bir sanatçı bir başka sanatçıya benzetilmez ya, eğer benzetirsek bu adam ahmet haşim'dir. melankolinin en babasını bu iki üstadda buram buram çekersiniz ciğerlerinize...
piyanistlere eziyetiyle tanınmış, bir süre sonra çoğu piyanistin parmaklarının kopmasına neden olmuş değerli bestekâr ve piyanisttir.
genellikle bestelerinde bir hüzün yer alsa da etude op 10 no.4 gayet hareketlidir.
kent insanıydı ve sayfiyede sıkılıp huysuzlaşırdı. yine de 10 yıllık sevgilisi Fransız romancı George sand ile birlikte yazlarını genelde sayfiyede geçirdi. tek sayfa üzerinde 6 hafta uğraşıp sonra ilk yazdığı şekliyle parçayı tamamlardı. ilham bütün olarak gelirdi ama yine de ikna olmadan sızlanarak çalışırdı.
1810 yılında polonya'da doğmuş piyanist ve bestecidir. Tabii onu diğer piyanistlerden ayıran şeyler vardı. O, onun dönemi dahil tüm piyano tarihinde çıkışamayan tınılara çıkmış ve yeni tınılar keşfetmiştir. Tam bir romantik piyanist olan chopin, tüberküloz nedeniyle hayata fransa'da veda etmiştir.
bu dahi, şüphesiz benim tek dostum. Gece, gündüz; yaz, kış demeden her vakit kulağımda. Bastığı her tuş, vurduğu her nota ayrı bir kelime, ayrı bir hikaye. Ne dilersem anlatan, ne arzu edersem düşündüren adam.
Raindrop'u ile sabahtan akşama yağan yağmurdur chopin.
Hayatımın arka planında piyanosuyla felsefe yapan dostumdur chopin.
hüznün sesidir kendileri. parçalarından buram buram hüzün akar içinize doğru. yalnız öyle hunharca saldırmaz benliğinize, nazik nazik işler içinize. bana genellikle sonbaharı hatırlatır parçaları. gözlerimi kapatım bir tiyatro sahnesi hayal ederim, sonrası ise zaten mutluluk.