hangi takımı çalıştırdığının hala farkında olmayan teknik direktör.
istediği futbolcu gelecek, beyefendiciğimiz kendisine uygun şablona bu adamları dizecek, yorulanı çıkaracak yerine yenisini alacak. öyle di mi? ne güzel.
yönetimi de, rijkaard'ı da, şu galatasaray takımını bırak amatör kümede oynayamayacak bir kısım dangalağı da skeyim, o kadar diyorum. bak futbol bilmem ben, o yüzden böyle mağara adamı gibi küfrediyorum. ahah. futbolu sadece rijkaard bilir, siz kim oluyorsunuz da ona laf ediyorsunuz? boğaziçi'nde 4 sene futbol okudu olm o herif.
bir çok serçe için kendi yavruLarı oLması münasebetiyLe ejderha görünen kuş cinsi. özeLLikLe kafa böLgesindeki tüyLeri iLe farkını gösteren bu cins, haLbuki diğerLerinden farksızdır. (kaynak: national geographic)
"siyahilerden iyi antrenör çıkmaz" tezinin ispatlarından biri olan antrenör. yıllardır futbol endüstrisinin içinde olan siyahilerden bir tane isim yapmış teknik adam hatırlayamadım. ilk olarak jean tigana akıllara gelebilir ama o da popülaritesini sanıldığı gibi teknik adamlığına değil futbolculuğuna borçludur. düşünün pele bile antrenörlüğe bulaşmadı..bu adam galatasaray için zaman kaybından başka birşey ifade etmiyor aslında fakat pekte parlak olmayan barcelona etiketi ona nasıl bir kredi sağlamışsa artık harca harca bitiremedi.
artık nezaketle el sıkışarak bırakması, bırakmıyorsa da tazminatının ödenip kovulması gereken galatasaray teknik direktörü. iki taraf için de hayırlı olan bu işi kimsenin kariyeri zarar görmeden bitirmek artık.
ülkeye yeni geldi, tanıması için ve oynatmak istediği sistem için zamana ihtiyacı var dedik durduk. sabrettik, hem de fazlasıyla. kırk yıllık galatasaraylı bülent'e gösterilmeyen sabrın ve anlayışın bir milyon kat fazlasını gösterdiklerini gördük, birşeyler düzelir yapmak istediklerini gerçekleştirebilir, senelerdir yerinde sayan avrupa fatihini yine alışık olduğu devler arasına sokar dedik. ama olmadı, olmuyor işte.
bu rijkaard kötü teknik direktör anlamına gelmiyor. olmadı, olmayınca olmaz bazen. geldiği günden bu yana galatasaray'ın taraftarın beklentisine uygun, günümüz futbolundan izler taşıyan bir futbol oynadığını görmedim. yendiğimiz ya da yenildiğimiz hiçbir maç diğerinden daha iyi ya da daha kötü oynayarak kazanılmadı ya da kaybedilmedi. bir sistemsizlik abidesi misali ne oynadığını bilmez halde oradan oraya canhıraş şekilde koşuşturan futbolcular izledik, yerinde oynamayan futbolcular izledik ve 1-0'ı dahi 70 dakika korumaya kalkan tamamen geriye yaslanmış futbolcular izledik.
istediği kadro, istediği bütçe bir türlü sağlanamamış olabilir. başarısızlığın ve bir türlü istenen futbolun ve sistemin ortaya çıkamayışı bunlara da bağlanabilir. bu halde de kendisine yakışan bir profesyonele yakıştığı gibi bırakmaktır.
istikrar demesin kimse. başarısızlıkta istikrar arayacak değiliz. barcelona dahi bu kadar tolere edemez başarısızlığı. kendisine yakışanı yapmalı.
yönetime söylenecek yığınla söz var ama parayı veren düdüğü çalıyor türk futbolunda. birkaç hafta sonra ya rijkaard, ya yönetim diyenler çoğaldığında, yönetim de kendini kurtarmak için rijkaard'ı göndermekten çekinmeyecektir. sonra belki bülent, belki tugay'la yasak savma kabilinden devre arasına kadar götürürler bir şekilde. sonra? geriye ne kaldı ki...
koca sezon biter, avrupa hezimeti unutulur ve nasıl olsa bir şekilde ilk 3-4'e girilir ligde.
sonra şu geliyor, galatasaray şu bombayı patlattı, x cimboma göz kırptı diye okuruz gazetelerde. öylece geçer gider günler...
