istanbulun küçükçekmece ilçesinde bulunan ensesi kalın dediğimiz kişilerin ikamet ettiği yerdir. büyük ve bahçeli evler, geniş sokaklar, lüks arabalar, iyi giyimli insanlar...
neden bilmiyorum ama nüfusunun nerdeyse dörtte üçünü türbanlı, pür makyajlı ve jeep kullanan ablalarımız oluşturuyor
amma ve lakin yine de istanbulun en sevdiğim semtlerinden biridir. sanki kendi içinde ayrı bir hayat var gibi. sakindir, istanbulun kaosundan uzaktır. sokaklarında hoş bir ambians vardır, 4 katlı ve bahçeli evler falan.
severim ben bu semti, sakindir ve nezihtir.
(bkz: flyinn)
(bkz: tike)
(bkz: kaşıbeyaz)
(bkz: beyti)
(bkz: metin oktay tesisleri)
istanbul un ortasında adeta cennetten bir bahçeyi andıran nadide semt. uzun ağaçlı caddelerinde yürürken kendinizi buenos aires te hissedebilirsiniz. ama aşırı pahalı ve hep o evlerin içinde kimler yaşıyor bilmek istemişimdir.
sariyer, besiktas gibi bogaza nazir ilcelerde daha ucuza daireler bulunabilinirken, insanlarin niye buradaki evlere trilyona varan fiyatlar odediklerini hala anlayamadigim semt. hayir, zaten merkezi bir yer degil, manzara desen kor deniz *; sokaklar issiz, cadde ortasinda adam dograsalar milletin haberi olmayacak. nedir bu florya meraki millette, anlayamiyorum.
7 senedir ikamet ettiğim, "bos" cafesi'nin önünde yapılan gereksiz muhabbetler ve karşılıklı park edilmiş otomobiller sebebiyle her akşam evime giderken çileden çıktığım, uçak seslerinin bünyenizde alışkanlık yaptığı, komşularınızı tanımadığınız, ıssız olsalar da yürürken endise duymayacağınız sokakları olan,taksim florya dolmuşları ile ulaşım konusunda bir nebze rahatlamış bulunan, yabancısı olanlar için her sokak başında kabusa dönüsen tek yön tabelaları barındıran, bisikletli apartman görevlilerini pek sevimli bulduğum, ruhsatlı daire bulmanın hemen hemen imkansız olduğu,bütün sokak isimlerini ezbere bildiğiniz,caddelerinden polis otolarının eksik olmadığı, bahçeli evleri, sahane sahili, hat boyun'da 7/ 24 açık olması sebebiyle beni mutlu eden kuruyemiscisi, vazgeçemeyeceğim roma dondurmacısı, beyti'si, kaşıbeyaz'ı deniz kenarında ki uludağ ve güverte restaurantı, şampiyonluk sebebiyle 2 sokak aşağıda ki evinize ulaşmanıza engel olan metin oktay tesisleri,fly inn'i, havuzlu bahcesi, ormanı, herseye ragmen huzuru ile bakırkoy ileçmize baglı olan istanbul'un en yaşanılası semtlerinden biri.
on yıldır ikamet etmekte oldugum; taşınmadan önceleri çocukluk zamanlarımda, burada yaşayan akrabaları ziyaret ettigimiz zamanlardan aklımda tren istasyonunun orda duran faytonları, ıssız, sessiz ve sakin oluşu ile kalmış olan; taşındığımızın ilk seneleri 'iyi ki taşınmışız, seviyorum buraları ben,yerim,oley,yuppi' nidaları ile zıplarken; gitgide artan popülasyonu, etnik kökeni, dini, dili, ırkı,mezhebi, ideolojisi vs. ne olursa olsun barındırmaya başladıgı kötü insanları; paranın getirdiği güçleri her açıdan kötüye kullanmakta olan bireyleri, her geçen gün artan binaları, TEKKE(!) ve ZAViYE(!)leri, sonradan görmeleri, şımarık teenageleri *, sütten yeni kesildiği halde, babasının yada annesinin arabasının anahtarını kaçırdıgı gibi izbe, dapdar sokaklarda saatin kaç oluşunu önemsemeden bangır bangır gürültülü bir şekilde kah cengiz kurtoglu kah david vendetta dinleyerek hızlı ve öfkeli araba sürerek evlerdeki insanları rahatsız eden * beyinsiz ergenleri ve daha hatırlayamadıgım bir çok olumsuzlukları nedeniyle her geçen gün biraz daha nefret ettiğim; bir an önce taşınmak için * ciddi atılımlarda bulunduğum ** semtim.
