Bu cağnım adam ,insan davranışını o kadar güzel bir temele oturtmuştur ki ; felsefe dünyasında 3.tarihe kazınan şoku oluşturmuştur-diğer 2 şok konusu için takipte kalınız- Freud 'cum esasında insan denen ırkın sadece cinsellik ve saldırganlık temeline oturmuş olan bir güdü sisteminin olduğunu vurgulamış , akabinde de bu güdüler toplum tarafından onaylanmadığında yada kabul görmediğinde aslında davranışlarımızın temeli olan ve onlara yön veren , buraya giden itilmelerin yok olmadığını ve hayatımızın boyunca bizi takip eden "bilinç dışı" 'nı cok guzel bir sekilde tasvir etmiş olup hala şok dalgasını bilim dünyasında sürdüren psikanilizin kurucu insanıdır .
Çevrenizdeki freudçulara bir bakın. çoğu daha totem ve tabu'yu dahi okumamıştır. Neyi, neden savunması gerektiğini bilmez fakat bir freud hayranlığı vardır. Hem de en pisindir, cahil hayranlığı. Freud hayattayken Jung'un tozunu yutmuştu. Şükelası hala göremedi gözlerindeki kan çanağını.
çocuğun gelişim dönemlerini cinsel olarak bölümlere ayırmış ve buna göre değerlendirmiştir. çocuğun annesini emdiği dönem oral, tuvalet eğitimini aldığı dönem anal ve fallik dönem olarak devam eder.
fallik dönemde (3-6) erkekler annesine, kızlar ise babalarına cinsel olarak ilgi duyarmış. ancak bunu bastırırlar. zira bunu belli ederlerse ceza alacaklarını veya hadım edileceklerini düşünürler. bu durum ağır olursa ve şiddete maruz kalırsa çocuk ilerde bu çarpık şekilde ortaya çıkar. (tecavüz, taciz )
oysaki bu konu çok dar kapsamlıdır. evet ben de karımın annem gibi olmasını istiyorum. ama bunu cinsel manada fiziksel olarak değil de karakter olarak kişisel olarak istiyorum. işte bu çerçevede olaya değinen eric ericson dur. eric ericson insanın annesine sosyal ve kişisel olarak hayranlık duyduğunu söyler.
örneğin ben sevgilimin annem gibi yemek yapmasını, annem gibi iyi niyetli olmasını, uyumlu biri olmasını isterim.
sonuç olarak freud çok güzel saptamalar yapsa da çok dar kapsamdan bakmıştır.
Psikanaliz mekanik bir yapı gösterir, bilgisayar gibi çalıştığını var sayar insan beyninin. Yoktan mutluluk ve huzur yaratma kapasitesini, dış dünyayı dışardan bir etki gelmeden etkileme kapasitesini göremez.
"Sağlıklı insan sevebilen ve çalışabilen insandır" diyerek psikolojide normal / anormal ayrımını bu tanıma göre yapan psikanalitik kuramın öncüsü, bilim insanı.
Kitle psikolojisi, kitle eylemlerinde su yüzüne çıkar; bireyi, bir kabilenin, bir ulusun, bir kastın, bir sınıfın, bir kurumun üyesi ya da belli bir zamanda bir araya gelip belli bir amaç için örgütlenmeye gitmiş bir insan kitlesinin parçası gibi ele alır. Kitlenin bir parçası haline gelen, egemenliği altına giren bireyin bilinçli kişiliği kaybolur. Kitle psikolojisinin oluşması, bireysel psikolojinin kaybolmasına, duyguların bireysel olmaktan çıkıp kolektif hale gelmesine yol açar. Aklın ve zekânın öneminin azaldığı, bireyin kitlesel ölçütlere uyum sağlayarak davranışlarında bunları sergilediği bu durumda toplumca benimsenmiş değerlere, inançlara bireysel ve grupsal düzeylerde karşı çıkıldığında toplumsal dışlanmanın gerçekleştiği, şiddetin baş gösterdiği görülür.
Bir organizmadaki hücreler nasıl bir araya gelerek tek bir varlık oluşturmuşsa, psikolojik kitle de bir an için birbiriyle kaynaşmış aynı türden öğelerin oluşturduğu geçici bir varlıktır
Freud’un gençliği hep Nietzsche ağladığında’da olduğu gibi canlanırdı gözümde. Jamie elman freud’dan daha freud gelirdi bana. Bakalım dizi benim gibi insanların aklındaki freud tiplemesini değiştirebilecek mi?
Dizi açıklamasında yazdığına göre Sherlock tarzı bir dizi olacağa benziyor. Umarım freud’dan ikinci bir Sherlock yapmaya çalışmazlar.
Sevgili sinan canan beyefendi der ki; Freud kadim bilgi ile bilimsel bilgiyi çok iyi sentezleyebilmiştir der. Onu orijinal yapan, alanında ilk ve tek yapan budur der. Kadim bilgiden kastını da okuyun araştırın bir zahmet hatta izleyebilirsiniz de.
Diyeceğim o ki; dizi daha çok mistik bir dizi olmuş. Şahsen bana çok batmadı bu durum. Özellikle sinan canan’ın kadim bilgi hakkındaki konuşmasını izledikten sonra hiç batmadı.
izleyin, izlettirin. Çünkü merak uyandırıyor bazı konularda, dolayısı ile ufuk açar. Hiçbir şey olmazsa gözünüz gönlünüz açılır, kuşkusuz.
Ve evet iki kere izledim, ilkinde freud’u canlandıran beyefendiyi izledim. Pişman değilim. Teşekkürler.
ayrıca, diziyi beğenmedim. freud hakkında her şeyden bahsetmiş. freud'a ait tek şey, psikanaliz divanını keşfi üzerine olmuş ki ona da pek değinilmemiş. karmaşık olsa da, sonradan netlik kazanan olay örgüsü iş gördü ama bir "ohaaa beybi" dedirtmedi.