Hıncal Uluç'u her gün haklı çıkaran teknik direktordur. Hıncal Uluç,koskoca Galatasaray'ın tek santrfor ve 3 önliberoyla oynamasını eleştirdi aylar boyunca,Galatasaray'ı beğenen birçok yorumcuya rağmen. Adam haklıymış beyler.
barış özbek'ten sağ açık oynayabilen ön libero yaratma girişiminin ardından mustafa sarp'ı forvete dönük, olmayan forvet arkası(sivas maçına forvetsiz çıktık yine) oynatmaya çalışmış teknik direktör.
Mustafa sarp, ayhan akman ve barış özbek ile bu işin olmayacağını artık anlaması gereken diyeceğim ama hiç öyle görünmüyor. SAnırım yine hıncal uluç haklı olma yolunda ilerliyor.
ligin ilk maçında hemen kelle isteyen leş kargalarının hedefi olmuş futbolun ve teknik direktörlüğün yıldızlarından biri. ne kadar iğrenç adamlarsınız yahu. del bosqe'ye yeniköy kasabı dediniz gönderdiniz, löw'e stajyer dediniz gönderdiniz, gerets'i gönderdiniz vs. ne kadar pis yaratıklarsınız siz bütün amacınız adam harcamak mı sizin? sizin gibi galatasaray'lının ruhuna tüküreyim emi. size hiç bir sik yaramaz emin olun. bu takım uefa kupasını kazandığı sene fenerbahçe'ye de yenildi, chelsea'den de 5 tane yedi, ligin ilk maçınıda kaybetti sizin gibi leş kargalarına bıraksaydı takım hiç bir bok olamayacaktı. bu adam geldiğinde isterse küme düşürsün ben onu izlemek istiyorum. hala da aynı fikirdeyim isterse küme düşürsün en az 5 yıl tahammül edilmezse bu adama ne bu takımdan ne bu ülkeden bir sik olmayacak demektir. her şeyi bir kenara bırakın da diyoruz ya yıl 2010 olmuş hala mı ayhan akman falan, ulan yıl 2010 hala haldun üstünel gibi bir yöneticilik dehasını kaçırıp, yerini adnan sezgin denen adama bırakıyoruz hala rijkaard'ı eleştiriyoruz. Eğer bu ülkede futbol namına hiç bir şey olmuyorsa o da bu yöneticilik mantığı sayesindedir, gerisi faso fiso kaptan arda'ya kur takımı desen sen çalıştır desen %60 şampiyon olur yine galatasaray
mutlaka 4-2-3-1 taktiğine dönmesi gereken kişidir.bir bjkli olarak alternatif kadro hazırladım işte geliyor:
--aykut--
sabri-neill-servet-hakan balta
--cana-ayhan(barış)--
pino----kewell-----arda
--baros-----------
spor değil skor yazarlarının hışmına uğramış teknik adam, efsane oyuncu.
bin kere anlattım gene anlatayım:
bu adam oyunu rakip yarısahaya yıkarak oyun oynamak istiyor. çünkü bu güzel futbol. barcelona'da ne kadar başarılı olduğunu da görüyoruz. galatasaray'a getirilme nedeni de zaten bu sistemi yerleştirmesi isteğidir.
bu sistem için gereksinimler:
1- libero gibi oynayabilecek kaleci.*
2- hızlı, teknik becerisi yüksek, açık alanda rakibini durdurabilecek stoper.
3- hücuma dönük, hızlı bekler.
4- savunması yüksek, topu ileriye oynayabilecek, oyun bilgisi üst düzey ön liberolar.
5- her an her şeyi yapabilecek trequartista.
6- çaprazdan kaleye gidebilecek, orta yapabilecek, teknik kapasitesi yüksek yüksek iki açık.
7- hızlı, havadan da etkili olabilecek bitiriciliği yüksek bir santrfor.
elinde ne var?
1- aykut erçetin.
2- yukarıdaki tanıma uyan lucas neill ve yukarıdaki tanımla taban tabana zıt servet çetin. zaten bu yüzden hakan balta'yı stoper düşünüyor ama takımda başka sol bek yok.
3- yukarıdaki tanıma uyan sabri sarıoğlu ve ilgisi olmayan hakan balta.
4- mehmet topal gitti yerine ısıranı lorik cana geldi. ama yanı hâlâ boş. mustafa-ayhan-barış falan iki metre öteye pas veremeyen tipler. içlerinde en iyisi gene de mustafa. bence, elano blumer cana'nın yanına çekilirse sorun ortadan kalkar. ama o zaman da trequartista sıkıntısı yaşanacak.
5- elano blumer çok beğendiğim bir oyuncu olmasına karşın özgün pozisyonu bu değil. adam mc. amc'de takımın istediği gibi yıldızlaşamıyor. özgün poziyonunda oynayınca neler yapabildiğini brezilya milli takımı'nda gösterdi zaten.
