bugün

Bugun dogum gunudur.

Severek anariz.
oğlunun adı ahmet'tir, evet bildiğimiz ahmet. sebebi ise ahmet ertegün ile olan yakınlığı.
ABD'li gitarist, şarkıcı, besteci.

Sicilyalı bir baba ve Fransız-italyan bir annenin oğlu olarak dünyaya geldi. Önceden kendi halinde babasının davulundan sesler çıkartmaya çalışan Zappa, tam okulun grubunda davul çalmaya başlamıştı ki, 1955 yılında yerleştikleri Lancester, Kaliforniya'da ilk gitarını edinir ve davulu bırakarak, biraz geç sayılabilecek bir yaşta, 17 yaşında gitar çalmaya başlar. Bu yıllarda yazdığı ve o yıllardaki mutsuzluğu ile yalnızlığından dem vurduğu "I Was a Teenage Maltshop" isimli yapıtı, daha sonraları "Dünyanın ilk Rock Operası" olarak müzik literatürüne geçmiştir.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Frank_Zappa
değişik bir müzisyendi. ama iyi bir gitaristti.
dünyanın görüp görebileceği en acayip adamlardan biriydi. kızının ismine moon unit, oğlunun ismine ahmet koyan biri ne kadar normal olabilir ki.
babam vasıtasıyla bu yaşımda tanıştığım hacı abi.

vay amk ne gitaristmiş lan adam.
görsel

şöyle bir ağabeyimizdir.
sanırım erzincanlı kendisi.
bugün ölüm yıldönümü olan efsanevi müzisyen. çok farklı bir insandı rahmetli.
aynı zamanda felsefi derinliği olan müzik adamı. "politika, ordu-endüstri kompleksinin eğlence iş (bkz: business)idir" gibi düşündürücü bir laf sarfetmişliği de vakidir.
kimse bilmez ama sizin o taşak dediğinizi bu adam rock tarzında uygulamıştır.
gönlümüzün barış mançosudur.
''Özgürlük yanılsaması yanılsamanın karlılığı devam ettiği kadar sürecektir. Yanılsama'nın sürdürülmesi çok pahalı olmaya başladığı noktada, bu manzarayı hemen yok etmeye çalışacak, perdeyi kapayacak, masa ve sandalyeleri kaldıracaklardır ve siz tiyatronun arkasındaki tuğla duvara toslayacaksınız.'' demiştir.
Frank Vincent Zappa Jr. (21 Aralık 1940, Baltimore, Maryland - 4 Aralık 1993) ABD'li gitarist, şarkıcı, besteci.

Sicilyalı bir baba ve Fransız-italyan bir annenin oğlu olarak dünyaya geldi. Önceden kendi halinde babasının davulundan sesler çıkartmaya çalışan Zappa, tam okulun grubunda davul çalmaya başlamıştı ki, 1955 yılında yerleştikleri Lancester, Kaliforniya'da ilk gitarını edinir ve davulu bırakarak, biraz geç sayılabilecek bir yaşta, 17 yaşında gitar çalmaya başlar. Bu yıllarda yazdığı ve o yıllardaki mutsuzluğu ile yalnızlığından dem vurduğu "I Was a Teenage Maltshop" isimli yapıtı, daha sonraları "Dünyanın ilk Rock Operası" olarak müzik literatürüne geçmiştir.

Asosyal bir yapıya sahip olması ve çok fazla arkadaşı olmaması sebebiyle neredeyse tüm zamanını evinde gitarıyla başbaşa geçirir ve kısa sürede büyük ilerleme gösterir ve ilk grubu Blackouts'u, henüz Lise 1. sınıf öğrencisiyken, 1956 yılında kurar. Bu grupta, daha sonra profesyonel yaşantısında da uzun yıllar birlikte çalışacağı Captain Beefheart ismiyle bilinen Don van Vliet de yer alıyordu.

1958 yılında liseyi bitiren Zappa, müzik eğitimi görmek için konservatuara kaydolur fakat daha okula başladığı dönem, okulun kendisine göre olmadığına kanaat getirerek, ayrılır ve Hollywood'a yerleşir. Ünlü bir isim olma hayaliyle gidilen bu kentte Zappa boş hayallerle işe başlamaz ve iki sene boyunca grafikerlik, sanat yönetmenliği gibi işlerle haşır neşir olarak hayatını idame ettirir. Bu süre içinde müziğe de ara vermez ve her fırsatta şansını denemekten vazgeçmez. Bunun bir sonucu olarak ilk profesyonel işini alır ve yakın arkadaşı, ünlü yönetmen Tim Carey'nin The World's Greatest Sinner adlı filminin müziğini yapar.