burada insanlar birbirini tanımadan sadece kelimeleri biraraya getirerek kurdukları cümlelerden tanımaya çalışıyorlar. 3 tane değil sadece 1 tane köpeğim var ama bugün bir kişi bile onun canını acıttığında kan beynime sıçrayacak kadar asabım bozuluyor. şimdi madem hayvan sevgisine sahip olduğunu söyleyen bir yazar kendisi o zaman "bir erkek kendisini tatmin edecek bir kadın bulamadığında evindeki köpeğine tecavüz etsin. böylece bir kadına saldırmaktan kurtulur." türevi cümleler kurmamalıydı. bu nasıl bir zihniyet? damacanayla kendisini tatmin eden adam dahi melek kalıyor bu zihniyetin yanında!
istanbul un en sağlam semtlerinden biridir atatürk köşkü vali konağı ve bir çok zengin ünlü insanın ikamet ettiği, galatasarayımızın mükemmel tesislerini içinde barındıran ormanı olan denizde kıyısı olan hatta yakın geçmişte yazlık olarak kullanılan fakat artık istanbul un içine almış olduğu şehir merkezi denilen kısıma tabi olan semttir.
bu kadar lafı niye söyledik ....
heh yeni bir altıncı nesil yazardır aynı zamanda hoş gelmiştir... *
kadınsız kızsız kalmış adamdır. aslında çok iğrenç birşey ama biraz değişik yönden bakarsak. adam o abazalıkla köpeğe değilde komşusuna felan saldırsaydı. bi köpek 400 kadının hayatını kurtarmış aslında. kahraman bile sayılabilir. bakın şaka değil harbiden diyorum.
köpeğine 400 kez tecavüz eden adam başlığının altına girmiş olduğu entry. acaba hayvanların yaradılış nedeninin insanlar tatmin olamadıklarında kendilerini onlarla tatmin etsinler, insan öldürmek istediklerinde gitsinler hınçlarını hayvanlardan alsınlar ama yeterki insanlara zarar vermesinler olduğunu mu düşünüyor? şimdi tutup "efendim ironi yapmış" falan demesin bana kimse. şu zihniyete bak. sonra the marmara nın önündeki köpeğin bir geceyarısı adına insan denilen mahlukatlar tarafından dövülerek öldürüldüğünü duyduğumuzda "yazıklar olsun" diyoruz. işte o zihniyetin temeli bugün "bi köpek 400 kadının hayatını kurtarmış aslında " diyen zihniyettir.
güzel bir yerdir o kadar çok cafe falan yoktur olanlarıda gayet iyidir.
trafiği o kadar çok olmayan kalabalık olmayan hatta çevre kirliliğinin bile az olduğu güzel yer.