6- arda'ya lâf yok. geçen sene harikalar yaratan keita'nın yerine gelen pino'dan o kadar umutlu değilim. keita'nın en azından belli bir kariyeri vardı. pino'da o da yok.
7- şu sistemde milan baroş'tan iyisini bulamayız. mehmet batdal da iyi bir yedek. ama sakatlık durumunda sorun çıkar.
şimdi...
bu adamdan ne bekliyoruz? adnan x 2 adam gibi işlerini yapmadılar ve herkesi transfer düşleriyle uyuttular diye rijkaard'ın suçu ne?
yıllarca, her transfer döneminde aynı oyunu oynamadı mı adnan x 2? ortaya büyük büyük adlar atılır; polat çıkar "galatasaray'da transfer bitmez" der. yetmez "çok büyük bir oyuncu getireceğiz" der. son haftaya kadar dişimizi sıkarız... sonuç? bratu, petre, inamoto...
tüm bunlara karşın adnan x 2 yerine hâlâ rijkaard'a lâf söyleyeniniz varsa onun da a.q.!
"benim taktiğim bu, uyan adam getirmezseniz oynatmam bana ne" diyen, elindeki kadroyla yapabileceğinin en iyisini yapmayan adam.
teknik direktörlükten, takım yönetmekten anladığınız buysa, büyük sporcu olan her adama "ehehe küme düşürse bile kalsın yea" diyecekseniz ben size zaten hiçbir şey demiyorum.
amına koyim, bu adamın oynatmak istediği pozitif futbolun taktiğini kurmak için çok zeki olmaya gerek yok. versinler elime adamları dizeyim oynatayım. teknik direktör elindekinin en iyisini yapamadıktan sonra ben ne yapayım lan?
galatasaraya gelerek asrın hatasını yapmıştır bu büyük adam.
ama şöyle bir artısı oldu futbolcunun ne olmadığını anlamıştır mustafa sarp ,ayhan vb. görerek
galatasaray da suçlanacak en son adam'dır kendisi. adnan sezgin alsın doğru düzgün adamları o zaman görsün alem nasıl oynattığını. ayrıca iddia ediyorum ki haldun üstünle trasferlerle ilgileniyor olsa idi şu anda galatasaray la dolayısıyla frank rijkaard ile ilgili en ufak bir eleştiri bile dolaşmıyor olucaktı, her şey güllük gülistanlık olucaktı.
geldiğinden beri yanlışları çok güzel tespit ediyor ben de seviniyordum ama adam bir şey yapmıyor ki sürekli şikayet baydı artık. sezonun ilk maçında sivasın kondisyonu bizden iyi diyor. el insaf daha ilk maç lan sen ne yaptın sezon öncesi.
belgrad gibi bi takım karşısında 2-0 öndeyken oyunculardan oyunu yavaşlatmalarını bekleyen teknik direktör."taç kullanıyoruz çabuk kullanıyolar, oyuncu değiştiriyoruz koşa koşa geliyorlar." gibi trajikomik bi açıklama yapmıştır. sanırım chelseayla karıştırdı. daha önce de elindeki kadronun zayıf olduğu yönünde açıklamalar yapıp sonra yanlış anlaşıldığını iddaa etmiştir. iyi bir teknik direktör olabilir ama henüz bulunduğu klübün büyüklüğünü kavradığını sanmıyorum.
1-1,5 yıldır 4-3-3 oynatamaya çalışan hoca. metin şentürk gördü bu takımın bu taktikle oynayamadığını ama rijkaard göremedi. niye bu kadar ısrarcı bunu da anlamış değilim. olmuyor hocam işte, takımın gücü altmışıncı bilemedin yetmişinci dakikaya kadar yetiyor. tamam elinde yeterli futbolcu olmayabilir ama elindekilerlede birşeyleri başarıyor olman gerekli. bir yıl istanbul'a alışırsın, ortamı tanırsın diye bekledik ama artık kabak tadı vermeye başladı bu durum. ben artık "bizim takımın başında rijkaard var oğlum" demek yerine "çok güzel oynadık, çokta güzel kazandık tamam mı" demek istiyorum.
basın toplantısında susturulmuş olan teknik direktör.
ulan adnan sezgin sen beceriksiz bir transfer politikası yürüt ona da yürütme denirse.
sonra gel "elimde ki malzeme bu" "transferler neden yapılmadı anlamış değilim" cümlelerini çevirtme sonra biz "hocanın arkasındayız" de.
yerim senin samimiyetini adnan polat, tükürürüm senin yapacağın işe adnan sezgin.
