teknik adamlık demek 30-40 milyon euroluk futbolcu listeleri hazırlayıp bunları alın demek değildir canım kardeşlerim.
Teknik adamlık, fatih terim gibi lucescu gibi elindekiyle yetinmektir. Lucescu'nun elinde 2001-2002 sezonu kim vardı? Gitti fransa ikinci liginden sebastian perez'i, uruguay'dan flerquin gibi nerdeyse bedelsiz oyuncuları getirip avrupa'da çeyrek finalin kapısından döndü, ligde şampiyon oldu.
işte teknik adamlık budur. şikayet edip transfer yapmıyoruz demek değil, elindekiler ile en iyi performansı yakalamaktır. Dalga geçilen yılmaz vural olsa galatasaray'ın başında bu kadar kötü futbol oynatmazdı.
bir türkiye klasiği olarak kötü sonuç direkt olarak teknik direktöre bağlanıyor. ne yapsın adam? kenarda tuttuğu hangi adam, sahadaki herhangi bir futbolcudan iyi? uyguladığı antrenman programına felan da laf atamazsın, zira bir bok bilmiyorsun. o zaman rijkaard'ın takımı düzeltmek için tek seçeneği var: 8 numaralı formasını giyip sahaya inmek ve orta saha nedir, nasıl oynar'ı galatasaray orta sahasına göstermek. stopere de geçebilir, fark etmez.
topçu yok, transfer lazım. bunu yapacak adam da rijkaard değil. anlıyon mu adamım? hiç sanmıyorum.
biraz daha hata yaparsa uludağ sözlükte en fazla entry girilen başlık ünvanını katarak şampiyonlar ligi kupası başarısının yanına birde bunu ekleyecektir.
geldiğinde de gittiğinde de sevinç yaratacak tek teknik direktördür. kendisi balonun önde gideniymiş. hani bazı topçular olur mesela kezman çok iyiydi fenerde oynamadı pek, anelka yedek oturdu fenerde. işte bu adam da gönülsüz bi an önce siktirolmanın peşinde. güle güle.
19 ağustos 2010 galatasaray fc karpaty lviv maçı nda galatasaray 2 gol daha yiyip maçı kaybettiği takdirde anca yönetim tarafından kovulması gündeme gelir. onun dışında 2-0 lık 2-1 lik mağlubiyetlerle maalesef başarısızlık yönetimce tarafından futbolculara atılacaktır. kadro dışı bırakmalar, para cezaları vs.
ayrıca bu adamı un-helva denklemiyle savunmayın artık anasını satim. sivas ın elinde un var mı ki helvasını yiyip evine dönüyorsun. dedik maç haftası, çift forvet oynatsın diye; adam hala mehmet i çıkartıp baros u sokuyor, mehmet i kaybetmesini bıraktım. bu başarısızlıklarla yıldız futbolcuları takımdan bezdiriyor.
kendisini şimdiye kadar savunuyordum. kadro kötü adam ne yapsın diyordum fakat yetti artık. takımda ne savunma stratejisi var ne de hucum. bir an önce defolup gitsin takımdan, zaten kovulmaya çalıştığına dair yoğun şüphelerim var.
19 ağustos 2010 galatasaray fc karpaty lviv maçı kendisinden iyice soğutmaktadır beni şu anda. mehmet batdal'ı çıkartıp baros'u oyuna sokmak nasıl bir mantıktır? ya ikisini yan yana oynat, ya da forvet hattına hiç bulaşmayıp orta sahada veya savunmada değişiklik yap kardeşim...
her maçtan sonra "rijkaard ne yapsın ?" sorusuyla savunulan teknik direktör. ne güzel valla. kadromuzda eksikler var diye iki gömlek altımızdaki takımlara yenileceğiz. dönüp kenara bakınca "valla benim elimden bir şey gelmez" diyen bir hoca bulacağız. harika.
en basitinden siirt yol spor'da antrenörlük yapmak için bile, -bakın teknik direktörlük demedim, uefa pro lisans falan filan muhabbetlerinin daha esamesini bile okumadım!- eskiden lisanslı olarak futbol oynamış olmak gereken bir ülkede
%90'ı henüz bu tanıma bile uymayacak adamların itin götüne soktuğu hocadır kendisi.
neymiş efendim ver ordan xavi'yi, ver ordan iniesta'yı falan... fm'de editör mü kasıyorsun pezevenk, aklına mukayyet ol.
bu adamlar buralara kadar senin gibi ne hanzolarla uğraşıyorlar senin haberin var mı?!
yılların rijkaardına burda gelmiş bana da barcelona versinler diyor... tamam sana da versinler karşıyaka'dan bin beter et takımı.
manyak sikin mahsûlüne bak ya!.
frank rijkaard'ı gerçekten delikanlı gibi eleştirip soytarılık etmeyen efendi ve düzgün insanlara şahsi notum:
haklısınız birader, şuan için başarısız. biraz bekleyelim bakalım. ilk haftadan adamı göndericez sonra nolucak? aklı başında hiçbir teknik adam gelmeyecek takımın başına. futbolcular kazan kaldırıcak. vericekler akbabanın birine takımı, büsbütün ağzımıza sıçacak.
