kulübeden pek çıkmadığı gerekçesiyle eleştirilen teknik direktör. neymiş utanıyor muymuş da çıkmıyor muymuş. ulan aptal herifler bu adam 100.000 (yazıyla yüz bin) kişinin önünde utanmadı, avrupa' nın en büyük gazetecilerine avrupa' nın en büyük kupasıyla pozlar verdi. şimdi siz kimsiniz ki sizden utanacak.
artık pow'u dolmuş teknik direktörümüz. sürekli galatasaray'a saldıran medya onu kızdırıp istediği rating'i almaya yakın görünüyor. 6 şubat 2010 kayserispor galatasaray maçı ardından yaptığı basın toplantısında agresif bir şekilde soruları cevaplamıştır. aslandır.
pres yeteneği olan arda turan'ı tek forvet olarak oynatıp, zayıf ve presten bihaber dos santos'u sola koyarak ikisini de sahadan silebilen bir adammış bu. keita da diğer köşe gönderinin orda bekledi bütün maç. rijkaard'la beraber seyrettik biz de. ben bıktım bu bıkmadı götünden kadro uydurmaktan.
böyle aptal saptal işler yapacaksa sokarım onun galatasaray'ın geleceğini planlamasına. önce takımının içinde olduğu ligi, sonra da çıkaracağı kadroyla dizilişi planlamayı öğrensin. galatasaray'ın geleceği zaten emin ellerdeydi o gelmeden önce. gittikten sonra da öyle olacak.
bir takımın kaderi ilerdeki 3 futbolcunun çalım yeteneğine bırakılmaz. galatasaray'ın solunda ronaldinho, ortasında eto'o, sağında messi yok.
barış, ayhan, uğur, mehmet topal, servet, emre güngör gibi koşmaktan başka birşey yapamayan ve futbol aklından yoksun futbolculara eli mahkum olduğu için eleştiremediğim adam.
barış, ayhan, uğur, mehmet topal, mustafa sarp gibi koşmaktan başka bir şey yapamayan futbolcuların hepsini birden sahaya sürmek zorunda olmayan, ama ısrarla sürmeye devam eden adam.
sakatlıklarla beraber iyice kısıtlı hale gelen kadroda orta sahada pres yapabilecek, kaptığı topları pozisyona çevirebilecek tek adamı sen tek forvet oynatıp sahadan silebiliyorsan, elindeki forvete en çok benzeyen oyuncuyu sol kanada hepsedebiliyorsan, 20 maçtır elano'yu koyacağın yeri bulamadıysan, keita'dan faydalanamıyorsan, takıma orta saha dolmasına ses çıkarmadan nonda'yı gönderip en azından yerli bir forvet alınması için ısrar etmediysen, barış'ı, mustafa'yı, topal'ı aynı anda üstelik gol lazımken sahada tutabiliyorsan, neill sahadayken emre güngör'ü sağ bek yapabiliyorsan, hadi uğuru bu sefer sağa koydun, bu sefer yine neill'in yerine son maçlarda sol açıkta coşan caner'i sol beke hapsedebiliyorsan, ben senin barcelona'da kazandığın şampiyonlar ligi kupasının ta içine sıçarım arkadaş.
eldeki futbolcularla bu kadroyu ve dizilişi çıkarmadığı sürece bir daha galatasaray maçı izlemiyorum. al kötüle istediğin kadar. sabrın da bir sınırı var. şu kadroyu eric gerets'in eline vermeyip mehmet güven'e inamoto'ya mahkum eden yönetimin de anlayışına osurayım.
birinci karavanayı türkiye kupası'ndan elenerek bize yaşatan teknik traktör. durun daha avrupa ligi'yle süper lig var. nonda'yı gönderttiği gün takımı bitirmiştir.
isminin verdiği ağırlıktan dolayı yine de bu takımı biryerlere getireceğine inandığımız adamdır. tamam kupadan elendi takımı ama oynadığı oyun bizi tatmin etti arkadaş! yenilgi sonrası hıncal abi gibi kimseye sövmüyoruz! sevdiğimizin arkasında duruyoruz.