Frank Zappa & the Mothers of Invention
1962-1963 yıllarında arka arkaya 45'likler çıkarır. Daha sonraları üne kavuşacak olan A Concerto for Two, America Drinks and Goes Home, Tijuana Surf, The Big Surfer gibi başarılı çalışmaları, bu dönemlerde yaptığı müziklerindendir. Bu 45'liklerden kazandığı parayla Z adını verdiği bir müzik stüdyosu kurar. Eski dostu Captain Beefheart ile birlikte bu yıllarda kurdukları "Muthers" grubuyla çalışmalarına ise ara vermeden devam eder.

Muthers ile birlikte çaldıkları barlarda şehrin diğer gruplarıyla tanışırlar. Bunların arasından Ray Collins'in grubu The Soul Giants ile özel olarak ilgilenir ve sonunda 1965 yılında bu grup ile birleşerek, grubun ismini "The Mothers" yaparlar. Frank Zappa (gitar), Ray Collins (vokal), Elliot Ingber (gitar), Roy Estrada (bas) ve Carl Black'ten (davul) oluşan grup kısa sürede Hollywood gece piyasasının ünlü gruplarından birisi haline gelir ve ilk plak anlaşmalarını yaparlar. Yaptıkları müziğin değişikliği ve yeniliğini, ticari bir mantıkla ele alan Verve plak şirketinin isteği ile grubun ismi The Mothers of Invention olarak değiştirirler ve ilk albümleri Freak Out (1966) bu isimle çıkar.

Freak Out, getirdiği müzikal değişim ve yeniliği bir kenara bıraksak bile, rock müzik tarihinin ilk konsept albümü, hem de ilk ikili (double) albümüyle büyük ilgi çekmeyi başarır. Birbiri ardına gelen albümlerle; hem deneysel hem geleneksel, hem tonal hem atonal müzikleriyle, provokatif, argo ve küfür dolu şarkı sözleriyle ve azgın sahne şovlarıyla topluluk kısa sürede dünya çapında üne kavuşur. Bu yıllarda Zappa, Melody Maker dergisine kapak olan, saçları iki yandan bağlı, etekli ve el çantalı haliyle klozette otururken verdiği poz ile o yıllarda bütün gençlerin duvarlarını süsleyen bir sembol halini almıştı. Konsere gittiği hemen her yerde ise, çocuklarını zehirlediğini düşündükleri bu adamlara kızgın anneler Zappa'nın o şehire gelmemesi için gösteriler düzenlemeyi alışkanlık haline getirmişlerdi.

Oldukça hızlı ve gürültülü geçen bir 3 yılın ardından 1969 yılında Frank Zappa, solo çalışma kararı alır ve The Mothers of Invention, Zappa'nın ayrılmasıyla dağılır. Uncle Meat, bu bağlamda, Zappa'nın ilk solo albümü olarak kabul edilebilir. Dönem dönem tekrar bir araya gelseler ve birlikte albümler ve turneler yapsalar da, bu tarihten itibaren bir daha sürekli olarak bir araya gelmezler.

Dünya müzik tarihinin en üretken müzisyenlerinden birisi olan Zappa'nın müziği ise tabir edilemeyen bir kategoridedir. Rock, jazz, fusion, rap, reggae, elektronik, klasik; her ne yaparsa yapsın onun için her zaman uçuş serbest olmuştur. Apostrophe, Joes Garage, Sheik Yerbouti, Them or Us, Zoot Allures, Broadway the Hardway gibi albümleri, üretken yaşamının en popüler albümlerinden bazıları olmuştur.

Tek başına, sadece synclavier kullanarak yaptığı Jazz from Hell albümüyle, ve ölümünden sonra Sofa adlı şarkısı Grammy ödülüne layık görülen sanatçı, 4 Aralık 1993 tarihinde prostat kanserine yenik düşerek hayatını kaybeder.
gunde bir kere bobby brown comes down dinlemeden olmaz efenim..
https://www.youtube.com/watch?v=RckftSmrCnE
şarkı isimleri komik gelen sadece sözsüz - solo çalışmalarını dinlediğim rahmetli .

