fikri tutarsızlığın da sebebi.[16][17]
Nietzsche, bir süre sonra zihinsel yetilerini tümüyle kaybetti. On bir yıl boyunca bitkisel denebilecek bir hayat sürdü. 25 Ağustos 1900 tarihinde hayata gözlerini yumdu.[18]. Kızkardeşi, onu Lützenve yakınlarındaki Röcken'deki kilise mezarlığında babasının yanına gömdürdü. Arkadaşı Gast, cenaze merasiminde bir konuşma yaptı ve onu şu sözlerle uğurladı:"ismin kutsal olsun, tüm kuşaklar için..."[19]
--spoiler--
Nietzsche bunama geçiriyordu ve bir daha sağlığına kavuşamayacaktı. Durumu günümüzde dahi iyileştirilemez olurdu: Aşırı çalışma, yalnızlık ve çektiği acılardı bundan sorumlu olan, ama en çok da ona bulaşan frengi. Bu hastalık, -beyin felcine- neden olan üçüncü evresine ulaşmıştı. Bir sanatoryumda kısa süre yattıktan sonra annesinin refakatına verilir. Nietzsche artık kendi halinde uysal biriydi ve zamanının çoğunu kasılıp kalır bir durumda geçiriyordu. Düşüncelerinin berraklaştığı bazı anlarda geçmiş hayatıyla ilgili şeyler hatırlıyor gibiydi. Bir gün birisi ona bir kitap uzattığında şöyle dedi: -Ben de iyi kitaplar yazmadım mı?-
''Zavallı insanlık! - Beyindeki kanın bir damla fazla ya da az olması, yaşamımızı tarif edilemeyecek kadar perişan ve zor hale sokabilir. Öyle ki, Prometheus`un akbabadan çektiği acıdan daha fazlasını bu bir damla kandan çekeriz. Ama insan nedenin damla olduğunu bile bilmeyip, "şeytan!" ya da "günah!" diye düşünürse, en korkunç durum işte o zaman ortaya çıkar.''