Türkiye kupası'ndan elendi diye gerçek galatasaraylıların gözünden düşmeyecek değerli teknik adam. Önemli olan güzel futboldur, avrupa'da ve lig'de başarıdır. Sabredersek ve inanırsak hepsi olur. Yürüyedur.
eğer rijkaard buysa daum'un beşte biri değil. takım defansından haberi yok. bir maçta her oyuncu 4 farklı yerde oynuyor, her maç başkası başka yerde oynuyor. benim başım döndü lan, adamlar nasıl uyum sağlıcak da oynucak. belki ilk seneyi uyum ve kadro oturtma senesi olarak gördüyse bir şey diyemem. ama aslı böyleyse kötü. ne gerets, ne daum eder. yılmaz vural bile etmez. ama takımı oturtmaya çalışıyor anladığım kadarıyla. yani inşallah.
bugün süper performans gösteren teknik adam. gerçekten.. dos santos yürüdü, çıkardı.. m.topal saçmalamaya başladı, çıkardı. son dakikalarda da doldur boşalt için serveti aldı, gayet mantıklıydı..
beğenmediğim günler oldu kedisini (mesela turun ilk maçı) ama bu maç kararlar yerindeydi...
türkiye'ye 2 beden büyük geldiği malesef arkasından yapılan yorumlardan anlaşılabilir. benim içime oturan şey ise yolda futbol topu görse karakola koşacak adam müsveddelerinin yaydığı götünün üzerinden her şey hakkında ahkam kesebilmeleri ve tutup bu adamın teknik direktör olmadığını iddia edebilmelidir. bir gün sizleri de adam yerine koyacak bu toplum inşallah.
gelmesin arkadaş dünyaca tanınmış isimler bizim ülkeye, haketmiyoruz hiçbir şeyi. bize lorant'lar, oğuz çetin'ler, rıza çalımbay'lar, tırı vırılar mübahtır, fazlasını haketmiyoruz. olan da elinde mehmet topal, uğur uçar gibi elemanlarla total futbol oynatmaya çalışan bizim gariban reykard-neskens ikilisine oluyor.
tabii ki kendisine saygımız büyük, tabii ki bu sezonu sıfır kupayla kapatsa bile herkesin gözü kapalı bir şekilde seneye de kalmasını gönülden isteyeceği büyük teknik direktör fakat antalyaspor'a elenmenin ardından illa ki oklar kendisine döndürülecek cellat türk basını tarafından.
10 şubat 2010 galatasaray antalyaspor maçı'nda müthiş hatalar yaptı demek yersiz, hatta yaptğı tüm müdahaleler gerçekten yerindeydi. ikinci yarıya giovani dos santos/emre çolak değişikliğiyle başlayıp 48'de emre'nin golüyle 2-1 öne geçince zaten şahaneler ötesi basınımızın çirkef üyeleri eminim bir yutkunmuşlardır yarın ne yazacağız biz diye. ikinci yarı öncesinde dahi ilk yarı kaçan net pozisyonlar, 2 adet direkten dönen top zaten olumlu sinyaller veriyordu, elano'nun "dur bir ceza sahasına tek başıma gireyim ne olacak" deyip yerde kalmasıyla kazanılan penaltıdan gelen gol zaten daha ilk yarıdan susturacaktı bu çirkefleri ama necati sağolsun umut verdi bunlara.
ikinci yarı emre çolak'ın golüyle 2-1 öne geçtikten sonra bir türlü istenen baskı olmadı, bunu sebebi orta sahada topu geveleyen mustafa sarp-mehmet topal ikilisi ile defanstan topu çıkarmakta güçlük çeken emre güngör'ün yarattıkları tempo düşüklüğüydü. belki herkes galatasaray'ın turu geçmesi halinde emre çolak değişikliğini konuşacaktı ama bundan daha önemli olan göbekteki ikiliden birinden vazgeçip hakan balta'yı sol beke, caner erkin'i de asıl mevkisi olan sol açığa alan mehmet topal/hakan balta değişikliğiydi. bu değişiklik zaten baskıyı getirdi fakat 2-1'den sonra ya da daha öncesinde ilk yarının sonunda değil de skor 2-2'ye geldikten sonra bu değişiklik yapılınca manası da azaldı.