''caz ölmüş falan değil , sadece biraz tuhaf kokuyor''
--spoiler--

bugün 20. ölüm yıl dönümü olan, kendisi için amerika'nın barış mançosu demenin yanlış olmayacağı efsanevi müzik insanı. hem yaptığı şarkılarla, hem de tipiyle barış mançoyu andırmaktadır.

görsel
görsel
görsel

şarkılarında popüler kültüre, sisteme, halkını kullanan, insanını sömüren siyasilere, insanı insan olduğu için sevmesi gerekirken insanı insan olduğu için sikenlere, kapitalizme, faşizme, dini kendi çıkarı için kullanan orospu çocuklarına, gereksiz melodramatizme, hayatın her alanında insanı kısıtlama uğraşında olan, yaşadığı dönemde özellikle seks ve rock müziğe karşı yoğun bir şekilde uygulanan sansüre, kız kaldırmak için diskolardan çıkmayıp piçlik peşinde koşan dünyanın bütün orospu, gösteriş meraklısı erkeklerine, fiziksel yaradılışını kullanarak kendini erkekler karşısında üstün tutan veya kendini herhangi bir sebepten dolayı erkeğinden üstün gören aşağılık kadınlara, bunu yaparken kullandıkları o pis, çürümüş, kirli aşklarına, olmadığı biriymiş gibi davranıp rol yapan kişiliksiz pezevenklere lafını esirgememiş, hunharca sayıp sövmüştür.

bana göre gezegenin gelmiş geçmiş en iyi müziğini yapmış, en iyi sözlerini yazmış müzisyendir. yaşadığı dönemde değeri bilinemeyen en önemli insanlardan biridir. gerçi, hâlâ daha hakettiği saygıyı göremiyor. sözlükte bile 80 entry girilmiş. bunların 5i bana ait, 20-25i frank zappa nickli yazarın nick altına girilmiş.

kendisi bir dâhidir. hem müzisyen, hem de de dâhi sıfatını lâyıkıyla hakeden tek insan evladıdır. şarkılarında onla bunla taşak geçmeyi ve dağa, taşa, bayıra, aya, güneşe karşı işemeyi ihmal etmemiştir.

büyük bir ironi, geyik ve taşak geçme üstâdıdır. why does it hurt when i pee?/işerken neden acıyor? diye şarkı yapıp prostattan ölecek kadar sıradışı bir insandır.

sen de göçüp gittin aramızdan be remzi amca. çok erkendi gittiğinde ama. en azından bir sene daha bekleseydin be remzi amca. sen öldün ve ben doğdum bir sene sonra. yanarım, yanarım senle aynı zaman diliminde, aynı saniye içinde nefes alamadığımıza yanarım. sen öldün ama seni şarkılarınla yaşatacağıma söz veriyorum remzi amca. bu insan seni büyük bir aşkla sevmeye ve dinlemeye devam edecek. eminim tanrıyla karşılıklı oturmuş felsefe yapıyorsunuzdur yukarıda. güzel uyu, florasanlar içinde yat remzi amca.

--spoiler--

aşağılada bir yerlerde kendi halinde takılan sıkı bir takipçin, tutkulu bir âşığın,

lasvegascocugu.

http://www.youtube.com/watch?v=yHIhsq9qHPk
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel

çevirirsek; normdan sapmadan ilerleme mümkün değildir.
sayesinde normalin dışına çıkmak fikrini ve deneyselliğin tadını tecrübe ettim. kesinlikle bir bilge.
"müzik üzerine konuşmak mimarlık üzerine dans etmek gibidir" demiş amerikalı bestekar ve müzisyen.
müzisyenlerle samimi olmaya çalışan adamlara dj denir diye bir kelam etmiştir zamanında bir yerde.
belki gitar calmayi kendi kendine ogrendigi icin olacak ki hic bir gitaristte olmayan bir teknige sahiptir. bu teknik oyle malmsteenin hizli shredding tekniginede benzemez, uzaydan gelmis gibi yabancidir biz dunyalilara. jimi hendrix ile birlikte gelmis gecmis en iyi gitaristlerden biri sayilir.
ahmet zappa diye bir oğlu vardır ki adını ahmet ertegün'den alır.
ayrıca bir yazarmış.
(#16209735) pkklılara ve tasmalı yandaşlarına verdiğim ayarlardan rahatsız olan gariban.
sana ne hacı, sen otur işine bak. kimin gazıyla yapıyorsun bunları? yapma evladım puff olur sonra.