Avrupa'da profesyone bir futbolcunun daha 15 yaşında bildiği teknik ve taktiği (hangi taktikte nerede durulur, savunma nasıl yapılır, kademeye nasıl girilir) koca koca adamlara öğretmeye çalışan teknik direktördür. umarım en az 10 sene daha kalır. umarım, altyapıda da kendisine danışılır. o zaman galatasaray gerçek bir avrupa takımı olur. fenerbahçe gibi yayla kupası ile avunacak bir takım yaratmak için getirilmemiştir.
türkiye'De futboldan anladığını sanan dangozlar tarafından eleştirilen, gitsin denilen teknik direktördür. vallaha bu adam giderse türkiye'De futbola olan inancmı kaybedeceğim.
öyle eleştiriler var ki bir derbi kaybedilmesinden sonra sanırsınız galatasaray olmuş fenerbahçe. biz fenerbahçemiyiz ki derbiler ya da kaybedilen şampiyonluklardan, bir kaç seri mağlubiyetten sonra iç çamışırı gibi t.d. değiştirelim? bizim için derbileri kaybetmek ya da şampiyon olamamak önemli değil kısa vade'de. bizim için önemli olan bütün maç hayvan gibi koşup, presle oynamak değil. bizim için önemli olan frank rijkaard'ın bize, avrupalıların futbol'Da (ve başka şeylerde de) bizimle daşşak geçmesine neden olan sakince, akılla ve sistemle oynama unsurunu öğretebilmesi ve bunu sadece galatasaraya değil türk futboluna kazandırması. eskiden avrupalıları yendiğimiz maçlarda hep onlardan 2 kat fazla koşup agresif bir şekilde oynar ve bazen bu şekilde galip gelir ama çoğunda kaybederdik. artık bundan sonra umudumuz bir sistemle, rahat bir şekilde paslaşarak, akılla oynayıp avrupalı takımlara (galatasarayın nihai amacı) kök söktürmek.
diyeceksiniz ki şu an niye böyle bir şey yok. bunun 3 sebebi var bence ;
1)rijkaard'ın türk futbolunu, dengelerini, türk futbolcusunun gamsızlığını ve diğer karakteristik özelliklerini bilmemesi...
2)rijkaard'ın takımında yer alan çoğu oyuncunun yeni olması, bunların bir çoğunun sakatlanması ve türk oyuncuların bir kaçı haricinde çok kalitesiz (ayhan, barış.....) olması. yani bir sistem oturtacaksanız eğer buna uygun oyuncularınız olmalı.
3)bir sistemi bir takıma (barcelona'a bile) bir sene'De aşılanamayacak olması.
bunların ilki bu sezon kısmen gerçekleşti ve rijkaard kısmen de olsa öğrenmiştir türkiye hakkındaki bazı şeyleri. yani öyle umuyorum. ikincisi ise ancak bu yaz gelecek transfer sezonunda düzeltilebilecek şeyler. kendisine gerekli olan oyuncuları almasıyla takımı düze çıkartabilir. üçüncüsü ise değil bir belki 3 yıl'da bile olacak bir şey değildir. ama olacaktır. eğer kalırsa rijkaard burada (amin) uzun seneler boyunca, eninde sonunda galatasaray'a bu sistemi oturtacaktır.
rijkaard'ın bu sene yaptığı bir çok hata oldu belki ama her insan hata yapabilir. fatih terim ve derwall'in ilk zamanlarını hatırlayalım. 14 sene şampiyon olma, sonra cl.'de yarı final oyna. fenerbahçeye asy.'De 4-0 yenil, 11 puan geriye düş, sonra 7 sene'De 6 kere şampiyon olup süper kupa ve uefa kupasını al, cl.'De çeyrek final oynayıp 2.tur'a çık. kısacası sabır iyi bir şeydir!...
umarım galatasaray yönetimi tarihi bir hata yapmaz ve rijkaardla el ele vererek bu takımı, gelecek seneleri düşünerek çok üst seviyelere çıkartabilecek hamleler yapar.
not : yanlış anlama olmasın. adnan polat yönetiminin rijkaarda yönelik olumsuz bir tavrı oduğundan değil (böyle bir şey olduğunu düşünmek dahi istemiyorum zaten) tarafsız! medya'nın ve bazı galatasaray taraftarları'nın (kısa vade'De başarı bekleyen) rijkaard hakkında yaptıkları haksız eleştiriler için yazdım bu giriyi.