(bkz: Flynn)
10 yılı aşkın süredir ikamet ettiğim; istanbul'un az sayıdaki düzenli, kafa dinlenebilen ve gece istediğiniz saatte çıkıp dolaşabileceğiniz semtlerinden biri.
küçükçekmece ilçesine bağlıdır. üst kısımlarda zenginlerin oturduğu villalar, metin oktay tesisleri bulunmasına karşın, tren istasyonunun olduğu bölümlerde bir zamanlar gecekondu mahallesi olan semt.***
istanbul'un en güzel sahil kesimlerinden biridir. sosyal tesisler birer eğlence mekanıdır, dakika başı kafanızın üstünden uçaklar geçer; yolda polis konvoylarına rastlarsınız. kafanızı dinleyebileceğiniz ender lüks semtlerden biridir.
cemaatlere ait özel kolejlerin ve dersanelerin de açılmasıyla kimlik değiştirmeye başlayan, yollarda jeep kullanan türbanlıları sık sık görebileceğiniz, sonradan görmelerin yaşadığı semt.
sakin bir semt. hemde ürkütmeye sebep olacak kadar sakin. misal gece 11 de sigaranız bitse bakkala kadar size eşlik eden sadece bir sokak köpeği olması muhtemel. ara sokakları dar ve her daim karanlık.
evler dış cepheleriyle göz doldursa da aslında bir çoğu kaçak. kanalizasyon kokusu bir çok sokakta baş döndürecek kadar yoğun hissediliyor.
önden baktığınızda 3 katlı görülen binaların, arka cepheden baktığınızda 6 katlı olduğunu farketmeniz doğal. kot farkları mevcut. ana caddesinde bir kaç pastane ve kebapçının haricinde gençlere hitap eden bir kafe bulmak bir hayli güç.
evlerin çoğunda elektirikli panjurlar mevcut. e bunlarda kapalı olunca evlerde biri yaşıyor mu yaşamıyor mu anlamak güç.
bazılarının florya'ya türkiye'nin mekkesi demesi pekte yabana atılır bir söylem değil , hiç ummadığınız yerlerde bezen bir spor salonunda ya da bir pastanede laflarken birisiyle, din içerikli sohbetlere davet edilmeniz ve neticesinde kabul etmezseniz selam sabahın kesilmesi olası.
Çocukluk dönemimden beri gözlemim Florya'da çok aşırı bir yapılaşma olmasıdır normalde Florya da iki katın üstünde bina yapmak ve bahçenin yanlızca %25 ine bina dikebilmek resmi kuraldır .Bu kuralların artık hiçe sayıldığını ve çocukluğumdan bu güne geçen 10 15 senede artık bahçeli veya 2 katlı evlerin hepsinin yerini 4 5 katlı ,herbiri aynı tornadan çıkma , bahçesi olmayan(bir dikili ağaçları bile yok) evlerin aldığını üzülerek söylüyorum..
Florya da bundan 20 30 sene öncesinde Florya'ya kuş (florya kuşu semte ismini vermiştir)avlamak için gelen babamın söylediği üzere buralarda bir zamanlar pekte küçük olmayan tarihi(roma döneminden kalma olabilir) bir tapınak benzeri bir yapı mevcutmuş.
hürriyet caddesi altından geçen elektrik kablolarının yıllardan beri anaları 5 liralık karılara dönüştüğü için, üstüne üstük bu kablolara sahip olan elektrik dağıtım firmasının başında insana benzeyen yaratıklar(ama insan demiyorum bakınız) olduğu için, elektriklerini bu caddeden alabilecek kadar talihsiz olan sakinleri hayvan elektrik firmaları ve sorumsuz, üç kuruşluk devlet büyükleri tarafından resmen maymuna çevrilen, nezih, güzel lakin bir o kadar da sinir harbi yaşatan semt. florya güzel ama puştları da olmasa hesabı.
not: kimse burada hakaret olduğunu falan söylemesin efendim. 2 gündür üst üste elektrikler gidiyor ve 12-13 saat arayla gelmiyor. elektronik cihazlarlarda 500 ytlnin üzerinde hasar oluşuyor. bütün işleriniz aksıyor. akademik hayatınız bir sene daha uzuyor. malum t.c.'de adalet sistemi de olmadığından bize de karanlıkta tuvalete girip "ilgili kişilerin" aile efratlarıyla ilgili fanteziler kurmak kalıyor.
not: sonra da "niye terkediyosunuz bu ülkeyi pis vatan hainleri" diyorsunuz. al işte.