bakın, ben de kabul ediyorum. frank rijkaard galatasaray'da başarılı olamadı. bundan sonra ne olacak zaman gösterir ama frank rijkaard delikanlı adamdır, güven duyulan adamdır.
adamlığına laf edilebilecek adam o kadar egosu yüksek, götü tavanda adamı aynı takımda akıllı uslu oynatıp iki sene üst üste şampiyon, bir de şampiyonlar ligi şampiyonu hayatta yapamaz.
skibbe'nin elindeki kadro'da türkiye'de o günün en iyi takımıydı, uefa performansından zaten belli bu. ama adam laf geçiremiyordu, noldu? parçalandı güzelim takım.
büyük olasılıkla galatasarayda teknik direktörlük yaşamını noktalandıracak olan kişidir. zaten bu başarılarından sonra kimse almaz onu ya neyse.
not: 2000 yılındaki galatasaray sanarak gelmiş adam besbelli. yoksa katarda buna galatasaraydan kat kat daha fazla maaş teklif edecek takımlar mevcut ama oynamıyorlar orası ayrı.
mevcut kadroyla ne herhangi bir taktik dizilim ne de herhangi bir oyun felsefesi oturtabilecek teknik adam. ha kralı gelse o da oturtamaz. şu kadroyu mourinho'ya ver o da bi halt yiyemez. yemin ediyorum ben yazmaktan usandım, şu bizim fantastik orta saha futbol oynamaya çalışmaktan usanmadı.
olsun sonuç olarak onların harcadığı kalorinin binde birini harcamıyorum klavye başında. taşak yayarak oturduğum yerden eleştiriyorum seni işte. senin orda antremanda ortada sıçan oynarken götünden terler akarken, ben burda klima karşısında serin serin tenkit olayına giriyorum, tüm olayım bu.
ama sizin gibi futbol yoksunları harbiden adamın tüm psikolojisini sikip atar. ne moral bırakırsınız ne sabır. ne futbol sevgisi bırakırsınız ne de iştah. gerçekten lorik cana da dahil diğer 3 adam, beni ligin başında galatasaray'dan soğutmayı becerdiler. kutluyorum kendilerini.
ha peki derdim oyuncularsa benim ''frank rijkaard'' başlığında ne işim var? çok basit aslında dimi, geçen sene bu adam geldiğinde, gs taraftarının büyük bir bölümü ilk seneyi gözden çıkarmaya hazırdı. ortada oturtulmak istenen bi anlayış bi felsefe vardı, amacımız günü kurtarmak değildi hiçbir zaman ve rijkaardla senelerimizi kurtarmayı planlıyorduk. ilk sene ki eyvallahımız harbiden büyüktü.
nitekim ilk sene sabrettik ve geldi geçti. bu dönem içersinde rijkaard gibi zeki olduğunu düşündüğüm bi adamın galatasaray'a yakışmayacak totalde 8 topçu falanla yollarını ayırmasını bekledim. çok bekledim. ama ayrılmaması gerekenlerle yollar ayrıldı. geri kalanlarla devam edildi. üstüne yine bize yakışmayacak birkaç topçu alındı. güzel ironi oldu hakkatten.
rijkaard hocam, hala futbol bilginin gerçekten üst düzey olduğuna inanıyorum. benim için hala ve hala dünyanın sayılı hocaları arasındasın. ama yapmak istediğin her neyse -ki bunun skora yönelik futboldan ziyade güzel futbol, olumlu futbol olduğunu biliyoruz-, mevcut kadroyla istediğin hiçbir şey başaramayacaksın. bunu görmek için medyum olmaya gerek de yok. alenen her şey ortada. ve öyle bir iki transferle de düzelmez. en az 5 tane kaliteli yabancı lazım diyorum ki en ufak bi abartma yok.
o yüzden o güzel kariyerini sikip atma artık. gel vazgeç bu sevdadan. başarısız olacaksa gelsin başka biri başarısız olsun. sen başarısız olma. barça'nın bugünlere gelmesindeki temel faktör olan sen başarısız olma hocam. gerçekten ben yediremiyorum kendime şu an. ama hala sen hiçbir şey olmamış gibi devam ediyosun.
kendine aynada bi bakmanı istiyorum hocam. şampiyonlar ligi şampiyonu hoca sıfatından, sivas 4 eylül stadında yardımcı antrenör döven adam sıfatına.. bu ne süper bi değişim böyle..
bu saatten sonra miadini doldurmuş teknik direktör. futbolcular kendisi var diye geliyor çok güzel, fakat geldiği günden bu yana hıncal uluç un söylemiyle bir tane futbolcu aşama kaydedememiştir. 4 3 3 diye bir sistemi takıma tabiri caizse kakmaya çalışıyor kendileri, çok güzel barcelona gibi oynamak herkesin hoşuna gider kapasite olmayınca diretmek iyi olmuyor. sen dünya çapında bir teknik direktörsen biz sana bunun için dünyanın parasını veriyorsak sen taktik yapacaksın bir şekilde oynatacaksın bu takımı ya da gideceksin geldiğin yere.