santrforsuz oyunda orta saha oyuncularının ceza sahasına sağdan soldan kaçarak girmesi en önemli gol silahıdır. barcelona'nın xavi/iniesta/messi ile yaptığı bu dalışlara benzer girişimleri maç boyunca mustafa sarp 4 kez çok önemli gol pozisyonlarına girerek gösterdi, 2 gol de zaten emre çolak'ın göbekten sızması ve caner'in sol açıkta kendisini unutturması ile geldi. gol olur ya da olmaz, rijkaard'ın ısrarla aşılamaya çalıştığı sistemin zaman verilirse illa ki tutacağının sinyalleriydi bunlar her ne kadar anlamlı ve sürekli bir ritm içerisinde göz önüne serilmese de. tabii ki oyuncu kalitesi de burada etken oluyor. iniesta/xavi'nin girdiği pozisyonu gole çevirme ortalaması ile mustafa sarp'ı karşılaştırmak bile mümkün değil.
2 ön liberolu sistem galatasaray'a pek de iyi gelmiyor. bu ön liberolardan birisi daha topu yönlendirmeye daha yatkın bir futbolcu olsa (en kötü ihtimalle 2 yıl önceki ayhan akman bile iş görüyordu) ortada dönüp duran pas trafiği de işlev kazanacak. hem arda hem elano aslında orta sahaya gelip top alıp dağıtmayı seven futbolcular. tek ön libero, önünde arda-elano, sağda keita/sabri, solda caner/kewell'lı ve illa ki önlerinde bir santrfor (baros) olduğu sürece sezona çılgın atarak başlayan galatasaray sahalara geri dönecek buna da hiç şüphe yok.
elbette ki "galatasaray adının olduğu yerde umut vardır" fakat bu umudun süreklilik kazanması ve mantıklı dayanakları olması için öncelikle bu kıvırcık hollandalının en az 2 sezon daha floryaya hapsedilmesi elzemdir. basın toplantılarında maç sonlarında suratının asıklığı, kalması adına hiç hoş sinyaller vermese de kendisine verilen bu krediyi en iyi şekilde kullanması en büyük dileğimizdir.
Teknik direktör Frank Rijkaard, Ziraat Türkiye Kupası'ndan elenmelerinin kendileri adına çok üzücü olduğunu belirtirken, ''iyi oynadık ve kazanmayı da hak ettik. Ne yazık ki yaptığımız hataların bedelini çok ağır ödedik'' dedi.
Antalyaspor'a 3 gol attıklarını ve çok sayıda da pozisyona girdiklerini anlatan Hollandalı çalıştırıcı, ''Tabii ki konuşmamız gereken hatalar var. Belki çok sayıda hata yapmadık, ama kritik zamanlarda kritik hatalar yaptık. iki önemli hata bize iki gole neden oldu'' diye konuştu.
Rijkaard, sakat oyuncuları arasında en çok kime ihtiyaç duyduğu şeklindeki bir soruya, ''Bizim forvette sıkıntımız var. Baros sakat olduğu için Jo alındı, ama o da sakatlandı. Buna rağmen bugün 3 gol attık. Belki günümüzde değildik ve şans rakibimizden yanaydı'' yanıtını verirken, yine bir soru üzerine, Giovani'nin biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu ve iyi bir Giovani'yi aralarına beklediklerini ifade etti.
''ARTIK ÖNÜMÜZE BAKMALIYIZ''
Hollandalı çalıştırıcı, Antalyaspor'a elenerek Ziraat Türkiye Kupası'na veda etmeleriyle ilgili, suçu kendilerinde aramaları gerektiğini dile getirirken, ''Şimdi bizim yapacağımız, önümüzdeki lig ve Avrupa kupası mücadelelerine konsantre olmak. Başarı kazanıp taraftarımızı mutlu etmek istiyoruz, çünkü bunu hak ediyorlar. Artık önümüze bakmalıyız'' dedi.
herkesin dünkü antalya maçına ait istatistikleri vererek savunduğu adam. yok bu kadar top direkten dönmüş de, yok kaleci çıakrmış da, şuymuş da yok buymuş da.. kimse bi önceki antalyaspor maçından, takımın şut çekemeden maçı bitirmesinden, antalya'nın farkı kaçırmasından bahsetmiyor.
ah tabi.. o maçta ben vardım takımın başında değil mi.. nasıl da unutmuşum.