samanyolu dizileri gibi. zeka geriliği yaşayan (ya da sınırda bulunan) bir kişi süper zeki insanların hayal edemeyecekleri şeyleri yapıyor. sıradışı film tabi tıpkı kalp gözü gibi. ikisini izlerken de aynı duyguları yaşıyor ve toplumda kendi ellerinde olmayan özelliklerinden dolayı dışlanan insanlara ayrı bi gözle bakıyorum.
Aids hastalığı ile ilgili dünya yeni yeni bilinçlendirilmeye başlandığı dönem forest gump çekilmiş ve jenny nin ölüm sebebi olarak aids gösterilerek oscara bir el daha atılmasını sağlamıştır.
Şu ana kadar yapılmış en iyi film olduğunu yazmaya zaten gerek yok. olağanüstü.
Şunu gösterir. Bir şey yapmak istiyorsanız, yapın. Başarılı olursunuz.
Başarılı olmamak için bahane üretmeyi aklına getirmediği için başarılı olur hep Forrest Gump.
yeri gelince ağlatan, yeri gelince düşündüren, yeri gelince gerçekten koparan* bir insanın gerçekten kendi kaderini, kendisinin çizdiğini gösteren sağlam bir film. tom hanks muazzam oynamış. hele o konuşması yok mu. bu kadar olur.
filmdeki jenny karakteri bi' türlü intihar edememiş bir orospudan başka bir şey değil.
--spoiler--
sen gez dolaş hayatın dibine vur, forrest gump o sırada hep seni düşünsün,özlesin garibim. hasta olduğunu öğrendikten sonra gel, birlikte ol ve yine git, sonra da öl... ne anladım şimdi ben?...toplasan kaç gün geçirdi gump seninle... **
--spoiler--
tom hanks' in en iyi performans filmidir. film 1994 yılında yapılmıştır ve 6 dalda oscar ödülü kazanmıştır.
bir koşar ki pir koşar forrest. öyle bakarsın arkasından. dramatiktir.
bu filmin bile 'kitabı daha etkileyici' diye çıkan biri oldu ya! vallahi bi şey demiyorum artık. ortalık kitabı filmden 24235234 kat daha güzel olan filmlerle doldu sayenizde. yahu bırakın şu ekşi sözlük ağzını, her şeyi anlarım da forrest gump'ın kitabının nesi etkileyici yahu? bu filmle bari kitabını bir tutmayın arkadaş.
Az önce izlediğim gözlerimden yaşların süzülmesine sebebiyet veren, başka bir eşinin benzerinin bulunmadığı, yaşamımı harika etkileyen harika bir filmdir.
izleyen herkesi 'bir şekilde' kendine bağlamayı başarmış filmdir. gary sinise'ın muhteşem oyunculuğu da muhtemelen akademinin 'yeterince oscar verdik, o da almayıversin' mantığına takılmıştır.
yıllarca büyük bir sabırla arşivimde tuttuktan sonra izlediğim, izlerken oyunculuğuyla olsun, müzikleriyle olsun, beni benden almış, hayatımın filmleri kategorisinde sağlam yer edinmiş bir filmdir kendileri.lakin dün gece iki kız arkadaşımla bir kez daha izlemek gibi bir gaflette bulundum.filmin ortasında, yüz ifadelerine bakıp öylesine sorduğum "sıkıldınız mı?" sorusuna, "evet sıkıldık, hadi beyaz show izleyelim." cevabını aldıktan sonra anladım ki hiç kimse, hiç kimse sen değil be gülüm.