türkiye'den bir bok olmayacağını bize kanıtlayan, dünyaca ünlü teknik direktör. şu adam "futboldan anlamıyor yea," diye eleştirildi ya, daha bizden siksen bir şey olmaz. özellikle galatasaray taraftarını anlamış değilim. size ne oluyor kuzum? adam bir sene içinde mucize mi yaratsın ayhan'la, topal'la, mustafa sarp denen sözde futbolcu tip ve daha niceleriyle?
türkiye'de bu adam da eleştiriliyorsa ben daha diyecek hiç bir şey bulamıyorum sözlük. takımın başına sözlük yazarları ve gazete yazarlarından oluşan bir komite getirelim, kesin her maç fenere 5 tane sallarız.
eskilerin efsane futbolcusu, günümüzün galatasaray teknik direktörü.
kalbur üstü takım sayısı beşi altıyı geçmeyen adı süper ligimizde 6-7 yenilgi almak başarı sayılamaz, sayılmamalı. yerli hoca olsaydı çoktan şutlanmıştı.
kewell sakat, arda sakat, baros sakat... bu ne len? antrenmanda kömür madeninde mi çalışıyor bu adamlar???
B planı olmadığı gibi b vitamininden de yoksun hoca. her maç kulübede inzivaya çekilir ve 90 dakika boyunca bitkisel hayata girer. reaksiyon göstermez. Hollanda ekolü ve ajax modeli gibi bazı artistlik kavramlardan takımımızı mahrum bırakan teknik direktör.
galatasaray'a ilk geldiğinde bu sezon bu takım rijkaard'ın yeni sistemiyle 4 veya 5inci bitirir ligi demiştim, yani fazla bi beklentim yoktu galatasaray'dan ne kadar iyi transferler olursa olsun ama lige mükemmel başlamıştı gerçekten galatasaray, daha sonra ne olduysa bi çöküş dönemine geçti ve sezon başındaki tahminimi doğru çıkarmaya başladı ama genede rijkaard gibi bir hocanın en az 3,4 yıl bu takımda kalması lazım, eğer başarı istiyorsa galatasaray kulübü. bizim ülkede tabi biraz zor bi olay sabır eylemek.
4-3-3 oynatıyoruz demekten vazgeçmesi gereken teknik adam. zira oynattığı 4-3-3 değil. ortadaki üçlü kendi ceza sahasında, ilerdeki üçlü rakip ceza sahasında. böyle 4-3-3 olmaz.
4-3-3 oynatmak istiyorum deyip sonra da mustafa sarp, ayhan akman, barış özbek gibi adamların top yapıp oyun kurma yeteneklerine güvenip orta sahaya transfer yaptırmayan, leo franco gibi bir kovanın transferine ses çıkartmayan adamdan da teknik direktör olmaz. keşke hiç gelmeyip gönüllerdeki reykart olarak kalsaydın be.
şu mevcut durumda servet çetin'le emre güngör'ü tandeme koyup, neill'i ön liberoya çekmek, onun yanına da arda turan ve elano blumer'i koymaktı teknik direktörlük. onu da göremedik ve göremeyeceğiz maalesef.
hangi birini sayalım. içerdeki manisaspor maçında üç ön liberoyla oynamasını mı, nonda'yı gönderip kaç maçta takımı forvetsiz oynatıp takımı bir anda gol fakiri yapmasını mı, antalyaspor gibi bir takımı eleyememesini mi, atletico madrid gibi bir takımın karşısında 0-0'a yatmasını mı, trabzon maçında elano'yu çıkartıp orta sahayı sarp-özbek ikilisine teslim etmesini mi, eskişehirspor maçında bir önceki hafta coşan dos santos'u kesmesini mi, ibb maçında sahadaki tek forveti oyundan almasını mı, 64. dakikada 10 kişi kalan kayserispor'a karşı hala oyuna barış özbek'i almasını mı, yine aynı maçta dos santos'u çıkartmasını mı..