geldiği günden beri sonuna kadar arkasın da durulması gerektiği noktasın da hem fikir olanların sıkça kullandıkları''galatasaray da ki zihniyeti değiştirecek'' ''türkiyedeki algıyı değiştirecek'' söylemlerinin karşılığını henüz verememiş galatasarayımızın teknik direktörü.
sportif başarısızlığı anlıyorum da hani bu beklentiler ne oldu.zerre gelişme gören varsa beri gelsin.bunları acaip sempatik bulduğum birine yazmak ızdırap verici olsa da sonuç ortada.geçen sezon bu adam değilmiydi 3ay lığıına dos santosu,jo'yu takıma aldıran.o zamanlar askerdeydim hayretle karşılaşmıştım nitekim başarı da gelmedi.Allah aşkına ileriye yönelik adım atan bir teknik direktör böyle kısa vadeli düşünür mü? kendisi türkiyeyi eleştiriyor sonuç odaklı bakıyoruz diye ama benim gördüğüm sayın rijkaard da bizden farklı değil.biraz daha ciddiyet,biraz daha disiplin,biraz daha hırs,biraz daha gerçekçi olmasını diediğim rijkaard herşeye rağmen sezon sonuna kadar kalmalıdır.
galatasaray'a değil, türkiye'ye uymayan teknik direktör. türkiye gibi bir üçüncü dünya ülkesine böyle, böyle bir adam getirip "başarılı olamıyor bunda da pek bir nane yokmuş, onu çıkarttı bunu soktu oyuna zaten" gibi abuk yakıştırmalar yapılırsa bu komediden başka bir şey değil.
ülkedeki futbolcuların kapasitesi yok, kafaları basmıyor, profosyonel bir anlayışları yok, ülkendeki spor kulüplerinin yaklaşımı belli. ya onları geçtim, ülkenin spora yaklaşımı galatasaray-fenerbahçe derbisi üzerine. ve böyle bir spor adamından, futbol adamından devrim bekliyoruz, olmayınca da "bize uymadı" diyoruz. uymayan o değil, biz gelişmiş dünyaya uymuyoruz. getirin fatih terim'i bitsin bu zulüm, böyle bir adamı kullanamamak futbolumuz için bana göre zulümden başka bir şey değil.
1000 tane mesaj yazılmış, 900 tanesi kafadan ahkam kesen sözde teknik-taktik-eleştiri mesajları. bu herifle iki beş dakika karşılıklı otursanız hebele hübele der kalır, bilgi birikim olarak dümdüz olursunuz ezilmekten.
onu bunu bilmem, futboldan anlamıyor veya çok iyi anlıyor.. tartışılır..
ama tartışılmayacak şey; adamın ilk geldiği zamanki fiziksel ve ruhsal yapısıyla, şimdiki arasında dağlar kadar fark olduğudur.. ilk geldiği zamanları hatırlayalım, oturup maçı izler ve gerekmedikçe yerinden kalkmazdı, bir de son sivas maçına ve ondan önceki istanbuldaki belgrad maçına bakalım.. patlamaya hazır bomba... devamlı ayakta ve sataşacak yer arıyor.. hayır bizim bu adama benzememiz gerekiyordu, adamı kendimize benzetmemiz değil.. ve bize benzedikten sonra da onun gibi çok hoca var elimizde.. Ayrıca saçlarının büyük bir hızla beyazladığını düşünüyorum.. he bi de üzerindeki gömlek te hiç yakışmamış..(noluyo lan, futbol konuşuyoduk nooldu?!)
şimdi burda yazılanlardan şunu anlıyorum. bir takım kendisinden kötü kadrosu olan takımlara yenilemez. galatasarayı yenen takımların kadrolarına bakıyoruz. aa galatasarayın hepsini yenmesi lazım. pardon ama neden çıkıyoruz bu maçlara o zaman? oynanmasın arkadaş..nasıl iyi mi? lig iyi başlar kötü biter kötü başlar iyi biter bu işler hiç belli olmaz. yaşı yetenler çok enteresan sezonlar hatırlar. ne kadrolarla ne şampiyonluklar geldi gitti? adam zihniyet devrimi yapmak istiyo. istiyoki ayakta top tutulsun top adamlardan fazla koşsun. e sancılı olacak tabi içlerinde topu bomba diye karakola götüecek topçular var takımın. tamam eleştirelim ayhan sarp özbek tercihi için ama düşünelim elinde kim vardı da oynatmadı bu adam? ayrıca biliop bilmeden konuşmayalım barosta sakattı. ve aynen insanın bir anda ateşi çıkabilir. bide doktor oldular ya neymiş insanın bir anda ateşi çıkabilir miymiş? hey allaım.