iyi bir teknik direktör omasına karşın, dünkü kaybedilen maçtan sonra dahi eleştirisi yapılıyor, yapılacaktır. bu adam eleştirilmemeli, çünkü türk futboluna önemli değerler katacaktır.
zamanında kokain kullanmış sonra bırakıp fenerbahçe gibi büyük bir kulübün başına geçmiş teknik direktörün olduğu yerde geçmişteki kusurlarının konuşulması çok saçma olan teknik direktördür.
ayrıca rüştü' nün yediği hatalı gol sonrası ''uzun süredir oynamıyordu, gol dışında çok iyiydi'' demiştir zamanında. ama rüştü kariyerinin en kötü gollerini yemeyue devam etmiştir sonrasında.
zamanında barcelona'da rüştü'nün yediği gollerde kenardan el kol yapıp kendi kalecisiyle dalga geçmiş ama 28 mart 2010 tarihindeki galatasaray - fenerbahce maçından sonra 'kalecilik zor iş bütün suçu leo franco ya yüklememek lazım.' demiştir.
kompleksli skor yorumcularının eleştirmek için fırsat kolladığı asil futbol adamı. rakip takım teknik direktörünü ayakta karşılayacak kadar centilmen bir adam en başta.
basın toplantısında kendisine servet' in yerine niye emre güngör oynadı diye soran gazeteciyi 'niye oynamasın' gibi naif bir cevapla g.t edebilecek kadar zeki bir adam.
dün adını hatırlamadığım bir skor yorumcusu tarafından servet' in yorumu üzerine kontrolünü kaybetti, sinirlendi filan diye eleştirildi. basın toplantısını ntvspor' dan dinlemiş biri olarak aynen yazıyorum dediklerini.
soru: rijkaard iyi mücadele ettik dedi ama servet takımın iyi mücadele edemediğini söyledi.
rijkaard' ın cevabı: bu servet' in fikri ben böyle düşünmüyorum. bence iyi mücadele ettik.
ve bunları söylerken en ufak bir tepki, ses tonunda en ufak bir değişiklik de olmadı. şimdi böyle bir soruya nasıl cevap verilebilirdi ki? o skor yorumcusu rijkaard' ın kontrolünü kaybettiğini nereden çıkardı çok merak ediyorum. ayrıca maçı kaleye gelen belki de tek şutta kalecinin yaptığı büyük hata sonucu kaybetmesine rağmen, ''futbol takım oyunudur, kimse tek başıan suçlu değildir, takım halinde kaybettik. hoca olarak tüm sorumluluğu ben alıyorum'' demiştir.
gittiğinde anlaşılacak değeri ama çok geç olacak tabii ki. rijkaard' futboldan anlamıyor diyenler; lucescu' ya çingene, hagi' ye yaşlı, ribery' e sakat, anelka' ya forvet arkası serbest adam, zico' ya stajyer de dediler zamanında. bu ülke futbolunun kalkınması için önce bu skor yorumcularından kurtulmak gerek.
28 mart 2010 galatasaray fenerbahçe maçını sadece taraftar ve saha avantajıyla kazanılmayacağını görmesi bakımından ayrıntılı tetkik etmesi gereken teknik direktörümüzdür. galatasarayı daha da ileriye götüreceğinden hiç şüphemiz yoktur. bugün bile, evet; bugün bile!
galatasaray'a en ufak bir hayrı dokunmayan teknik direktör. yok kariyermiş, yok adıymış. koca bir yıl geçti hala sahada ne istediğini , nasıl oynaması gerektiğini bilmeyen bir takım var. doğaçlama ataklarla sonucu gitmeyen çalışan, orta sahası üretmeyen, her hattı birbirinden kopuk bir takım. rijkaard bu takıma kaostan başka hiçbir şey katmadı. ben de sabır kalmadı artık go home...
galatasaray'da primler hariç, senede 4.500.000 $ (ki yardımcısı neeskens'in aldığı 1.500.000 $ ile 6.000.000 $ eder) kazanan fakat takıma ne kattığı hala belli olmayan teknik direktör.
total futbol oynatacağım, barcelona gibi olacaksınız, bana zaman verin masallarıyla bir sezon daha heba oldu. iddia ediyorum, şu kadroyu yılmaz vural'a verseler, galatasaray'ın ligdeki pozisyonu şu andakinden kötü olmazdı.